An early mornin’, no clouds up in the sky
– Sabahın erken saatlerinde, gökyüzünde bulut yok
She’s paranoid, but still she don’t know why, yeah
– O paranoyak, ama yine de nedenini bilmiyor, Evet
But still she don’t know why, yeah
– Ama yine de nedenini bilmiyor, Evet
This fire, yeah, I know it burns inside
– Bu ateş, Evet, içinde yandığını biliyorum
It’s your decision, but still you make it mine, ayy
– Bu senin kararın, ama yine de benim olsun, ayy
It makes it easier for ya, ayy
– Bu senin için daha kolay hale getirir, ayy
I know it’s hard to swallow
– Yutmanın zor olduğunu biliyorum.
I don’t know if I’ll be here tomorrow (Yeah)
– Yarın burada olup olmayacağımı bilmiyorum (Evet)
‘Morrow (Yeah, yeah), tomorrow (Yeah)
– ‘Morrow (Evet, Evet), yarın (Evet)
‘Morrow (Yeah, yeah), tomorrow
– ‘Yarın (Evet, Evet), yarın
Ah, did you not get the message?
– Mesajı almadın mı?
Said I’m done callin’ and textin’
– Aramamın ve mesaj atmamın bittiğini söyledi.
Don’t be so passive-aggressive
– Bu kadar pasif agresif olma
You’re gonna pass that aggression
– Bu saldırganlığı geçeceksin.
We been inside, been invested
– İçeri girdik, yatırım yaptık
I did not come to impress ya
– Seni etkilemeye gelmedim.
You’re gonna know ’cause you’re testin’
– Bileceksin çünkü test yapıyorsun.
You feel it in your intestine (Yeah)
– Bunu bağırsağında hissediyorsun (Evet)
I know it’s hard to swallow
– Yutmanın zor olduğunu biliyorum.
I don’t know if I’ll be here tomorrow (Yeah)
– Yarın burada olup olmayacağımı bilmiyorum (Evet)
‘Morrow (Yeah, yeah), tomorrow (Yeah)
– ‘Morrow (Evet, Evet), yarın (Evet)
‘Morrow (Yeah, yeah), tomorrow
– ‘Yarın (Evet, Evet), yarın
You can’t scream louder (No, no, no)
– Daha yüksek sesle çığlık atamazsın (Hayır, hayır, hayır)
No one’s around you (No, no, no)
– Etrafında kimse yok (Hayır, hayır, hayır)
Heart filled with malice (Oh, oh, oh)
– Kalp kötülük ile dolu (Oh, oh, oh)
And that’s how you’ll have it (Oh, oh, oh)
– Ve bu şekilde sahip olacaksın (Oh, oh, oh)
I’m still so proud of you (Oh, oh)
– Hala seninle gurur duyuyorum (Oh, oh)
Don’t turn your back on me (No, no)
– Bana sırtını dönme (Hayır, Hayır)
We’ll find our balance (Yeah, yeah, yeah)
– Dengemizi bulacağız (Evet, Evet, Evet)
I, only I can control, need to find, to decide
– Ben, sadece kontrol edebilirim, bulmalıyım, karar vermeliyim
Why I’m alive, in the burn and the glow
– Neden yaşıyorum, yanık ve parıltıda
‘Til I learn how to flow with the highs and the lows
– ‘Til I learn how to flow with the highs and the lows
(With the highs and the lows)
– (Yüksek ve alçak ile)
Comes and goes (Yeah)
– Gelir ve gider (Evet)
I know it’s hard to swallow
– Yutmanın zor olduğunu biliyorum.
I don’t know if I’ll be here tomorrow (Yeah)
– Yarın burada olup olmayacağımı bilmiyorum (Evet)
‘Morrow (Yeah, yeah), tomorrow (Yeah)
– ‘Morrow (Evet, Evet), yarın (Evet)
‘Morrow (Yeah, yeah), tomorrow
– ‘Yarın (Evet, Evet), yarın
Fuckin’ around, oh yeah
– Lanet olsun, oh evet
I’m fuckin’ around, oh yeah
– Ben etrafta dolanıyorum, oh evet
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.