ABBA – Head Over Heels İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I have a very good friend
– Çok iyi bir arkadaşım var
The kind of girl who likes to follow a trend
– Bir trendi takip etmeyi seven türden bir kız
She has a personal style
– Kişisel bir tarzı var.
Some people like it, others tend to go wild
– Bazı insanlar bunu sever, diğerleri çıldırmaya eğilimlidir

You hear her voice everywhere
– Sesini her yerde duyuyorsun.
Taking the chair
– Sandalyeyi almak
She’s a leading lady
– Önde gelen bir kadın.
And with no trace of hesitation she keeps going
– Ve hiç tereddüt etmeden devam ediyor

Head over heels
– Sırılsıklam
Breaking her way
– Yolunu kesmek
Pushing through unknown jungles every day
– Her gün bilinmeyen ormanlardan geçmek
She’s a girl with a taste for the world
– O dünyaya düşkün bir kız.
(The world is like a playing ground where she goes rushing)
– (Dünya, acele ettiği bir oyun alanı gibidir)
Head over heels
– Sırılsıklam
Setting the pace
– Hızı ayarlama
Running the gauntlet in a whirl of lace
– Bir dantel koşuşturmasında eldiveni çalıştırmak
She’s extreme, if you know what I mean
– O aşırı, ne demek istediğimi anlıyorsan

Her man is one I admire
– Onun erkeğine hayranım
He’s so courageous but he’s constantly tired
– Çok cesur ama sürekli yorgun
Each time when he speaks his mind
– Ne zaman fikrini söylese
She pats his head and says, “That’s all very fine”
– Kafasını okşuyor ve “Hepsi çok iyi” diyor.

“Exert that will of your own
– “Kendi iradeni kullan
When you’re alone
– Yalnızken
Now we’d better hurry”
– Şimdi acele etsek iyi olur.”
And with no trace of hesitation she keeps going
– Ve hiç tereddüt etmeden devam ediyor

Head over heels
– Sırılsıklam
Breaking her way
– Yolunu kesmek
Pushing through unknown jungles every day
– Her gün bilinmeyen ormanlardan geçmek
She’s a girl with a taste for the world
– O dünyaya düşkün bir kız.
(The world is like a playing ground where she goes rushing)
– (Dünya, acele ettiği bir oyun alanı gibidir)
Head over heels
– Sırılsıklam
Setting the pace
– Hızı ayarlama
Running the gauntlet in a whirl of lace
– Bir dantel koşuşturmasında eldiveni çalıştırmak
She’s extreme, if you know what I mean
– O aşırı, ne demek istediğimi anlıyorsan

You hear her voice everywhere
– Sesini her yerde duyuyorsun.
Taking the chair
– Sandalyeyi almak
She’s a leading lady
– Önde gelen bir kadın.
And with no trace of hesitation she keeps going
– Ve hiç tereddüt etmeden devam ediyor

Head over heels
– Sırılsıklam
Breaking her way
– Yolunu kesmek
Pushing through unknown jungles every day
– Her gün bilinmeyen ormanlardan geçmek
She’s a girl with a taste for the world
– O dünyaya düşkün bir kız.
(The world is like a playing ground where she goes rushing)
– (Dünya, acele ettiği bir oyun alanı gibidir)
Head over heels
– Sırılsıklam
Setting the pace
– Hızı ayarlama
Running the gauntlet in a whirl of lace
– Bir dantel koşuşturmasında eldiveni çalıştırmak
She’s extreme, if you know what I mean
– O aşırı, ne demek istediğimi anlıyorsan

(She’s just one of those who always has to do whatever she please)
– (Her zaman lütfen. ne alakası var olanların sadece bir kız)
And she goes
– Ve o gider
Head over heels
– Sırılsıklam




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın