(Being lost in your arms)
– (Kollarında kaybolmak)
Just 24
– Sadece 24
(Being lost in your arms) in hours, ayy
– (Kollarında kaybolmak) birkaç saat içinde, ayy
My intuition said it from the start
– Sezgilerim bunu en başından beri söyledi
I didn’t wanna listen, I gave you my heart
– Dinlemek istemedim, sana kalbimi verdim.
Oh, little by little it all fell apart
– Oh, azar azar her şey dağıldı
Oh, yesterday was black and blue (blue, blue, blue)
– Oh, dün siyah ve Mavi (Mavi, Mavi, Mavi)
Too many reasons to not go back again
– Bir daha geri dönmemek için çok fazla sebep
Oh, sweet dreams finally came to an end
– Oh, tatlı rüyalar sonunda sona erdi
And I thought that I would never see the light, my friend
– Ve ışığı asla göremeyeceğimi düşündüm, dostum
Oh, yesterday was black and blue (ooh, ooh, ooh)
– Oh, dün siyah ve maviydi (ooh, ooh, ooh)
Walking through the fire all because of you
– Ateşin içinde yürümek senin yüzünden
I found that something to believe in
– İnanacak bir şey buldum.
Me, myself and I, all because of you
– Ben, kendim ve ben, hepsi senin yüzünden
I found that something to believe in
– İnanacak bir şey buldum.
24 hours nevеr seemed so far away
– 24 saat hiç bu kadar uzak görünmüyordu
Feels like a lifetimе ago
– Bir ömür önce gibi geliyor
24 hours, so little did I know
– 24 saat, çok az şey biliyordum
24 hours ago
– 24 saat önce
(Being lost in your arms)
– (Kollarında kaybolmak)
In the religion of the insecure
– Güvensizlerin dininde
Yeah, backlash’s hitting you down to the core
– Evet, geri tepme seni çekirdeğe vuruyor
Oh, forgive and forgiving, baby, there is hope
– Oh, affet ve affet, bebeğim, umut var
It’s not all in black and blue (ooh, ooh, ooh)
– Hepsi siyah ve mavi değil (ooh, ooh, ooh)
Walking through the fire all because of you
– Ateşin içinde yürümek senin yüzünden
I found that something to believe in
– İnanacak bir şey buldum.
Me, myself and I, all because of you
– Ben, kendim ve ben, hepsi senin yüzünden
I found that something to believe in
– İnanacak bir şey buldum.
24 hours never seemed so far away
– 24 saat hiç bu kadar uzak görünmüyordu
Feels like a lifetime ago
– Bir ömür önce gibi geliyor
24 hours, so little did I know
– 24 saat, çok az şey biliyordum
24 hours ago
– 24 saat önce
That was the last time, the last time I’ll ever be yours
– Bu son seferdi, son kez senin olacağım
Just 24 hours ago
– Sadece 24 saat önce
That was the last time, the last time I’ll ever be yours
– Bu son seferdi, son kez senin olacağım
Just 24 hours ago
– Sadece 24 saat önce
As my world fell apart
– Dünyam parçalanırken
It hit me like lightning in the dark
– Karanlıkta şimşek gibi çarptı bana
This is my sliding door moment
– Bu benim sürgülü kapı anım
Here and now, I choose my future
– Burada ve şimdi, geleceğimi seçiyorum
Here and now, I choose my future
– Burada ve şimdi, geleceğimi seçiyorum
I choose my future
– Geleceğimi seçiyorum
24 hours never seemed so far away
– 24 saat hiç bu kadar uzak görünmüyordu
Feels like a lifetime ago
– Bir ömür önce gibi geliyor
24 hours, so little did I know
– 24 saat, çok az şey biliyordum
24 hours ago
– 24 saat önce
24 hours never seemed so far away
– 24 saat hiç bu kadar uzak görünmüyordu
Feels like a lifetime ago
– Bir ömür önce gibi geliyor
24 hours, so little did I know
– 24 saat, çok az şey biliyordum
24 hours ago
– 24 saat önce
That was the last time, the last time I’ll ever be yours
– Bu son seferdi, son kez senin olacağım
Just 24 hours ago
– Sadece 24 saat önce
That was the last time, the last time I’ll ever be yours
– Bu son seferdi, son kez senin olacağım
Just 24 hours ago
– Sadece 24 saat önce
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.