Alec Benjamin – Water Fountain İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

She told me that she loved me by the water fountain
– Bana su çeşmesinin yanında beni sevdiğini söyledi.
She told me that she loved me and she didn’t love him
– Beni sevdiğini ve onu sevmediğini söyledi.
And that was really lovely ’cause it was innocent
– Ve bu gerçekten güzeldi çünkü masumdu
But now she’s got a cup with something else in it
– Ama şimdi içinde başka bir şey olan bir fincan var
It’s getting kind of blurry at a quarter past ten
– Onu çeyrek geçe bulanıklaşıyor.
And he was in a hurry to be touching her skin
– Ve cildine dokunmak için acele ediyordu
She’s feeling kind of dirty when she’s dancing with him
– Onunla dans ederken biraz kirli hissediyor
Forgetting what she told me by the water fountain
– Bana su çeşmesinin yanında söylediklerini unutmak

Now he’s grabbing her hips, and pulling her in
– Şimdi kalçalarını tutuyor ve onu içeri çekiyor
Kissing her lips, and whispering in her ear
– Dudaklarını öpüyor ve kulağına fısıldıyor
And she knows that she shouldn’t listen
– Ve o dinlememesi gerektiğini biliyor
And that she should be with me by the water fountain
– Ve benimle su çeşmesinin yanında olması gerektiğini
She couldn’t be at home in the night time because
– Gece vakti evde olamazdı çünkü
It made her feel alone, but at that time she was too young
– Bu onu yalnız hissettirdi, ama o zamanlar çok gençti
I was too young
– Çok gençtim

I should’ve built a home with a fountain for us
– Bizim için bir çeşme ile bir ev inşa etmeliydim
The moment that she told me that she was in love
– Bana aşık olduğunu söylediği an
Too young
– Çok genç
I was too young
– Çok gençtim
Too young, too young, too young
– Çok genç, çok genç, çok genç

And if she ever goes back to the water fountain
– Ve eğer su çeşmesine geri dönerse
The handle will be broken and the rust set in
– SAP kırılacak ve pas içeri girecek
But my hand, it will be open and I’ll try to fix it
– Ama elim açık olacak ve bunu düzeltmeye çalışacağım
My heart, it will be open and I’ll try to give it
– Kalbim açık olacak ve onu vermeye çalışacağım

Now I’m grabbing her hips, and pulling her in
– Şimdi kalçalarını tutuyorum ve onu içeri çekiyorum
Kissing her lips, and whispering in her ear
– Dudaklarını öpüyor ve kulağına fısıldıyor
And I know that it’s only a wish
– Ve bunun sadece bir dilek olduğunu biliyorum
And that we’re not standing by the water fountain
– Ve su çeşmesinin yanında durmadığımızı
Too young, too young, too young
– Çok genç, çok genç, çok genç

She couldn’t be at home in the night time
– Ben geceleri evde olmuyordu
Because it made her feel alone
– Çünkü bu onu yalnız hissettirdi
But at that time she was too young
– Ama o zaman çok gençti
I was too young
– Çok gençtim

I should’ve built a home with a fountain for us
– Bizim için bir çeşme ile bir ev inşa etmeliydim
The moment that she told me that she was in love
– Bana aşık olduğunu söylediği an
Too young
– Çok genç
I was too young
– Çok gençtim
Too young, too young, too young
– Çok genç, çok genç, çok genç

I should’ve built a home with a fountain for us
– Bizim için bir çeşme ile bir ev inşa etmeliydim
The moment that she told me that she was in love
– Bana aşık olduğunu söylediği an
Too young
– Çok genç
I was too young
– Çok gençtim




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın