Ali Gatie – Can’t Let You Go İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

I can’t let you go
– Bırakamıyorum seni
Trust me, I’ve tried, and I swear I’m still trying to know
– İnan bana, denedim ve yemin ederim hala öğrenmeye çalışıyorum
How to move on
– Nasıl devam edilir
If somebody told me, I still wouldn’t know where to go
– Biri bana söyleseydi, nereye gideceğimi bilemezdim.

I’d follow the stars
– Yıldızları takip ederdim.
Wish I could see them, the sky feels so dark when you’re gone
– Keşke onları görebilseydim, sen gittiğinde gökyüzü çok karanlık hissediyor
I’d follow my heart
– Kalbimi takip ederdim.
But you took it with you the day you walked out of that door
– Ama o kapıdan çıktığın gün yanında götürdün.

No, I can’t pretend
– Hayır, ben rol yapamam
That you and I had never met, no, no, no
– Sen ve ben hiç tanışmadık, hayır, hayır, hayır
If movin’ on means I should forget
– Eğer devam etmek unutmam gerektiği anlamına geliyorsa

And even if I could, I wouldn’t
– Ve yapabilseydim bile, yapmazdım
No matter what the price is, I would pay
– Fiyatı ne olursa olsun, ben öderdim
Don’t matter if I should or shouldn’t
– Gerçekten yapmalı mıyım yoksa yapmamalı önemi yok
I woulda never gave up anyway
– Zaten asla vazgeçmezdim.

Long nights of cryin’
– Ağlayan uzun geceler
I felt like I was dyin’ every night
– Her gece ölüyormuşum gibi hissettim.
Rather keep on fightin’
– Daha ziyade savaşmaya devam et
At least then I’ve got a reason to fight
– En azından o zaman savaşmak için bir nedenim var

You gave me hope
– Bana umut verdin
Something to hold on and look forward for
– Tutunacak ve dört gözle bekleyecek bir şey
And after it all
– Ve hepsinden sonra
You left me with scars and said that you were never involved
– Beni yara izleriyle bıraktın ve hiç karışmadığını söyledin.

You knew I was weak
– Zayıf olduğumu biliyordun.
You sold me a dream and knew I would believe in your lies
– Bana bir rüya sattın ve yalanlarına inanacağımı biliyordun
What’s wrong with me?
– Benim sorunum ne?
I knew you were lyin’, but I had no courage to leave
– Yalan söylediğini biliyordum ama gidecek cesaretim yoktu.

And I can’t pretend
– Ve rol yapamam
That you and I had never met, no, no, no
– Sen ve ben hiç tanışmadık, hayır, hayır, hayır
If movin’ on means I should forget
– Eğer devam etmek unutmam gerektiği anlamına geliyorsa

Then even if I could, I wouldn’t
– O zaman yapabilseydim bile yapmazdım.
No matter what the price is, I would pay
– Fiyatı ne olursa olsun, ben öderdim
Don’t matter if I should or shouldn’t
– Gerçekten yapmalı mıyım yoksa yapmamalı önemi yok
It wouldn’t even matter anyway
– Zaten fark etmezdi bile

Then even if I could, I wouldn’t
– O zaman yapabilseydim bile yapmazdım.
No matter what the price is, I would pay
– Fiyatı ne olursa olsun, ben öderdim
Don’t matter if I should or shouldn’t
– Gerçekten yapmalı mıyım yoksa yapmamalı önemi yok
I woulda never gave up anyway
– Zaten asla vazgeçmezdim.

Long nights of cryin’
– Ağlayan uzun geceler
I felt like I was dyin’ every night
– Her gece ölüyormuşum gibi hissettim.
Rather keep on fightin’
– Daha ziyade savaşmaya devam et
At least then I’ve got a reason to fight
– En azından o zaman savaşmak için bir nedenim var

خليكي ما تروحي
– خليكي ما تروحي
يا ڤلبي يا روحي
– يا ڤلبي يا روحي
خبيكي بجروحي
– خبيكي بجروحي
خليني معاك
– خليني معاك
(خليكي ما تروحي)
– (خليكي ما تروحي)
(يا ڤلبي يا روحي)
– (يا ڤلبي يا روحي)
(خبيكي بجروحي)
– (خبيكي بجروحي)
(I can’t let you go)
– (Gitmene izin veremem)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın