almost monday – sunburn İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

The days we spent were temporary
– Geçirdiğimiz günler geçiciydi.
But you’ll always be that sunburn on me
– Ama her zaman güneş yanığı olacaksın.
An ice cold shower can’t help, baby
– Buz gibi bir duş yardımcı olamaz bebeğim.
‘Cause you’ll always be that sunburn on me (yeah, yeah, yeah)
– Çünkü her zaman güneş yanığı olacaksın (evet, evet, evet)

California (yeah, yeah)
– Kaliforniya (evet, evet)
Heat waves on ya (yeah, yeah)
– (Evet, Evet)seni sıcak hava dalgaları
Think we knew that it would go there
– Sanırım oraya gideceğini biliyorduk.
Catching magic out of thin air
– İnce havadan sihir yakalamak

Warmer weather (yeah, oh)
– Sıcak hava (evet, oh)
Nothing better
– Hiçbir şey daha iyi
‘Til we stumble into nightfall
– Akşama rastlayana kadar
And you end it with a phone call
– Ve bunu bir telefonla bitiriyorsun.

Why’d I give you my everything
– Neden sana her şeyimi verdim
Just to watch us spiral down the drain?
– Sadece bizi süzülürken izlemek için mi?
What if time doеsn’t heal a damn thing?
– Ya zaman hiçbir şeyi iyileştirmezse?
And nothing, nothing’s gonna wash it away
– Ve hiçbir şey, hiçbir şey onu yıkamayacak

The days we spеnt were temporary
– Geçirdiğimiz günler geçiciydi.
But you’ll always be that sunburn on me
– Ama her zaman güneş yanığı olacaksın.
An ice cold shower can’t help, baby
– Buz gibi bir duş yardımcı olamaz bebeğim.
‘Cause you’ll always be that sunburn on me
– Çünkü her zaman güneş yanığı olacaksın.

Aloe vera over my skin (ouch)
– Cildimin üzerinde Aloe vera (ah)
Took you to places that you never been (you never been there)
– Seni hiç gitmediğin yerlere götürdü (hiç gitmedin)
Why you gotta say goodbye? (don’t say, yeah)
– Neden veda etmek zorundasın? (evet deme)
Windows are down on the highway
– Pencereler otoyolun aşağısında.
But you never going my way (uh)
– Ama asla benim yoluma gitmiyorsun (uh)
Burn up in flames like the Fourth of July
– Dördüncü Temmuz gibi alevler içinde yanmak

The days we spent were temporary
– Geçirdiğimiz günler geçiciydi.
But you’ll always be that sunburn on me
– Ama her zaman güneş yanığı olacaksın.
An ice cold shower can’t help, baby
– Buz gibi bir duş yardımcı olamaz bebeğim.
‘Cause you’ll always be that sunburn on me (yeah)
– Çünkü her zaman güneş yanığı olacaksın (evet)

Sunburn on me
– Bana güneş yanığı
Ah, ah, got that sunburn on me
– Ah, ah, şu güneş yanığı üzerimde
Ah, ah
– Ah, ah

Why’d I give you my everything
– Neden sana her şeyimi verdim
Just to watch us spiral down the drain?
– Sadece bizi süzülürken izlemek için mi?
What if doesn’t heal a damn thing?
– Ya hiçbir şeyi iyileştirmezse?
And nothing, nothing’s gonna wash it away, yeah, yeah
– Ve hiçbir şey, hiçbir şey onu yıkamayacak, evet, evet

The days we spent were temporary
– Geçirdiğimiz günler geçiciydi.
But you’ll always be that sunburn on me (sunburn on me)
– Ama hep bana (bana güneş yanığı)bu güneş yanığı olursun
An ice cold shower can’t help, baby
– Buz gibi bir duş yardımcı olamaz bebeğim.
‘Cause you’re always gonna be that sunburn on me, yeah
– Çünkü her zaman güneş yanığı olacaksın, evet

Sunburn on me
– Bana güneş yanığı
Ah, ah, got that sunburn on me
– Ah, ah, şu güneş yanığı üzerimde
Ah, ah, got that sunburn on me
– Ah, ah, şu güneş yanığı üzerimde
Ah, ah, got that sunburn on me
– Ah, ah, şu güneş yanığı üzerimde
Ah, ah
– Ah, ah




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın