Alok, Mc Davi & MC Marks Feat. Mc Dricka, MC Hariel, MC Leozinho ZS & Dj Victor – 180 Portekizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Ela não é objeto de ninguém, não
– O kimsenin nesnesi değil, hayır
Ninguém manda no seu coração
– Kalbinde kimse emir vermiyor.
Ela não é objeto de ninguém, não
– O kimsenin nesnesi değil, hayır
Ninguém manda no seu coração
– Kalbinde kimse emir vermiyor.

Em mulher não se bate nem com flor
– Bir kadın bir çiçekle bile dövülmez
Eu dedico pra elas esse flow
– Onlara bu akışı adadım
Para de ser covarde, bater não faz parte
– Korkak olmayı bırak, dövmek bunun bir parçası değil.
Perdeu o respeito, sai fora, acabou
– Saygımı kaybettim, defol, bitti

O meu sogro já me avisou
– Kayınpederim beni çoktan uyardı.
Que a filha dele nunca apanhou
– Kızının asla yakalayamadığı
Então fica à vontade, relou é xeque-mate
– Bu yüzden rahat ol, relou Şah Mat
Que impere o respeito, então faz um favor
– Bu kurallara saygı duyuyor, bu yüzden bir iyilik yap

Mulher não é saco de pancada
– Kadın kum torbası değil
Então, mano, cê pega a visão
– Yani, kardeşim, bakış açısı
Tá com raiva, sai fora de casa
– Kızgınsın, evi terk ediyorsun.
Agredir nunca foi solução
– Saldırı asla bir çözüm olmadı

As mentiras atrapalha
– Yalanlar engel olur
Paciência e fica firmão
– Sabret ve sağlam dur
Essas brisa de tapa na cara
– Bu esinti yüzüne tokat atıyor
Começou com um simples palavrão
– Her şey basit bir yemin sözüyle başladı.

Deixa a gata viver, você queria zoar
– Kedinin yaşamasına izin ver, yakınlaştırmak istedin
Vai ser feliz, sempre o que quis
– Her zaman istediğim gibi mutlu olacağım.
Cê largou a gatona, vai ter que aturar
– Kediyi bırakırsan, buna katlanmak zorunda kalacaksın.

Deixa a gata viver, você queria zoar
– Kedinin yaşamasına izin ver, yakınlaştırmak istedin
Vai ser feliz, sempre o que quis
– Her zaman istediğim gibi mutlu olacağım.
Cê largou a gatona, vai ter que aturar
– Kediyi bırakırsan, buna katlanmak zorunda kalacaksın.

Ela não é objeto de ninguém, não
– O kimsenin nesnesi değil, hayır
Ninguém manda no seu coração
– Kalbinde kimse emir vermiyor.
Ela não é objeto de ninguém, não
– O kimsenin nesnesi değil, hayır
Ninguém manda, ninguém manda
– Kimse sorumlu değil, kimse sorumlu değil

Ontem à noite foi chute, foi soco
– Dün gece tekmeydi, yumruklamaydı.
Foi choro pela casa toda
– Evin her yerinde ağlıyordu.
Entre lesões e escoriações
– Yaralanmalar ve sıyrıklar arasında
Eu não vejo motivo pra tanta humilhação
– Böyle bir aşağılanma için bir sebep göremiyorum.

Eu da minha posição
– Benim yerimden
Não desejo isso aqui pra nenhuma pessoa
– Bunu burada hiç kimse için istemiyorum.
Quanto rancor eu guardei
– Ne kadar kin tuttum
Por ter que acompanhar essa situação
– Bu duruma ayak uydurmak zorunda kaldığın için

Vi meu herói se tornando vilão
– Kahramanımın kötü adam olduğunu gördüm.
Vi minha coroa jogada no chão
– Tacımın yere atıldığını gördüm.
Cena de filme não traz a imagem
– Film sahnesi resmi getirmiyor
Daquela lembrança no meu coração
– Kalbimdeki o anıdan

Encher a cara parecia uma boa ideia
– Yüzü doldurmak iyi bir fikir gibi görünüyordu
Mas de recordação só me deixou magoa, né
– Ama hafızamdan sadece canım yandı, değil mi
De quantos vizinho assistindo na plateia
– İzleyicide kaç komşunun izlediğinden
A tradição dizia pra ninguém meter a colher
– Gelenek kimseye kaşık koymamasını söyledi.
Mas isso salva uma mulher
– Ama bu bir kadını kurtarır

Triste ver no seu rosto, cicatrizes pelo corpo
– Yüzünde görmek üzücü, vücut tarafından yara izleri
Marcas que esse falso amor te trouxe
– Bu sahte aşkın sana getirdiği işaretler
É triste ver no seu rosto, cicatrizes pelo corpo
– Yüzünde, vücudunun her yerinde yara izleri görmek üzücü.
Marcas que esse falso amor te trouxe
– Bu sahte aşkın sana getirdiği işaretler

O tempo te trouxe o melhor
– Zaman sana en iyisini getirdi
Mas nem sempre foi bem assim
– Ama her zaman böyle değildi
Vida sofrida na mão de alguém
– Hayat birinin elinde acı çekti
Que dizia te fazer feliz
– O dedi ki seni mutlu

Vestígios, cacos de vidro
– İzler, cam kırıkları
Gritos sobre perigo
– Tehlike çığlıkları
Cansou de ser submetida
– Maruz kalmaktan yoruldum
A relacionamento abusivo
– Kötü niyetli ilişki

Traumas que ela carregou
– Taşıdığı travmalar
Matou no peito e se empoderou
– Göğsünden öldürüldü ve güçlendi
Mostrou que a vida pode ser melhor
– Hayatın daha iyi olabileceğini gösterdi
Depois que ela se libertou
– Kırdı sonra serbest

Foram quatro ou cinco meses
– Dört ya da beş ay oldu.
Que ela esteve feliz
– Mutlu olduğunu
Mas bastou um ciúmes dele
– Ama onu kıskanmak yeterliydi.
Que ela se viu refém
– Kendini rehin bulduğunu

Hoje tá toda mudada
– Bugün her şey değişti
Nem sai de dentro de casa
– Evden bile çıkmıyor.
Se ele dá mancada, ela que sai como errada
– Eğer topallarsa, kadın yanılıyor demektir.
Se invertendo as parada
– Durakları tersine çevirirseniz

Se apareceu um roxo, caiu da escada
– Bir mor göründüyse, merdivenden düştü
Sei que é difícil falar
– Konuşmanın zor olduğunu biliyorum.
Mas não pode se calar, não, não, não, não
– Ama susamazsın, hayır, hayır, hayır, hayır

Ela não é objeto de ninguém, não
– O kimsenin nesnesi değil, hayır
Ninguém manda no seu coração
– Kalbinde kimse emir vermiyor.
Ela não é objeto de ninguém, não
– O kimsenin nesnesi değil, hayır
Ninguém manda no seu coração
– Kalbinde kimse emir vermiyor.

Bipolar, duas caras, vê se para
– İki kutuplu, iki adam, dur bakalım
Me tratava bem, agora me maltrata
– Bana iyi davrandı, şimdi bana kötü davranıyor.
Foi um dos maior dos erros, vê se para
– En büyük hatalardan biriydi, bakalım yapacak mıyız
A culpa não é minha se você é canalha
– Alçak olman benim suçum değil.

No começo era bombom, muitas flores
– Başlangıçta şekerdi, birçok çiçek vardı
Se fazia de bom, agora me traz dores
– Eğer iyi olsaydı, şimdi bana acı veriyor.
Não quero mais sofrer, vou viver
– Artık acı çekmek istemiyorum, yaşayacağım
De todas as forma me fortalecer
– Her şekilde beni güçlendir

Triste ver no seu rosto, cicatrizes pelo corpo
– Yüzünde görmek üzücü, vücut tarafından yara izleri
Marcas que esse falso amor te trouxe
– Bu sahte aşkın sana getirdiği işaretler
É triste ver no seu rosto, cicatrizes pelo corpo
– Yüzünde, vücudunun her yerinde yara izleri görmek üzücü.
Marcas que esse falso amor te trouxe
– Bu sahte aşkın sana getirdiği işaretler
Marcas que esse falso amor te trouxe
– Bu sahte aşkın sana getirdiği işaretler
É triste, é triste
– Çok üzücü, çok üzücü

O mundo ainda é um lugar perigoso pras mulheres
– Dünya hala kadınlar için tehlikeli bir yer
Não somente por aqueles
– Sadece onlar tarafından değil
Que covardemente praticam a violência
– Kim korkakça şiddet uyguluyor
Mas por aqueles que observam
– Ama görenlere Andolsun.
E deixam o mal acontecer
– Ve kötülüğün olmasına izin ver

Se você tem consciência sobre isso
– Eğer bunun farkındaysanız
Ficar em silêncio já não é mais um erro
– Sessiz olmak artık bir hata değil
É uma escolha
– Bu bir seçim




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın