Sí, sí, sí, sí, sí
– Evet, evet, evet, evet, evet
Sí, sí, sí, sí
– Evet, evet, evet, evet
Je, je (‘te e’ Amarion)
– Heh, heh (‘te e’ Amarion)
Diez puntos pa’ mí, menos nueve, mentí
– Benim için on puan, eksi dokuz, yalan söyledim.
Ocho whiskies me di, jangueando
– Sekiz viski verdim, jangueando
“A las siete estoy ahí”, dije
– “Yedide oradayım” dedim.
Seis horas atrás y todavía estoy aquí kikiando
– Altı saat önce ve hala buradayım kikiando
Cinco llamadas perdí de ti, cuatro phillies prendí con tres pana’ ruteando
– Senden kaybettiğim beş telefon, üç numarayla yakaladığım dört phillies.
Dos rola’ y sentí que me fui, que viré y todavía sigo volando
– İki rola ve ben gittiğimi, saptığımı ve hala uçtuğumu hissettim.
Ya son las una y sé que ya no me estás esperando
– Saat çoktan bir oldu ve artık beni beklemediğini biliyorum.
Cero razones pa’ cogerlo, pero suena y suena; ese soy yo, llamando
– Onu yakalamak için sıfır sebep, ama sesler ve sesler; bu benim, arıyorum
Creo
– Düşünmek
Quе estas ganas que te tеngo las tienes tú también y veo
– Senin de aynı arzuya sahip olduğunu görüyorum.
En tus ojos, sin mirarte, que aunque somos diferentes
– Gözlerinde, sana bakmadan, farklı olmamıza rağmen
Ambos tenemos el mismo deseo (sí)
– İkimiz de aynı arzuya sahibiz (evet)
Creo
– Düşünmek
Que estas ganas que te tengo las tienes tú también y veo
– Senin de aynı arzuya sahip olduğunu görüyorum.
En tus ojos, sin mirarte, que aunque somos diferentes
– Gözlerinde, sana bakmadan, farklı olmamıza rağmen
Ambos tenemos el mismo deseo
– İkimiz de aynı arzuya sahibiz.
¿No tener ganas de ti?, impossible
– Değil isteyen?, olmaz
Te miré de arriba a abajo, te besé y te gustó el beso
– Yukarı ve aşağı baktım, seni öptüm ve öpücüğü sevdin
Pero no sabes quién fue, baby, era yo invisible
– Ama kim olduğunu bilmiyorsun bebeğim, görünmezdim.
Diablo’, tú me haces sentir de Gryffindor
– Şeytan, beni Gryffindor gibi hissettiriyorsun.
‘Toy bien loco, yo sé, ponte una baby-doll
– ‘Çılgın oyuncak, biliyorum, bir bebek bebeği giy
Insisto, ‘tá to’ bien
– Israr ediyorum, iyileşmek için.
Pero vamo’ a hacerlo como si estuviéramo’ en conflicto’
– Ama bunu çatışma içindeymişiz gibi yapacağız.
Si no me quieres ver, okay, tú me dices y listo
– Eğer beni görmek istemiyorsan, tamam, sadece söyle.
Embuste, shorty
– Hile, bücür.
Sí o no, aunque te guste, lo hace la molly, bebé
– Evet ya da hayır, hoşuna gitse bile, molly yapar bebeğim
Todavía en veintipico
– Hala yirmi bir yaşında.
Pero tú vas a ser mía hasta después de los forty
– Ama kırk yaşına kadar benim olacaksın.
Creo
– Düşünmek
Que estas ganas que te tengo las tienes tú también y veo
– Senin de aynı arzuya sahip olduğunu görüyorum.
En tus ojos, sin mirarte, que aunque somos diferentes
– Gözlerinde, sana bakmadan, farklı olmamıza rağmen
Ambos tenemos el mismo deseo
– İkimiz de aynı arzuya sahibiz.
Creo
– Düşünmek
Que estas ganas que te tengo las tienes tú también y veo
– Senin de aynı arzuya sahip olduğunu görüyorum.
En tus ojos, sin mirarte, que aunque somos diferentes
– Gözlerinde, sana bakmadan, farklı olmamıza rağmen
Ambos tenemos el mismo deseo
– İkimiz de aynı arzuya sahibiz.
Diez puntos pa’ mí; menos nueve, mentí
– Benim için on puan; eksi dokuz, yalan söyledim.
Ocho whiskies me di, jangueando
– Sekiz viski verdim, jangueando
“A las siete estoy ahí”, dije
– “Yedide oradayım” dedim.
Seis horas atrás y todavía estoy aquí kikiando
– Altı saat önce ve hala buradayım kikiando
Cinco llamadas perdí de ti, cuatro phillies prendí con tres pana’ ruteando
– Senden kaybettiğim beş telefon, üç numarayla yakaladığım dört phillies.
Dos rola’ y sentí que me fui, que viré y todavía sigo volando
– İki rola ve ben gittiğimi, saptığımı ve hala uçtuğumu hissettim.
Ya son las una y sé que ya no me estás esperando
– Saat çoktan bir oldu ve artık beni beklemediğini biliyorum.
Cero razones pa’ cogerlo, pero suena y suena; ese soy yo, llamando
– Onu yakalamak için sıfır sebep, ama sesler ve sesler; bu benim, arıyorum
Lo que tú quieras, no exijo
– Ne istersen, talep etmiyorum.
Pero quiero estar dentro tuyo como un prefijo
– Ama önek olarak senin içinde olmak istiyorum.
No me importa de quién fuera, to’ eso es mío
– Kimin olduğu umurumda değil, o benim
Y aunque lo hagamo’ en la playa eso parece un río, baby
– Ve bunu nehre benzeyen kumsalda yapsak da bebeğim
Me gustaste mucho, no fue un chi’
– Senden çok hoşlandım, chi değildi.
No soy un príncipe blue, pero puedo ser tu king, baby
– Ben prens mavisi değilim ama senin kralın olabilirim bebeğim.
Quiero un espacio en tu cama y aunque estoy tarde pa’l check-in
– Yatağında bir yer istiyorum ve check-in için geç kalmama rağmen
Pa’ chequearte estoy bien, mi lady
– Sizi kontrol etmek için iyiyim leydim.
Tú eres todo de mí
– Benimle misin
Mi persona favorita desde el día que te vi
– Seni gördüğüm günden beri en sevdiğim insanım
Qué flow, no e’ el mío, es el tuyo, baby
– Ne akışı, benim değil, senin bebeğim
No me fui, lo intenté, pero de una volví, baby
– Gitmedim, denedim ama geri döndüm bebeğim.
Creo
– Düşünmek
Que estas ganas que te tengo las tienes tú también y veo
– Senin de aynı arzuya sahip olduğunu görüyorum.
En tus ojos, sin mirarte, que aunque somos diferentes
– Gözlerinde, sana bakmadan, farklı olmamıza rağmen
Ambos tenemos el mismo deseo (sí, sí)
– İkimiz de aynı arzuya sahibiz (evet, evet)
Creo
– Düşünmek
Que estas ganas que te tengo las tienes tú también y veo
– Senin de aynı arzuya sahip olduğunu görüyorum.
En tus ojos, sin mirarte, que aunque somos diferentes
– Gözlerinde, sana bakmadan, farklı olmamıza rağmen
Ambos tenemos el mismo deseo
– İkimiz de aynı arzuya sahibiz.
El mismo deseo; mismo deseo, bebé
– Aynı arzu; aynı arzu, bebeğim
Mismo deseo, bebé
– Aynı dilek, bebeğim
‘Te e’ Amarion (‘te e’ Amarion)
– ‘Te e’ Amarion (‘te e’ Amarion)
Sí, sí, sí, sí
– Evet, evet, evet, evet
Sí, sí, sí, sí
– Evet, evet, evet, evet
Este e’ Ama, bebé
– Bu e ‘ Seviyor, bebeğim
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.