Wesh Amy, t’es ma sœur donc t’as les mêmes valeurs que ma mère
– Wesh Amy, sen benim kardeşimsin, bu yüzden annemle aynı değerlere sahipsin.
Et s’il n’est plus là, bah je prendrais la place de mon père
– Ve eğer artık burada değilse, babamın yerini ben alırım.
J’ai promis de protéger ma famille et ça quoi qu’il advienne
– Ailemi koruyacağıma söz verdim ve ne olursa olsun
Oui, je t’aime comme un frère, celui qui t’touche, on lui fait la guerre
– Evet, seni kardeş gibi seviyorum, sana kim dokunursa, onunla savaşırız.
Eh Ninho, t’es mon frère, t’es très loin des valeurs de mon père
– Ninho, sen benim kardeşimsin, babamın değerlerinden çok uzaksın.
Et chaque soir, j’essuie ses larmes car tu fais pleurer ma mère
– Ve her gece annemi ağlattığın için gözyaşlarını siliyorum.
Est-ce qu’un jour tu n’as pas peur de finir six pieds sous terre
– Bir gün yerin altı metre altına düşmekten korkmayacak mısın?
Je t’aime de tout mon cœur mais je n’veux plus que tu fasses la guerre
– Seni tüm kalbimle seviyorum ama artık savaşa gitmeni istemiyorum.
Tu voudrais que j’aille travailler
– İşe gitmemi ister misin?
Mais 1200, c’est pas assez
– Ancak 1200 yeterli değil
Si un jour on finit à terre, qui viendra pour nous ramasser
– Eğer bir gün yere düşersek, bizi almaya kim gelecek
J’ai toute une famille à sauver, j’ai trop gouté la pauvreté
– Kurtarmam gereken koca bir ailem var, yoksulluğu çok fazla tattım.
Trop souvent du mauvais côté, trop souvent du mauvais côté
– Çok sık yanlış tarafta, çok sık yanlış tarafta
Pourquoi tu veux pas travailler? T’en auras jamais assez
– Neden çalışmak istemiyorsun? Asla doyamayacaksın.
Si un jour tu finis à terre, je viendrais te ramasser
– Eğer zeminde sonuna kadar eğer bir gün sana, al sana gelirim
Tu crois pouvoir tous nous sauver, on combat tous la pauvreté
– Hepimizi kurtarabileceğini sanıyorsun, hepimiz yoksullukla savaşıyoruz.
Trop souvent du mauvais côté, tu peux changer de côté
– Çok sık yanlış tarafta, tarafları değiştirebilirsiniz
Dis à maman que je reviendrai bientôt
– Anneme yakında döneceğimi söyle.
Quand j’aurais de quoi la satisfaire
– Onu tatmin edecek kadar param olduğunda
Pour l’instant, j’suis dans la merde comme un scato’
– Şimdilik, bokun içindeyim, scato gibi’
Jattends que le biff se manifeste
– Biff’in ortaya çıkmasını bekliyorum.
M’incrimine pas, j’fais ce que je peux
– Beni suçlama, elimden geleni yapıyorum.
Je rentre tard, je traîne un peu
– Eve geç geliyorum, biraz takılıyorum.
Encore un rouge, encore un bleu
– Bir kırmızı daha, bir mavi daha
Le frigo plein, c’est ce que je veux
– Buzdolabı dolu, istediğim bu.
Tu fais du biff et des lovés sale, j’en ai rien à faire
– Biff ve pis aşklar yapıyorsun, umurumda değil
Crois pas que je vais te laisser faire, moi, c’est pas la fête
– Bunu yapmana izin vereceğimi sanma, ben, bu parti değil.
Tu n’écoutes pas, tu voles un peu
– Dinlemiyorsun, biraz çalıyorsun.
Tu rentres tard, tu deal un peu
– Eve geç geliyorsun, biraz anlaşıyorsun.
Carton rouge, encore les bleus
– Kırmızı kart, hala maviler
Fais ta vie, fais ce que tu veux
– Hayatını yap, istediğini yap
Tu voudrais que j’aille travailler
– İşe gitmemi ister misin?
Mais 1200, c’est pas assez
– Ancak 1200 yeterli değil
Si un jour on finit à terre, qui viendra pour nous ramasser
– Eğer bir gün yere düşersek, bizi almaya kim gelecek
J’ai toute une famille à sauver, j’ai trop gouté la pauvreté
– Kurtarmam gereken koca bir ailem var, yoksulluğu çok fazla tattım.
Trop souvent du mauvais côté, trop souvent du mauvais côté
– Çok sık yanlış tarafta, çok sık yanlış tarafta
Pourquoi tu veux pas travailler? T’en auras jamais assez
– Neden çalışmak istemiyorsun? Asla doyamayacaksın.
Si un jour tu finis à terre, je viendrais te ramasser
– Eğer zeminde sonuna kadar eğer bir gün sana, al sana gelirim
Tu crois pouvoir tous nous sauver, on combat tous la pauvreté
– Hepimizi kurtarabileceğini sanıyorsun, hepimiz yoksullukla savaşıyoruz.
Trop souvent du mauvais côté, tu peux changer de côté
– Çok sık yanlış tarafta, tarafları değiştirebilirsiniz
Au clair du bitume, mon ami ghetto
– Bitümün ortasında, getto arkadaşım
Prête-moi ta plume pour soigner nos maux
– Hastalıklarımızı tedavi etmem için bana kalemini ödünç ver.
Au clair du bitume, mon ami ghetto
– Bitümün ortasında, getto arkadaşım
Prête-moi ta plume pour soigner nos maux
– Hastalıklarımızı tedavi etmem için bana kalemini ödünç ver.
Pourquoi tu veux pas travailler? T’en auras jamais assez
– Neden çalışmak istemiyorsun? Asla doyamayacaksın.
Si un jour tu finis à terre, je viendrais te ramasser
– Eğer zeminde sonuna kadar eğer bir gün sana, al sana gelirim
Tu crois pouvoir tous nous sauver, on combat tous la pauvreté
– Hepimizi kurtarabileceğini sanıyorsun, hepimiz yoksullukla savaşıyoruz.
Trop souvent du mauvais côté, tu peux changer de côté
– Çok sık yanlış tarafta, tarafları değiştirebilirsiniz
Pourquoi tu veux pas travailler? T’en auras jamais assez
– Neden çalışmak istemiyorsun? Asla doyamayacaksın.
Si un jour tu finis à terre, je viendrais te ramasser
– Eğer zeminde sonuna kadar eğer bir gün sana, al sana gelirim
Tu crois pouvoir tous nous sauver, on combat tous la pauvreté
– Hepimizi kurtarabileceğini sanıyorsun, hepimiz yoksullukla savaşıyoruz.
Trop souvent du mauvais côté, tu peux changer de côté
– Çok sık yanlış tarafta, tarafları değiştirebilirsiniz
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.