May the bridges I burn light my way
– Yaktığım köprüler yolumu aydınlatsın
May the ashes get caught in your eyes
– Küllerin gözlerine çarpmasına izin ver
May the dust cloud ruin your day
– Toz bulutu gününüzü mahvedebilir
May the rain fall heavy on you now
– Yağmur şimdi sana ağır yağsın
What’s it all to me?
– Bana ne oluyor?
I say the words as I want to hear
– Bu sözleri duymak istediğim gibi söylüyorum
I can’t sleep until it’s said
– Söylenene kadar uyuyamıyorum.
What’s it all to you?
– Sana ne oluyor?
Your lies become your truth
– Yalanların senin gerçeğin olur
But who believes you in the end?
– Ama sonunda sana kim inanıyor?
‘Round and ’round we go
– ‘Yuvarlak ve’ yuvarlak gidiyoruz
I’ve heard it all before
– Hepsini daha önce duymuştum.
Will you twist the knife?
– Bıçağı çevirecek misin?
‘Cause I can’t feel it anymore
– Çünkü artık hissedemiyorum.
A bullet to my heart
– Kalbime bir kurşun
Lying broken on the floor
– Yerde kırık yatarken
Just kick me when I’m down
– Sadece aşağı olduğumda beni tekmele
‘Cause that’s the man you are
– Çünkü o böyle biri değil
Looking back on things I’d change
– Değişeceğim şeylere dönüp baktığımda
Is there anything that I can do or say?
– Yapabileceğim veya söyleyebileceğim bir şey var mı?
But you always seem to fan the flames
– Ama her zaman alevleri körüklüyor gibisin
Out of control, there’s nowhere left to go
– Kontrolden çıktı, gidecek hiçbir yer kalmadı
What’s it all to me?
– Bana ne oluyor?
I say it as I see it
– Gördüğüm gibi söylüyorum.
There’s no rest until it’s said
– Söylenene kadar dinlenme yok.
What’s it all to you?
– Sana ne oluyor?
You don’t care for the truth
– Gerçeği umursamıyorsun.
Your lies will get you
– Yalanların seni alacak
In the end
– Sonunda
‘Round and ’round we go
– ‘Yuvarlak ve’ yuvarlak gidiyoruz
I’ve heard it all before
– Hepsini daha önce duymuştum.
Will you twist the knife?
– Bıçağı çevirecek misin?
‘Cause I can’t feel it anymore
– Çünkü artık hissedemiyorum.
A bullet to my heart
– Kalbime bir kurşun
Lying broken on the floor
– Yerde kırık yatarken
Just kick me when I’m down
– Sadece aşağı olduğumda beni tekmele
‘Cause that’s the man you are
– Çünkü o böyle biri değil
I’m running away from you
– Senden kaçıyorum
It’s all I ever do
– Tek yaptığım bu
Trying to find the path that leads me back home
– Beni eve götürecek yolu bulmaya çalışıyorum.
The place I always go
– Her zaman gittiğim yer
The place you’ll never know
– Asla bilemeyeceğin bir yer
You’ll never have a hold on me
– Beni asla tutamayacaksın.
‘Cause nothing’s like it used to be
– Öyle çünkü hiçbir şey eskisi
‘Round and ’round we go
– ‘Yuvarlak ve’ yuvarlak gidiyoruz
I’ve heard it all before
– Hepsini daha önce duymuştum.
Will you twist the knife?
– Bıçağı çevirecek misin?
‘Cause I can’t feel it anymore
– Çünkü artık hissedemiyorum.
A bullet to my heart
– Kalbime bir kurşun
Lying broken on the floor
– Yerde kırık yatarken
Just kick me when I’m down
– Sadece aşağı olduğumda beni tekmele
Running away from it all
– Her şeyden kaçmak
Running away from the world
– Dünyadan kaçmak
Running away from our love
– Aşkımızdan kaçmak
Running away from it all
– Her şeyden kaçmak
Amy Macdonald – Bridges (Single Mix) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.