This story’s right, this story’s true
– Bu hikaye doğru, bu hikaye doğru
I would not tell lies to you
– Sana yalan söylemezdim.
Like the promises they did not keep
– Tutmadıkları sözler gibi
And how they fenced us in like sheep.
– Ve bizi koyun gibi nasıl kuşattıklarını.
Said to us come take our hand
– Bize gel elimizi tut dedi.
Sent us off to mission land.
– Misyon arazi için bize gönderdi.
Taught us to read, to write and pray
– Bize okumayı, yazmayı ve dua etmeyi öğretti
Then they took the children away,
– Sonra çocukları götürdüler.,
Took the children away,
– Çocukları uzaklara götürdü ,
The children away.
– Çocuklar gitti.
Snatched from their mother’s breast
– Annelerinin göğsünden koptu
Said this is for the best
– En iyisi bu dedi
Took them away.
– Onları alıp götürdü.
The welfare and the policeman
– Refah ve polis
Said you’ve got to understand
– Anlaman gerektiğini söyledi.
We’ll give them what you can’t give
– Onlara senin veremediğini vereceğiz.
Teach them how to really live.
– Onlara gerçekten yaşamayı öğret.
Teach them how to live they said
– Onlara yaşamayı öğret dediler.
Humiliated them instead
– Bunun yerine onları küçük düşürdü
Taught them that and taught them this
– Onlara bunu öğretti ve bunu öğretti
And others taught them prejudice.
– Ve diğerleri onlara önyargıyı öğretti.
You took the children away
– Çocukları götürdün.
The children away
– Çocuklar uzakta
Breaking their mothers heart
– Annelerinin kalbini kırmak
Tearing us all apart
– Hepimizi parçalıyor
Took them away
– Onları alıp götürdü
One dark day on Framingham
– Framingham’da karanlık bir gün
Come and didn’t give a damn
– Gelip gelmedi umurunda
My mother cried go get their dad
– Annem git babalarını getir diye ağladı.
He came running, fighting mad
– Koşarak geldi, deli gibi savaştı.
Mother’s tears were falling down
– Annemin gözyaşları dökülüyordu.
Dad shaped up and stood his ground.
– Babam şekillendi ve yerinde durdu.
He said ‘You touch my kids and you fight me’
– ‘Çocuklarıma dokunursan benimle dövüşürsün’ dedi.
And they took us from our family.
– Ve bizi ailemizden aldılar.
Took us away
– Bizi götürdüler
They took us away
– Elimizden aldılar
Snatched from our mother’s breast
– Annemizin göğsünden koptu.
Said this was for the best
– Bunun en doğru yol olduğunu söyledi
Took us away.
– Bizi alıp götürdü.
Told us what to do and say
– Bize ne anlattı ki
Told us all the white man’s ways
– Beyaz adamın tüm yollarını anlattı.
Then they split us up again
– Sonra bizi tekrar ayırdılar.
And gave us gifts to ease the pain
– Ve acıyı dindirmek için bize hediyeler verdi.
Sent us off to foster homes
– Bizi koruyucu ailelere gönderdi.
As we grew up we felt alone
– Büyüdükçe yalnız hissettik.
Cause we were acting white
– Çünkü beyaz gibi davranıyorduk.
Yet feeling black
– Ve yine de siyah hissediyorum
One sweet day all the children came back
– Tatlı bir gün bütün çocuklar geri geldi
The children come back
– Çocuklar geri geliyor.
The children come back
– Çocuklar geri geliyor.
Back where their hearts grow strong
– Kalplerinin güçlendiği yere
Back where they all belong
– Hepsinin ait olduğu yere
The children came back
– Çocuklar geri geldi.
Said the children come back
– Çocukların geri döndüğünü söyledi.
The children come back
– Çocuklar geri geliyor.
Back where they understand
– Anladıkları yere geri döndüler
Back to their mother’s land
– Annelerinin topraklarına geri döndüler.
The children come back
– Çocuklar geri geliyor.
Back to their mother
– Anneleri geri
Back to their father
– Babaları geri
Back to their sister
– Kız kardeşlerine dönüyoruz.
Back to their brother
– Kardeşlerine dönüyoruz.
Back to their people
– Halkına geri
Back to their land
– Kendi topraklarını geri
All the children come back
– Bütün çocuklar geri geliyor.
The children come back
– Çocuklar geri geliyor.
The children come back
– Çocuklar geri geliyor.
Yes I came back.
– Evet geri döndüm.
Archie Roach – Took The Children Away İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.