Oh
– Ey
One, two, three, four
– Bir, iki, üç, dört
We’re separated by a margin of a greater degree
– Daha büyük bir farkla ayrıldık.
The same flesh and blood, but in a different lane
– Aynı et ve kan, ama farklı bir şeritte
I’ve read the remedy too
– Ben de çareyi okudum.
But my words, they still sounded the same
– Ama sözlerim hala aynı geliyordu.
When we were young
– Gençken
We thought we had the whole world figured out
– Tüm dünyayı anladığımızı sanıyorduk.
Now all we do is speak in tongues
– Şimdi tek yaptığımız dillerle konuşmak.
We play a losing game
– Kaybedecek bir oyun oynuyoruz.
Only now we hear the shouts fading out
– Sadece şimdi çığlıkların söndüğünü duyuyoruz.
We flew into the sun, oh
– Güneşe uçtuk, oh
We flеw into the sun
– Güneşe uçtuk
I’m dedicated to thе shadow that’s been following me
– Beni takip eden gölgeye bağlıyım.
It caught me counting the cards, I guess the rules remain
– Bu beni kartları sayarken yakaladı, sanırım kurallar devam ediyor
Oh, it was heavenly then
– O zamanlar cennet gibiydi.
But the devils were calling my name
– Ama şeytanlar adımı söylüyordu.
When we were young
– Gençken
We thought we had the whole world figured out
– Tüm dünyayı anladığımızı sanıyorduk.
Now all we do is speak in tongues
– Şimdi tek yaptığımız dillerle konuşmak.
We play a losing game
– Kaybedecek bir oyun oynuyoruz.
Only now we hear the shouts fading out
– Sadece şimdi çığlıkların söndüğünü duyuyoruz.
We flew into the sun
– Güneşe uçtuk
Is there something in your eye?
– Orada gözüne bir şey mi?
Did you fall or were you just on a high?
– Düştün mü yoksa sadece yüksekte miydin?
Everybody’s so afraid they could die
– Herkes ölebileceklerinden çok korkuyor.
But they never once said, “Thank God we’re alive”, oh
– Ama bir kere bile “Tanrıya şükür hayattayız” demediler.
Is there something in your eye?
– Orada gözüne bir şey mi?
Did you fall or were you just on a high?
– Düştün mü yoksa sadece yüksekte miydin?
Everybody’s so afraid they could die
– Herkes ölebileceklerinden çok korkuyor.
But they never once said, “Thank God we’re alive”
– Ama bir kere bile “Tanrıya şükür hayattayız” demediler.
When we were young
– Gençken
We thought we had the whole world figured out
– Tüm dünyayı anladığımızı sanıyorduk.
We flew into the sun
– Güneşe uçtuk
We thought we had the whole world figured out
– Tüm dünyayı anladığımızı sanıyorduk.
Now all we do is speak in tongues
– Şimdi tek yaptığımız dillerle konuşmak.
We play a losing game
– Kaybedecek bir oyun oynuyoruz.
Only now we hear the shouts fading out
– Sadece şimdi çığlıkların söndüğünü duyuyoruz.
We flew into the sun
– Güneşe uçtuk
Architects – when we were young İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.