Always say you love me, but you
– Her zaman beni sevdiğini söyle, ama sen
Always make it all about you
– Her zaman her şeyi senin hakkında yap
Especially when you’ve had a few, oh
– Özellikle de birkaç tane içtiğinde, oh
Oh yeah
– Oh evet
All the things I heard from your ex
– Eski sevgilinden duyduğum her şey
Now they make a whole lot of sense
– Şimdi çok mantıklı geliyorlar.
Already feel bad for your next to have to put up with you
– Bir sonrakinin sana katlanmak zorunda kalması için şimdiden üzülüyorum.
Oh yeah
– Oh evet
Worked on myself, opened my eyes
– Kendim üzerinde çalıştım, gözlerimi açtım
You hate my friends, turns out they were right
– Arkadaşlarımdan nefret ediyorsun, meğer haklıymış.
It takes two to make it all go right
– Her şeyin yolunda gitmesi iki kişiyi alır.
But, with you, it’s always my fault
– Ama seninle her zaman benim hatam
And your short fuse, just like a time bomb
– Ve kısa sigortanız, tıpkı bir saatli bomba gibi
And I think you should take a second just to look at your reflection, baby
– Ve bence sadece yansımana bakmak için bir saniyeni ayırmalısın bebeğim
Maybe you’re the problem
– Belki de sorun sensin.
Okay, you, you see a pattern
– Tamam, sen, bir desen görüyorsun.
Your point of view got it all backwards
– Bakış açınız her şeyi tersine çevirdi.
You should take your little finger and just point it in the mirror, baby
– Küçük parmağını alıp aynaya doğrultmalısın bebeğim.
Maybe you’re the problem
– Belki de sorun sensin.
You should take your little finger and just point it in the mirror, baby
– Küçük parmağını alıp aynaya doğrultmalısın bebeğim.
Maybe you’re the problem
– Belki de sorun sensin.
Ego always doing the most
– Ego her zaman en iyisini yapar
Out of touch, you’re not even close
– İrtibatsız, yakın bile değilsin.
Drama always follows you home
– Drama her zaman seni eve kadar takip eder.
But I won’t be waiting no more
– Ama artık beklemeyeceğim.
Worked on myself, opened my eyes
– Kendim üzerinde çalıştım, gözlerimi açtım
You hate my friends, turns out they were right
– Arkadaşlarımdan nefret ediyorsun, meğer haklıymış.
It takes two to make it all go right
– Her şeyin yolunda gitmesi iki kişiyi alır.
But, with you, it’s always my fault
– Ama seninle her zaman benim hatam
And your short fuse, just like a time bomb
– Ve kısa sigortanız, tıpkı bir saatli bomba gibi
And I think you should take a second just to look at your reflection, baby
– Ve bence sadece yansımana bakmak için bir saniyeni ayırmalısın bebeğim
Maybe you’re the problem
– Belki de sorun sensin.
Okay, you, you see a pattern
– Tamam, sen, bir desen görüyorsun.
Your point of view got it all backwards
– Bakış açınız her şeyi tersine çevirdi.
You should take your little finger and just point it in the mirror, baby
– Küçük parmağını alıp aynaya doğrultmalısın bebeğim.
Maybe you’re the problem
– Belki de sorun sensin.
You should take your little finger and just point it in the mirror, baby
– Küçük parmağını alıp aynaya doğrultmalısın bebeğim.
Maybe you’re the problem
– Belki de sorun sensin.
It’s not me, it’s you
– Ben değilim, sensin
It’s not me, it’s you
– Ben değilim, sensin
It’s not me, it’s you
– Ben değilim, sensin
But, with you, it’s always my fault
– Ama seninle her zaman benim hatam
And your short fuse, just like a time bomb
– Ve kısa sigortanız, tıpkı bir saatli bomba gibi
And I think you should take a second just to look at your reflection, baby
– Ve bence sadece yansımana bakmak için bir saniyeni ayırmalısın bebeğim
Maybe you’re the problem
– Belki de sorun sensin.
Okay, you, you see a pattern
– Tamam, sen, bir desen görüyorsun.
Your point of view got it all backwards
– Bakış açınız her şeyi tersine çevirdi.
You should take your little finger and just point it in the mirror, baby
– Küçük parmağını alıp aynaya doğrultmalısın bebeğim.
Maybe you’re the problem, oh
– Belki de sorun sensin, oh
You should take your little finger and just point it in the mirror, baby
– Küçük parmağını alıp aynaya doğrultmalısın bebeğim.
Maybe you’re the problem
– Belki de sorun sensin.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.