Under the tree where the grass don’t grow
– Çimlerin yetişmediği ağacın altında
We made a promise to never get old
– Asla yaşlanmayacağımıza söz verdik.
You had a chance, and you took it on me
– Bir şansın vardı ve bunu üstüme aldın.
And I made a promise that I couldn’t keep
– Ve tutamayacağıma dair bir söz verdim
Heartache, heartbreak, all over town
– Gönül yarası, kalp kırıklığı, şehrin her yerinde
But something flipped like a switch when you came around
– Ama sen geldiğinde bir şey bir anahtar gibi döndü
And I’m in pieces, pick me up, and put me together, oh
– Ve parçalara ayrıldım, beni al ve bir araya getir, oh
These are the days we’ve been waiting for
– Beklediğimiz günler bunlar.
On days like these, who could ask for more?
– Böyle günlerde kim daha fazlasını isteyebilir ki?
Keep them coming ’cause we’re not done yet
– Gelmelerini sağla çünkü daha işimiz bitmedi.
These are the days we won’t regret
– Pişman olmayacağımız günler bunlar
These are the days we won’t forget
– İşte unutamayacağımız günler
These are the days we’ve been waiting for
– Beklediğimiz günler bunlar.
Rattle the cage, and slam that door
– Kafesi salla ve kapıyı çarp
And the world is calling us, but not just yet
– Ve dünya bizi çağırıyor, ama henüz değil
These are the days we won’t regret
– Pişman olmayacağımız günler bunlar
These are the days we won’t forget
– İşte unutamayacağımız günler
Out on the midnight, the wild ones howl
– Gece yarısı dışarıda, vahşi olanlar uluyor
The last of the lost boys have thrown in the towel
– Kayıp çocukların sonuncusu havluya attı
We used to believe we were stars aligned
– Yıldızlar hizalı olduğumuza inanırdık.
You made a wish, and I fell out of-
– Bir dilek tuttun ve düştüm-
Time flew, cut through, all over town
– Zaman uçtu, kesildi, şehrin her yerinde
You make me bleed when I look up, and you’re not around
– Yukarı baktığımda kanamama neden oluyorsun ve etrafta değilsin
But I’m in pieces, pick me up, and put me together, oh
– Ama paramparçayım, beni al ve bir araya getir, oh
These are the days we’ve been waiting for
– Beklediğimiz günler bunlar.
On days like these, who could ask for more
– Böyle günlerde kim daha fazlasını isteyebilir ki
Keep them coming ’cause we’re not done yet
– Gelmelerini sağla çünkü daha işimiz bitmedi.
These are the days we won’t regret
– Pişman olmayacağımız günler bunlar
These are the days we won’t forget
– İşte unutamayacağımız günler
These are the days we’ve been waiting for
– Beklediğimiz günler bunlar.
Neither of us knows what’s in store
– İkimiz de neyin saklandığını bilmiyoruz.
You just roll your window down, and place your bets
– Sadece pencereni aşağı yuvarla ve bahislerini yap
These are the days we won’t regret
– Pişman olmayacağımız günler bunlar
These are the days we’ll never forget
– Bunlar asla unutamayacağımız günler
And these are the days (These are the days)
– Ve bunlar günler (Bunlar günler)
And these are the days, eh (These are the days)
– Ve bunlar günler, eh (Bunlar günler)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.