더할 나위 없던 그 날의 계절에
– Günün mevsiminde
우리 웃음소리가 남아 있을까
– Kahkahalarımız kalacak mı
별을 세듯 너의 두 눈을 보았던
– Yıldızları sayar gibi iki gözünü gördüm.
내 모습을 너는 잃어버렸을까
– Görünüşümü mü kaybettin?
새벽바람은 항상 그 시절로 데리고 가
– Şafak esintisi seni hep o günlere götürür.
너의 얼굴을 상기시키곤 해
– Sana yüzünü hatırlatmak için kullanıyorum.
찢긴 흔적에 조각 하나둘씩 물어다가
– Ondan yırtık iz üzerinde bir iki parça istedim.
다시 액자 위에 추억을 그렸지
– Resim çerçevesine hatıralar çizdim.
Will you remember me?
– Beni unutacak mısın?
시간이 지나 기억에 먼지가 쌓여도
– Zaman geçtikçe hafızanda toz birikir.
눈부시던 지난 많은 순간에 내가 너와 함께였단 걸
– Çok göz kamaştırıcı anlarda seninleydim.
Remember me, remember me, remember me
– Beni hatırla, beni hatırla, beni hatırla
Um-um, um-um
– Um-um, um-um
Yeah, 반가운 소식아 더디지 않게 와주라
– Evet, güzel haber. Hadi, geç kalma.
보고 싶은 사람들이 너무나도 많구나
– Görmek istediğin o kadar çok insan var ki.
방안을 가득 채우는 한숨과 혼잣말 yeah
– İç çeker ve odayı dolduran yalnız kelimeler evet
그때 네 손을 놓친 않지 시간에 버려졌지만
– O zaman elini özlemedim ama zamanla terk edilmişti.
과연 돌아갈 곳이 거기 남아있을까
– Geri dönecek bir yer var mı?
너의 마음 한구석 어디에라도
– Kalbinin bir köşesinde herhangi bir yerde
내가 살아있다면 웃을 수 있을 것 같아
– Yaşıyorsam gülebilirim sanırım.
Will you remember me?
– Beni unutacak mısın?
시간이 지나 기억에 먼지가 쌓여도
– Zaman geçtikçe hafızanda toz birikir.
눈부시던 지난 많은 순간에 내가 너와 함께였단 걸
– Çok göz kamaştırıcı anlarda seninleydim.
Remember me, remember me, remember me
– Beni hatırla, beni hatırla, beni hatırla
Um-um, um-um
– Um-um, um-um
Remember me, remember me, remember me
– Beni hatırla, beni hatırla, beni hatırla
Um-um, um-um
– Um-um, um-um
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.