As you move towards the center you see an open temple
– Merkeze doğru ilerlerken açık bir tapınak görüyorsunuz
A presence patiently waits for you and as you walk toward the inward glade
– Bir varlık sabırla sizi bekler ve iç glade’e doğru yürürken
You can see her pale calm luminous face
– Soluk sakin, ışıltılı yüzünü görebiliyorsun.
Warriors, go! Get your freak on
– Savaşçılar, gidin! Tak şu ucubeyi
You don’t need money cos you won’t be alone
– Paraya ihtiyacın yok çünkü yalnız olmayacaksın.
Go! I’ll get you in the zone
– Git! Seni bölgeye götüreceğim.
You don’t need money cos you won’t be alone
– Paraya ihtiyacın yok çünkü yalnız olmayacaksın.
Got my look out, girls got fit boys to look at
– Dikkatimi çekti, kızların bakması gereken uygun erkekleri var.
Tiger’s room, what the fk you looking sat?
– Kaplanın odası, neye bakıyorsun?
Fk it! Touch it good, fk it, lucky
– Bu Fk! İyi dokun, fk, şanslı
When you come here you wanna get stuck in
– Buraya geldiğinde sıkışıp kalmak istiyorsun.
Empty your pockets, phone out your jacket
– Ceplerini boşalt, ceketini ara.
Is louder than the racket
– Raketten daha yüksek sesle
In my jungle, don’t stumble in my symbol
– Ormanımda, sembolümde tökezleme.
Body body body body body body body bow
– Vücut vücut vücut vücut vücut vücut vücut yay
Everybody heard about me and everybody know
– Herkes beni duydu ve herkes biliyor
Faster than a hunter with an arrow to the bow
– Yay için bir ok ile bir avcıdan daha hızlı
If he steps close then I’m gonna let it go
– Eğer yaklaşırsa peşini bırakacağım.
Yeah hanging in my… and I aim for your temple
– Evet, benimkine takılıyorum… ve tapınağını hedefliyorum
Shoot up your party on the beat to the tempo
– Partinizi tempoya kadar vurun
Bad girls, with the good boy
– Kötü kızlar, iyi çocukla
Body body body body body body body bow
– Vücut vücut vücut vücut vücut vücut vücut yay
Everybody heard about me, everybody know
– Herkes beni duydu, herkes biliyor
Faster than a hunter with an arrow to the bow
– Yay için bir ok ile bir avcıdan daha hızlı
If he steps close then I’m gonna let it go
– Eğer yaklaşırsa peşini bırakacağım.
Body body body body body body body bow
– Vücut vücut vücut vücut vücut vücut vücut yay
Everybody heard about me and everybody know
– Herkes beni duydu ve herkes biliyor
Faster than a hunter with an arrow to the bow
– Yay için bir ok ile bir avcıdan daha hızlı
If he steps close then I’m gonna let it go
– Eğer yaklaşırsa peşini bırakacağım.
My bed is like a lettuce and I wake up on it blessed
– Yatağım bir marul gibi ve kutsanmış bir şekilde uyanıyorum
Saturday wake up on a belly belly flex
– Cumartesi uyanmak üzerinde bir belly belly flex
Every girl together, we can still do it best
– Her kız birlikte, hala elimizden gelenin en iyisini yapabiliriz.
People with the money what they do moraless
– Parası olan insanlar ahlaksız ne yapar
Focus on the grind and I’m best by default
– Eziyete odaklan ve varsayılan olarak en iyisiyim
Step into my temple and you see me on my throne
– Tapınağıma gir ve beni tahtımda gör
Gold on the dome, don’t drop that drone
– Kubbedeki altın, o uçağı düşürme.
If you don’t like then I’m gonna change the tone
– Eğer beğenmediysen, sesi değiştireceğim.
Body body body body body body body bow
– Vücut vücut vücut vücut vücut vücut vücut yay
Everybody heard about me and everybody know
– Herkes beni duydu ve herkes biliyor
Faster than a hunter with an arrow to the bow
– Yay için bir ok ile bir avcıdan daha hızlı
If he steps close then I’m gonna let it go
– Eğer yaklaşırsa peşini bırakacağım.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.