Bahamas Feat. The Weather Station – Don’t You Want Me İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

You were working as a waitress in some cocktail bar
– Bir kokteyl barında garson olarak çalışıyordun.
When I met you
– Seninle tanıştığımda
I picked you out and pulled you up
– Seni dışarı çıkardım ve yukarı çektim.
And turned you around
– Ve seni geri çevirdi
Turned you into someone new
– Seni yeni birine dönüştürdü.
Now five years later on you’ve got the world at your feet
– Beş yıl sonra tüm dünya ayaklarının altında olacak.
Success has been so easy on you
– Başarı senin için çok kolay oldu.
But don’t forget that I’m the one who put you where you are now
– Ama unutma ki seni şu an olduğun yere koyan benim.
I can put you back down too
– Seni de geri koyabilirim.

Don’t, don’t you want me?
– Yapma, beni istemiyor musun?
You know I don’t believe you
– Sana inanmıyorum biliyor musun
When you say that you don’t need me
– Bana ihtiyacın olmadığını söylediğinde
Don’t, don’t you want me?
– Yapma, beni istemiyor musun?
You know I can’t believe it
– İnanamayacağımı biliyorsun.
When you say that you won’t see me
– Beni görmeyeceğini söylediğinde
Now I wake to find
– Şimdi bulmak için uyanıyorum
You think you’ve changed your mind
– Fikrini değiştirdiğini sanıyorsun.
You’d better change it back or we will both be sorry
– Değiştirsen iyi olur yoksa ikimiz de üzülürüz.

Don’t you want me baby?
– Beni istemiyor musun bebeğim?
Don’t you want me, oh?
– Beni istiyor, oh musun?
Don’t you want me baby?
– Beni istemiyor musun bebeğim?
Don’t you want me, oh?
– Beni istiyor, oh musun?

I was working as a waitress in a cocktail bar
– Bir kokteyl barda garson olarak çalışıyordum.
That much is true
– Bu çok doğru
But even then I knew I’d find a much better place
– Ama o zaman bile çok daha iyi bir yer bulacağımı biliyordum.
Either with or without you
– Seninle ya da sensiz
The five years we have had have been such good times
– Yaşadığımız beş yıl çok güzel zamanlardı.
I still love you
– Seni hala seviyorum
But now I think it’s time I live my life on my own
– Ama şimdi sanırım hayatımı tek başıma yaşamamın zamanı geldi.
I guess it’s just what I must do
– Sadece ne yapmam gerektiğini sanırım

Don’t, don’t you want me?
– Yapma, beni istemiyor musun?
You know I can’t believe you
– Sana inanamayacağımı biliyorsun.
When you say that you won’t see me
– Beni görmeyeceğini söylediğinde
Don’t, don’t you want me?
– Yapma, beni istemiyor musun?
You know I don’t believe you
– Sana inanmıyorum biliyor musun
When you say you don’t need me
– Bana ihtiyacın olmadığını söylediğinde
Now I wake to find
– Şimdi bulmak için uyanıyorum
You have changed your mind
– Fikrini değiştirdin.
You’d better change it back or we will both be sorry
– Değiştirsen iyi olur yoksa ikimiz de üzülürüz.

Don’t you want me baby?
– Beni istemiyor musun bebeğim?
Don’t you want me, oh?
– Beni istiyor, oh musun?
Don’t you want me baby?
– Beni istemiyor musun bebeğim?
Don’t you want me, oh?
– Beni istiyor, oh musun?

Don’t you want me baby?
– Beni istemiyor musun bebeğim?
Don’t you want me, oh?
– Beni istiyor, oh musun?
Don’t you want me baby?
– Beni istemiyor musun bebeğim?
Don’t you want me, oh?
– Beni istiyor, oh musun?




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın