Can see it from the way you’re looking at me
– Bana baktığın şekilde görebiliyorsun.
You don’t think I’m worth your time
– Zaman ayırmaya değeceğimi düşünmüyorsun.
Don’t care about the person that I might be
– Olabileceğim kişi umurumda değil.
Offended that I walk the line
– Çizgi çekip giderim kırgın
So what if I’m not, so what if I’m not
– Peki ya ben değilsem, peki ya ben değilsem
Everything you wanted me to be?
– Olmamı istediğin her şeyi mi?
So what if I am, so what if I am
– Peki ya öyleysem, öyleysem?
More than you can see
– Görebildiğinden daha fazla
When you treat me like that, when you treat me like that
– Bana böyle davrandığında, bana böyle davrandığında
It’s pushing me harder, it’s pushing me harder
– Beni daha da zorluyor, beni daha da zorluyor
When you’re breaking my back, when you’re breaking my back
– Sırtımı kırdığında, sırtımı kırdığında
I only get stronger, I only get stronger
– Sadece güçleniyorum, sadece güçleniyorum
I should’ve walked away one year ago
– Bir yıl önce çekip gitmeliydim.
When you said I couldn’t make it out alive
– Hayatta kalamayacağımı söylemiştin.
When you treat me like that, when you treat me like that
– Bana böyle davrandığında, bana böyle davrandığında
I only get stronger, I only get stronger
– Sadece güçleniyorum, sadece güçleniyorum
When you treat me like that
– Bana böyle davrandığında
As far as I can tell it’s kinda crazy
– Söyleyebileceğim kadarıyla bu biraz çılgınca
That you even care at all
– Hiç umursamadığını.
Convincing everybody you can save me
– Herkesi beni kurtarabileceğine ikna etmek
But you’re the one who made me fall
– Ama beni bu hale getiren düşersin
So what if I’m not, so what if I’m not
– Peki ya ben değilsem, peki ya ben değilsem
Everything you wanted me to be?
– Olmamı istediğin her şeyi mi?
So what if I am, so what if I am
– Peki ya öyleysem, öyleysem?
More than you can see
– Görebildiğinden daha fazla
When you treat me like that, when you treat me like that
– Bana böyle davrandığında, bana böyle davrandığında
It’s pushing me harder, it’s pushing me harder
– Beni daha da zorluyor, beni daha da zorluyor
When you’re breaking my back, when you’re breaking my back
– Sırtımı kırdığında, sırtımı kırdığında
I only get stronger, I only get stronger
– Sadece güçleniyorum, sadece güçleniyorum
I should’ve walked away one year ago
– Bir yıl önce çekip gitmeliydim.
When you said I couldn’t make it out alive
– Hayatta kalamayacağımı söylemiştin.
When you treat me like that, when you treat me like that
– Bana böyle davrandığında, bana böyle davrandığında
I only get stronger, I only get stronger
– Sadece güçleniyorum, sadece güçleniyorum
When you treat me like that
– Bana böyle davrandığında
Why you wanna see me bleed?
– Neden kan kaybımı görmek istiyorsun?
Why you wanna watch me fall apart?
– Neden dağılmamı izlemek istiyorsun?
Tryna find the worst in me
– Tryna bulmak the worst içinde beni
But I won’t follow you into the dark
– Ama seni karanlığa kadar takip etmeyeceğim.
When you treat me like that, when you treat me like that
– Bana böyle davrandığında, bana böyle davrandığında
It’s pushing me harder, it’s pushing me harder
– Beni daha da zorluyor, beni daha da zorluyor
When you’re breaking my back, when you’re breaking my back
– Sırtımı kırdığında, sırtımı kırdığında
I only get stronger, I only get stronger
– Sadece güçleniyorum, sadece güçleniyorum
I should’ve walked away one year ago
– Bir yıl önce çekip gitmeliydim.
When you said I couldn’t make it out alive
– Hayatta kalamayacağımı söylemiştin.
When you treat me like that, when you treat me like that
– Bana böyle davrandığında, bana böyle davrandığında
I only get stronger, I only get stronger
– Sadece güçleniyorum, sadece güçleniyorum
When you treat me like that
– Bana böyle davrandığında
Bea Miller – Like That İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.