You like YSL 그건 곱데
– Çoğalmakta olan YSL’Yİ seviyorsun.
Umm maybe Gucci 그건 너무 다 하고
– Umm belki Gucci Bunu yapmak için çok fazla
너의 액세서린 모두 까르띠에지만
– Tüm aksesuarların Cartier.
너는 내가 없어 이제 다
– Artık bende değilsin.
너는 물어 why?
– Niye soruyorsun?
저렇게 예쁜 것들을 내가 못 입어 why?
– Neden böyle güzel şeyler giyemiyorum?
전부 입고 살 거야 없지만 나는 pride
– Hepsini satın almayacağım ama gurur duyuyorum.
그래 짝 짝 짝 그땐 그랬겠지만
– Evet dostum, o zamanlar yapardım.
이제는 네가 바라던 그 옷들을 입어도
– Artık istediğin kıyafetleri giyebilirsin.
없어 난
– Hayır, değilim.
만족해 now?
– Şimdi tatmin oldun mu?
외로움은 뭘로 달래
– Yalnızlığını yatıştırmak için ne istiyorsun?
가격표 count?
– Fiyat etiketi sayısı?
좋겠다 참 좋겠다
– Bayıldım.
근데 이제는 리액션할 내가 없잖아
– Ama şimdi tepki göstermeme gerek yok.
마시러 coffee
– Kahve içmek
내 눈 바삐
– Gözlerim meşgul
어디로 가지
– Nereye gitmeli
스타벅스?
– Starbucks mı?
또 Hollys?
– Yine Hollys mi?
왜 대체 멀리
– Neden Yerine
가긴 싫으면서
– Ben gitmek istemiyorum.
브랜드 아님
– Marka değil
안 마셔 coffee
– Kahve içmeyin
이러고 자긴
– Yaptığın şey bu.
나를 너무 몰라
– Beni fazla tanıma
집에 가 우리
– Eve git.
떨어져 걸어
– Çekip gitmek
한걸음 멀리
– Bir adım ötede
Oh shit baby
– Kahretsin bebeğim.
Oh oh
– Oh oh
자기야 이 bag 좀 봐줘
– Bebeğim, şu çantaya bak.
No oh oh
– Hayır oh oh
저 브랜드는 뭘까요
– Bu marka ne?
No oh oh
– Hayır oh oh
옷 때깔 wow
– Giysi rengi vay
No no no no no
– Hayır hayır hayır hayır hayır
이젠 내가 없어 네겐
– Artık sen yanımda değilsin.
You like YSL 그건 곱데
– Çoğalmakta olan YSL’Yİ seviyorsun.
Umm maybe Gucci 그건 너무 다 하고
– Umm belki Gucci Bunu yapmak için çok fazla
너의 액세서린 모두 까르띠에지만
– Tüm aksesuarların Cartier.
너는 내가 없어 내가
– Bana sahip değilsin.
You like 마르지엘라 그건 깔끔하데
– Margiela’yı seviyorsun, bu çok düzgün.
너는 샤넬 백은 믿고 산댔고
– Chanel çantalarına inanırdın.
요즘 발렌티노는 조금 구리댔나
– Valentino son zamanlarda biraz polis oldu.
필요 없고 이젠 너는 내가 없어
– Buna ihtiyacım yok ve şimdi sende ben yokum.
나는 몰라 구찌 프라다 발렌시아가
– Gucci Prada Balenciaga’yı tanımıyorum.
마르지엘라 뭐가 잘나가는 지도
– Margiela, neler oluyor?
X도 관심이 없어요
– Ben de X’le ilgilenmiyorum.
난 흥분돼 네가 나를 바라볼 때 빨간 입술
– Bana baktığında heyecanlanıyorum, kırmızı dudaklar.
깔아보는 눈동자 앞에 밤을 줬어요
– Ona gözlerimin önünde bir gece verdim.
뇌가 섹시한 우리 아기의 명품 같은 보조개 안에
– Beynimiz bebeğimizin lüks gamzelerinin içinde seksi
하염없이 가라앉을 땐 세상의 여자는 소멸하네
– Battığın zaman, dünyanın kadını sönecek.
땅을 치고 후회하는 역겨운 모습을 봐요
– Yere çarpan ve pişman olan iğrenç görünüme bak.
남친 없이 내 인스타를 염탐하는 ex bye yo
– eski güle güle benim insta erkek arkadaşım olmadan casusluk
지금 내 여자는 기다려
– Şimdi kızım bekle
가짜랑은 다른 사랑을 for me
– Sahte sevişme benim için başka bir aşk
하루 만에 달라진 내 삶
– Hayatım bir Günde değişti
이제 촬영 협찬을 택 자르고 줘
– Şimdi kes ve bana bir şans ver.
취하듯 너한테 다 입히고 찢어버려 영원히
– Hepsini sarhoşmuş gibi giy ve sonsuza dek parçala.
You like YSL 그건 곱데
– Çoğalmakta olan YSL’Yİ seviyorsun.
Umm maybe Gucci 그건 너무 다 하고
– Umm belki Gucci Bunu yapmak için çok fazla
너의 액세서린 모두 까르띠에지만
– Tüm aksesuarların Cartier.
너는 내가 없어 내가
– Bana sahip değilsin.
You like 마르지엘라 그건 깔끔하데
– Margiela’yı seviyorsun, bu çok düzgün.
너는 샤넬 백은 믿고 산댔고
– Chanel çantalarına inanırdın.
요즘 발렌티노는 조금 구리댔나
– Valentino son zamanlarda biraz polis oldu.
필요 없고 이젠 너는 내가 없어
– Buna ihtiyacım yok ve şimdi sende ben yokum.
You good?
– İyi misin?
Okay?
– Tamam mı?
You alright?
– İyi misin?
Probably you’re not
– Muhtemelen değilsin.
I say
– Ben diyorum ki…
이제 난
– Şimdi ben
네가 안 떠올라
– Hatırlamıyorsun.
Gucci?
– Gucci?
Prada?
– Prada?
Valentino?
– Valentino?
Oh no no
– Oh hayır hayır
You don’t have me yeah
– Bana sahip değilsin evet
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.