Oh, the last time I saw Paul
– Paul’ü en son gördüğümde
I was horrible and almost let him in
– Korkunçtum ve neredeyse içeri girmesine izin veriyordum.
But I stopped and caught the wall
– Ama durup duvarı yakaladım.
And my mouth got dry, so all I did was
– Ve ağzım kurudu, bu yüzden tek yaptığım
Take him for a spin
– Onu bir tur atın
Yeah, we hopped inside my car
– Evet, arabamın içine atladık.
And I drove in circles ’round the freight train yard
– Ve yük treni bahçesinde daireler çizdim.
And he turned the headlights off
– Ve farları kapattı.
Then he pulled the bottle out
– Sonra şişeyi çıkardı
And then he showed me what is love
– Sonra bana aşkın ne olduğunu gösterdi.
I’ll be your morning bright good night shadow machine
– Sabah parlak iyi geceler gölge makinen olacağım
I’ll be your record player baby if you know what I mean
– Eğer ne demek istediğimi anlıyorsan, senin plakçın olacağım bebeğim.
I’ll be a real tough cookie with the whisky breath
– Viski nefesiyle çok sert bir kurabiye olacağım.
I’ll be a killer and a thriller and the ’cause of our death
– Bir katil, bir gerilim filmi ve ölümümüzün sebebi olacağım.
In the blossom of the months
– Ayların çiçeğinde
I was sure that I’d get driven off with thought
– Düşüncelerle uzaklaşacağımdan emindim.
So I swallowed all of it
– Ben de hepsini yuttum.
As I realized there was no one who could kiss away my sh-t
– Fark ettiğim gibi, benim sh-t’mi öpebilecek kimse yoktu.
I’ll be your morning bright good night shadow machine
– Sabah parlak iyi geceler gölge makinen olacağım
I’ll be your record player baby if you know what I mean
– Eğer ne demek istediğimi anlıyorsan, senin plakçın olacağım bebeğim.
I’ll be a real tough cookie with the whisky breath
– Viski nefesiyle çok sert bir kurabiye olacağım.
I’ll be a killer and a thriller and the ’cause of our death
– Bir katil, bir gerilim filmi ve ölümümüzün sebebi olacağım.
Well Paul, I know you said
– Peki Paul, biliyorum demiştin
That you’d take me any way I came or went
– Geldiğim ya da gittiğim her şekilde beni götüreceğini
But I’ll push you from my brain
– Ama seni beynimden iteceğim.
See, you’re gentle baby
– Bakın, nazik bebek gibisin
I couldn’t stay, I’d only bring you pain
– Kalamadım, sadece sana acı getirirdim.
I was your starry eyed lover and the one that you saw
– Ben senin yıldızlı gözlü sevgilindim ve senin gördüğün
I was your hurricane rider and the one that you’d call
– Ben senin kasırga sürücündüm ve senin arayacağın kişiydim.
We were just two moonshiners on the cusp of a breath
– Bir nefesin eşiğinde sadece iki kaçak yolcuyduk.
And I’ve been burning for you baby since the moment I left
– Ve gittiğimden beri senin için yanıyorum bebeğim

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.