Yeah
– Evet
This is the end, this is the end, this is the end of me
– Bu son, bu son, Bu benim sonum
Playin’ pretend that I’m available emotionally
– Duygusal olarak müsait olduğumu iddia ediyorum
I’m off a Benz, goin’ ’round bends, could be the death of me
– Ben bir Benz’im, yuvarlak virajlara gidiyorum, benim ölümüm olabilir
I’m not ready, I’m not ready
– Hazır değilim, hazır değilim
Maybe I’m the best mistake you ever made
– Belki de yaptığın en iyi hatayım.
It sounds so fucking beautiful when you say my name
– Adımı söylediğinde çok güzel geliyor.
I’m praying to a god, a god I don’t believe
– Bir tanrıya dua ediyorum, inanmadığım bir tanrıya
The more I hide my scars, the easier I bleed
– Daha izleri gizlemek, kolay kanar …
But maybe I’m the worst, the worst you ever had
– Ama belki de en kötüsüyüm, sahip olduğun en kötüsüyüm
Tell you you’re beautiful, then stab you in the back
– Güzel olduğunu söyle, sonra da sırtından bıçakla.
You’re prayin’ I’m the one, but maybe I’m a curse
– Benim için dua ediyorsun, ama belki de bir lanetim
The more you try to fix me, the more you make it worse
– Beni düzeltmeye çalıştıkça, durumu daha da kötüleştiriyorsun.
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?
Could you love me even though that, that it hurts?
– Acıtmasına rağmen beni sevebilir misin?
Could you love me, could you love me?
– Beni sevebilir misin, beni sevebilir misin?
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?
Yeah
– Evet
Don’t try to call, do not disturb, I do not want to speak
– Aramaya çalışmayın, rahatsız etmeyin, konuşmak istemiyorum
This is the end, demons are friends, angels are enemies
– Bu son, şeytanlar arkadaş, melekler düşman
I’m just a fool stuck in the past, your worst memories
– Ben sadece geçmişte kalmış bir aptalım, en kötü anıların
I’m not ready for you to forget me
– Beni unutmaya hazır değilim.
I know that I’m the best mistake you ever made
– Senin yaptığın en iyi hata olduğumu biliyorum.
It sounds so fucking beautiful when you say my name
– Adımı söylediğinde çok güzel geliyor.
I’m praying to a god, a god I don’t believe
– Bir tanrıya dua ediyorum, inanmadığım bir tanrıya
I showed you all my scars that I let nobody see
– Sana kimsenin görmesine izin vermediğim tüm yara izlerimi gösterdim
But maybe I’m the worst, the worst you ever had
– Ama belki de en kötüsüyüm, sahip olduğun en kötüsüyüm
Tell you you’re beautiful, then stab you in the back
– Güzel olduğunu söyle, sonra da sırtından bıçakla.
You’re prayin’ I’m the one, but maybe I’m a curse
– Benim için dua ediyorsun, ama belki de bir lanetim
The more you try to fix me, the more you make it worse
– Beni düzeltmeye çalıştıkça, durumu daha da kötüleştiriyorsun.
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?
Could you love me even though that, that it hurts?
– Acıtmasına rağmen beni sevebilir misin?
Could you love me, could you love me?
– Beni sevebilir misin, beni sevebilir misin?
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?
This is the end, this is the end, this is the end of me
– Bu son, bu son, Bu benim sonum
This is the end, this is the end, this is the end of me
– Bu son, bu son, Bu benim sonum
But maybe I’m the worst, the worst you ever had
– Ama belki de en kötüsüyüm, sahip olduğun en kötüsüyüm
Tell you you’re beautiful, then stab you in the back
– Güzel olduğunu söyle, sonra da sırtından bıçakla.
You’re prayin’ I’m the one, but maybe I’m a curse
– Benim için dua ediyorsun, ama belki de bir lanetim
The more you try to fix me, the more you make it worse
– Beni düzeltmeye çalıştıkça, durumu daha da kötüleştiriyorsun.
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?
Could you love me even though that, that it hurts?
– Acıtmasına rağmen beni sevebilir misin?
Could you love me, could you love me?
– Beni sevebilir misin, beni sevebilir misin?
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?
But maybe I’m the worst, the worst you ever had
– Ama belki de en kötüsüyüm, sahip olduğun en kötüsüyüm
Tell you you’re beautiful, then stab you in the back
– Güzel olduğunu söyle, sonra da sırtından bıçakla.
You’re prayin’ I’m the one, but maybe I’m a curse
– Benim için dua ediyorsun, ama belki de bir lanetim
The more you try to fix me, the more you make it worse
– Beni düzeltmeye çalıştıkça, durumu daha da kötüleştiriyorsun.
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?
This is the end, this is the end, this is the end of me
– Bu son, bu son, Bu benim sonum
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.