Hearts in a cage
– Kafesteki kalpler
Hearts in a cage, hearts in a cage
– Kafesteki kalpler, kafesteki kalpler
You, you flipped the page and slipped away
– Sen, sayfayı çevirip kaçtın.
Never thought that you were
– Olduğunu hiç düşünmemiştim
Someone to say things that you didn’t mean
– Değil mi ki biri yani
You didn’t even call to wish me sweet dreams
– Bana tatlı rüyalar dilemek için aramadın bile.
Really thought we made a sweet team
– Gerçekten tatlı bir takım olduğumuzu sanıyordum.
But don’t cry
– Ama ağlama
Consider this a lullaby—bye
– Bunu bir ninni olarak kabul et.
Sweet dreams
– Tatlı rüyalar
Ticking clocks on the wall, waiting for your call
– Duvardaki saatleri işaretlemek, aramanızı beklemek
Mm, but that cuckoo bird won’t sing at all
– Ama o guguk kuşu hiç şarkı söylemeyecek.
Never thought that you would
– Bunu yapacağını hiç düşünmemiştim.
Take everything we had and loved and leave
– Sahip olduğumuz ve sevdiğimiz her şeyi al ve git
You didn’t even call to wish me sweet dreams
– Bana tatlı rüyalar dilemek için aramadın bile.
Really thought we made a sweet team
– Gerçekten tatlı bir takım olduğumuzu sanıyordum.
But don’t cry
– Ama ağlama
Can’t you see that you’re a love of mine?
– Benim aşkım olduğunu görmüyor musun?
Sweet dreams
– Tatlı rüyalar
Always thought you were the sweetest thing
– Hep en tatlı şeysin
But don’t cry
– Ama ağlama
Consider this a lullaby—bye
– Bunu bir ninni olarak kabul et.
Them sweet dreams
– O tatlı rüyalar
Sweet dreams
– Tatlı rüyalar
Sweet dreams
– Tatlı rüyalar
Oh, sweet dreams
– Oh, tatlı rüyalar
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.