You’re feeling nervous, aren’t you, boy?
– Gergin hissediyorsun, değil mi evlat?
With your quiet voice and impeccable style
– Sessiz sesiniz ve kusursuz tarzınızla
Don’t ever let them steal your joy
– Sevincini çalmalarına asla izin verme.
And your gentle ways
– Ve nazik tavırların
To keep ’em from running wild
– Onları çıldırtmamak için
They can kick dirt in your face
– Yüzüne çamur atabilirler.
Dress you down, and tell you that your place
– Seni giydir ve sana yerini söyle.
Is in the middle, when they hate the way you shine
– Senin parlamandan nefret ettikleri zaman ortada
I see you tugging on your shirt
– Gömleğini çekiştirdiğini görüyorum.
Trying to hide inside of it
– İçinde saklanmaya çalışıyorum.
And hide how much it hurts
– Ve ne kadar acıttığını sakla
Let ’em laugh while they can
– Yapabildikleri kadar gülmelerine izin verin.
Let ’em spin, let ’em scatter in the wind
– Dönmelerine izin ver, rüzgarda dağılmalarına izin ver
I have been to the movies, I’ve seen how it ends
– Sinemaya gittim, nasıl bittiğini gördüm.
And the joke’s on them
– Ve şaka onlar üzerinde
You get discouraged, don’t you, girl?
– Cesaretin kırılıyor, değil mi kızım?
It’s your brother’s world for a while longer
– Bir süreliğine kardeşinin dünyası.
We gotta dance with the devil on a river
– Nehirde şeytanla dans etmeliyiz.
To beat the stream
– Akışı yenmek için
Call it living the dream, call it kicking the ladder
– Buna rüyayı yaşamak deyin, merdiveni tekmelemek deyin
They come to kick dirt in your face
– Yüzüne çamur atmaya geliyorlar.
To call you weak and then displace you
– Sana zayıf diyip sonra yerinden etmek
After carrying your baby on your back across the desert
– Bebeğinizi çölde sırt üstü taşıdıktan sonra
I saw your eyes behind your hair
– Gözlerinin saçlarının arkasında olduğunu gördüm.
And you’re looking tired, but you don’t look scared
– Yorgun görünüyorsun ama korkmuş görünmüyorsun.
Let ’em laugh while they can
– Yapabildikleri kadar gülmelerine izin verin.
Let ’em spin, let ’em scatter in the wind
– Dönmelerine izin ver, rüzgarda dağılmalarına izin ver
I have been to the movies, I’ve seen how it ends
– Sinemaya gittim, nasıl bittiğini gördüm.
And the joke’s on them
– Ve şaka onlar üzerinde
Let ’em laugh while they can
– Yapabildikleri kadar gülmelerine izin verin.
Let ’em spin, let ’em scatter in the wind
– Dönmelerine izin ver, rüzgarda dağılmalarına izin ver
I have been to the movies, I’ve seen how it ends
– Sinemaya gittim, nasıl bittiğini gördüm.
And the joke’s on them
– Ve şaka onlar üzerinde
Ooh, ooh, ooh, ooh
– Ooh, ooh, ooh, ooh
Ooh, ooh, ooh, ooh
– Ooh, ooh, ooh, ooh
Brandi Carlile – The Joke İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.