Brett Eldredge Feat. Meghan Trainor – Baby, It’s Cold Outside İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I really can’t stay
– Gerçekten kalamam.
But baby it’s cold outside
– Ama bebeğim dışarısı soğuk
I got to go away
– Gitmem gerek
But baby it’s cold outside
– Ama bebeğim dışarısı soğuk

This evening has been…
– Bu akşam oldu…
Been hoping that you’d drop in
– Uğrayacağını umuyordum.
So very nice
– Çok güzel
I’ll hold your hands, they’re just like ice
– Ellerini tutacağım, tıpkı buz gibiler.
My mother will start to worry
– Annem endişelenmeye başlayacak.
Beautiful, what’s your hurry?
– Güzelim, acelen ne?
My father will be pacing the floor
– Babam yere basacak.
Listen to the fireplace roar
– Şöminenin kükremesini dinle

So really, I’d better scurry
– Gerçekten, acele etsem iyi olacak.
Beautiful, please don’t hurry
– Güzel, lütfen acele etme.
But maybe just a half a drink more
– Ama belki sadece yarım içki daha
I’ll put some records on while I pour
– Dökerken bazı kayıtlar koyacağım.

The neighbours might think
– Komşular düşünebilir
Baby, it’s bad out there
– Bebek, bu kötü
Say, what’s in this drink?
– Bu içki ne demek?
No cabs to be had out there
– Dışarıda taksi olmayacak.
I wish I knew how…
– Keşke nasıl olduğunu bilseydim…
Your eyes are like starlight tonight
– Gözlerin bu gece yıldız ışığı gibi
To break this spell
– Bu büyüyü bozmak için
I’ll take your hat, your hair looks swell
– Şapkanı alacağım, saçların kabarmış görünüyor.
I ought to say, no, no, no sir
– Hayır, hayır, hayır efendim demeliyim.
Oh, mind if I move in closer?
– Yaklaşmamın sakıncası var mı?

At least I’m gonna say that I tried
– En azından denediğimi söyleyeceğim.
What’s the sense in hurting my pride?
– Gururumu incitmenin ne anlamı var?
I really can’t stay
– Gerçekten kalamam.
But baby, don’t hold out
– Ama bebeğim, dayanma.
But baby it’s cold outside!
– Ama bebeğim dışarısı soğuk!

I simply must go
– Sadece gitmeliyim
But baby, it’s cold outside
– Ama bebeğim, dışarısı soğuk.
The answer is no, no, no
– Cevap hayır, hayır, hayır
Aw baby, it’s cold outside
– Ah bebeğim, dışarısı soğuk
Your welcome has been
– Hoş geldiniz oldu

How lucky that you dropped in
– Uğradığın için ne kadar şanslısın
So nice and warm
– Çok güzel ve sıcak
Look out the window at that storm
– Pencereden o fırtınaya bak

My sister will be suspicious
– Kız kardeşim şüphelenecek.
Um gosh, your lips are delicious
– Tanrım, dudakların çok lezzetli.
And my brother will be there at the door
– Ve kardeşim kapıda olacak.
Waves on a tropical shore
– Tropikal bir kıyıda dalgalar

My maiden aunt’s mind is vicious
– Bakire teyzemin aklı çok kötü
Oh gosh, your lips are so delicious
– Tanrım, dudakların çok lezzetli.
But maybe just a cigarette more
– Ama belki sadece bir sigara daha
Oh never such a blizzard before
– Oh daha önce hiç böyle bir kar fırtınası olmamıştı

I’ve got to get home
– Eve gitmem lazım
But baby, you’ll freeze out there
– Ama bebeğim, orada donacaksın.
Say lend me your coat
– Bana ceketini ödünç ver
Oh up to your knees out there
– Aman dizlerine kadar orada
You’ve really been grand
– Gerçekten büyük oldun

I thrill when you touch my hand
– Elime dokunduğunda heyecanlanıyorum.
But you don’t see, no, no…
– Ama görmüyorsun, hayır, hayır…
How can you do this thing to me?
– Bana nasıl böyle bir şey yapabilir misin?

There’s bound to be talk tomorrow
– Yarın mutlaka konuşulacak.
Think of my life long sorrow
– Hayatımın uzun üzüntüsünü düşün
At least there will be plenty implied
– En azından ima edilen çok şey olacak
If you got pneumonia and died
– Eğer zatürre olup öldüysen

But I really can’t stay
– Ama gerçekten kalamam
Get over that whole doubt
– Tüm bu şüphenin üstesinden gel
Oh baby it’s cold outside!
– Bebeğim dışarısı soğuk!




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın