Carole King – You’ve Got A Friend İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

When you’re down in troubles
– Başın belada olduğunda
And you need some love and care
– Ve biraz sevgi ve bakıma ihtiyacın var
And nothing, oh, nothing is going right
– Ve hiçbir şey, oh, hiçbir şey yolunda gitmiyor
Close your eyes and think of me
– Gözlerini kapat ve beni düşün
And soon I will be there
– Ve yakında orada olacağım
To brighten up even your darkest night
– En karanlık geceni bile aydınlatmak için

You just call out my name
– Sadece adımı söyle.
And you know wherever I am
– Ve nerede olduğumu biliyorsun
I’ll come running to see you again
– Seni tekrar görmeye koşarak geleceğim.

Winter, spring, summer or fall
– Kış, ilkbahar, yaz veya sonbahar
All you got to do is call
– Tek yapman gereken aramak.
And I’ll be there
– Ve orada olacağım
Yes, I will
– Evet, yapacağım
You’ve got a friend
– Bir arkadaşım var

If the sky above you
– Eğer gökyüzü senin üzerindeyse
Just turn dark and full of clouds (Not tonight)
– Sadece karanlığa dön ve bulutlarla dolu (Bu gece değil)
And that old north wind should begin to blow
– Ve o eski kuzey rüzgarı esmeye başlamalı
Keep your head together
– Panik yapma
And call my name out loud
– Ve adımı yüksek sesle söyle
Soon you’ll hear me knocking at your door
– Yakında kapını çaldığımı duyacaksın.

You just call out my name
– Sadece adımı söyle.
And you know wherever I am
– Ve nerede olduğumu biliyorsun
I’ll come running to see you again
– Seni tekrar görmeye koşarak geleceğim.

Winter, spring, summer or fall
– Kış, ilkbahar, yaz veya sonbahar
All you got to do is call
– Tek yapman gereken aramak.
And I’ll be there
– Ve orada olacağım
Yes, I will (Hang there)
– Evet, oraya asacağım ()
Now ain’t it good to know that you’ve got a friend
– Şimdi bir arkadaşın olduğunu bilmek güzel değil mi

When people can be so cold
– İnsanlar bu kadar soğukken
They’ll hurt you, yes, and desert you
– Evet, canını yakacaklar ve seni terk edecekler.
And take your soul if you let them
– Ve eğer izin verirsen ruhunu al
But don’t you let them
– Ama onlara izin verme.

You just call out my name (Actually, I like when you saying)
– Sadece adımı söylüyorsun (Aslında, söylediğin zaman hoşuma gidiyor)
And you know wherever I am (Yes)
– Ve nerede olduğumu biliyorsun (Evet)
I’ll come running to see you again (I’ll see you, I’ll see you again)
– Seni tekrar görmek için koşarak geleceğim (Seni tekrar göreceğim, seni tekrar göreceğim)

Winter, spring, summer or fall
– Kış, ilkbahar, yaz veya sonbahar
All you got to do is call
– Tek yapman gereken aramak.
And I’ll be there
– Ve orada olacağım
Yes, I will
– Evet, yapacağım
You’ve got a friend
– Bir arkadaşım var
You’ve got a friend
– Bir arkadaşım var
Ain’t it good to know you’ve got a friend
– Bir arkadaşın olduğunu bilmek güzel değil mi
Oh yeah, you, you, you’ve got a friend
– Oh evet, sen, sen, bir arkadaşın var
You’ve got a friend
– Bir arkadaşım var




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın