Taxi driver, be my shrink for the hour
– Taksi şoförü, bir saatliğine psikiyatristim ol.
Keep the meter running
– Sayacı çalışır durumda tutun
Take every street if you wanna
– İstersen her sokağa gir
Just outrun these demons, could you?
– Bu şeytanlardan kaçabilir misin?
And he said, “Praise the Lord”
– Ve dedi ki: “Rabbe hamdolsun.”
“Hallelujah, little girl”
– “Şükürler olsun, küçük kız”
“You need prayer”
– “Duaya ihtiyacın var”
As if it won’t hurt me
– Sanki bana zarar vermeyecek gibi
If it didn’t bring me to my knees
– Eğer beni dizlerimin üstüne getirmediyse
All these bad religions
– Bütün bu kötü dinler
This unrequited love
– Bu karşılıksız aşk
It’s nothin’ but a one-man cult
– ‘Ama bir şey-adam kült oldu
Cyanide in my styrofoam cup
– Strafor bardağımda siyanür
I could never make him love
– Onu asla sevdiremezdim.
I could never make him love
– Onu asla sevdiremezdim.
Just a scrounging through the wall
– Sadece duvarın arasından sıyrılmak
Taxi driver, swear I got 15 lives
– Taksi şoförü, yemin ederim 15 hayatım var.
Balanced on my head like steak knives
– Kafamda biftek bıçağı gibi dengeli
I can’t tell no one the truth about my life
– Hayatım hakkındaki gerçeği kimseye söyleyemem.
I can’t trust no one
– Kimseye güvenemem
And he said, “Praise the Lord”
– Ve dedi ki: “Rabbe hamdolsun.”
“Hallelujah, woman”
– “Şükürler olsun kadın”
“Woman, you need prayer”
– “Kadın, duaya ihtiyacın var”
The city keeps hurting me
– Şehir tutar beni yakıyor
Keeps bringing me to my knees
– Beni dizlerimin üstüne çökertmeye devam ediyor.
All these bad religions
– Bütün bu kötü dinler
This unrequited love
– Bu karşılıksız aşk
Nothing but a one-man cult
– Ama bir tek şey-adam kült
Cyanide in our styrofoam cups
– Strafor bardaklarımızda siyanür
I could never make them love
– Onları asla sevdiremem.
We could never make them love
– Onları asla sevdiremeyiz.
We’re all just stuck in the mud
– Hepimiz çamura saplandık.
Praying to the invisible above
– Yukarıda görünmeyenlere dua etmek
We scream, “Love” (love, love)
– Çığlık atıyoruz, “Aşk” (aşk, aşk)
We scream, “Love, love, love, love” (love, love)
– Çığlık atıyoruz, “Aşk, aşk, aşk, aşk” (aşk, aşk)
It’s what we all made up (love)
– Hepimizin uydurduğu şey bu (aşk)
Love (love)
– Aşk (aşk)
Love, love-love
– Aşk, aşk-aşk
Love, love, love (love, love)
– Aşk, aşk, aşk (aşk, aşk)
Only the best for us (love, love)
– Sadece bizim için en iyisi (aşk, aşk)
Love, love (love, love)
– Aşk, aşk (aşk, aşk)
Love, love, love, love (love, love)
– Aşk, aşk, aşk, aşk (aşk, aşk)
Love (love, love)
– Love (Aşk, Sevgi)
(Love, love)
– (Aşk, aşk)
Love
– Aşk

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.