Life’s alright in devil town
– Şeytan kasabasında hayat iyi
Yeah, right, no one’s gonna catch us now
– Evet, doğru, artık kimse bizi yakalayamayacak.
Dad has bought a new car now
– Babam şimdi yeni bir araba aldı
We’re fine, no one’s gonna catch us now
– Biz iyiyiz, artık kimse bizi yakalayamayacak.
You said something dumb again
– Yine aptalca bir şey söyledin.
She’s mad, at least that’s what they say
– O kızgın, en azından öyle diyorlar
Mum and daddy aren’t in love
– Annem ve babam aşık değil
That’s fine, I’ll settle for two birthdays
– Sorun değil, iki doğum günü için yetineceğim
Devil town is colder in the summertime
– Şeytan kasabası yaz aylarında daha soğuk
I’ll lose my mind at least another thousand times
– En azından bin kere daha aklımı kaybedeceğim.
Hold my hand tight, we’ll make it another night
– Elimi sıkı tut, başka bir gece yaparız
I still get a little scared of something new
– Hala yeni bir şeyden biraz korkuyorum.
But I feel a little safer when I’m with you
– Ama seninleyken kendimi biraz daha güvende hissediyorum.
Falling doesn’t feel so bad when I know you’ve fallen this way too
– Bu şekilde düştüğünü bildiğimde düşmek o kadar da kötü hissetmiyor
We’re all dead in devil town
– Hepimiz şeytan kasabasında öldük.
That’s fine, ’cause nothing’s gonna scare us now
– Sorun değil, çünkü artık hiçbir şey bizi korkutmayacak.
We’re all in our dressing gowns, mine’s white
– Hepimiz sabahlık giyiyoruz, benimki beyaz
And stripey, yours is green and brown
– Ve stripey, seninki yeşil ve kahverengi
I forgot my name again
– Yine adımı unuttum.
I think that’s something worth remembering
– Bence bu hatırlamaya değer bir şey
Spiders in your favourite shoes
– En sevdiğin ayakkabılardaki örümcekler
Just leave them be ’cause they’re more scared of you
– Bırak onları çünkü senden daha çok korkuyorlar.
Devil town is colder in the summertime
– Şeytan kasabası yaz aylarında daha soğuk
I’ll lose my mind at least another thousand times
– En azından bin kere daha aklımı kaybedeceğim.
Hold my hand tight, we’ll make it another night
– Elimi sıkı tut, başka bir gece yaparız
I still get a little scared of something new
– Hala yeni bir şeyden biraz korkuyorum.
But I feel a little safer when I’m with you
– Ama seninleyken kendimi biraz daha güvende hissediyorum.
Falling doesn’t feel so bad when I know you’ve fallen this way too
– Bu şekilde düştüğünü bildiğimde düşmek o kadar da kötü hissetmiyor
It’s lovely in the evening-time
– Akşamları çok güzel-zaman
But every time I close my eyes
– Ama ne zaman gözlerimi kapatsam
The sunshine gets a little dimmer, now
– Güneş ışığı biraz sönük olur, şimdi
The clouds fall down
– Bulutlar düşüyor
I sink my teeth into my fingers
– Dişlerimi parmaklarımın içine sokuyorum
Blossom swims across the river
– Blossom nehir boyunca yüzüyor
How do you feel so proud?
– Nasıl bu kadar gurur duyuyorsun?
Every time I close my eyes
– Ne zaman gözlerimi kapatsam
The colours fade and change inside my mouth
– Renkler soluyor ve ağzımın içinde değişiyor
It’s all too loud
– Her şey çok gürültülü
I sink my teeth into my fingers
– Dişlerimi parmaklarımın içine sokuyorum
Blood forms branches in the water
– Kan suda dallar oluşturur
Devil town is colder in the summertime
– Şeytan kasabası yaz aylarında daha soğuk
I’ll lose my mind at least another thousand times
– En azından bin kere daha aklımı kaybedeceğim.
Hold my hand tight, we’ll make it another night
– Elimi sıkı tut, başka bir gece yaparız
I still get a little scared of something new
– Hala yeni bir şeyden biraz korkuyorum.
But I feel a little safer when I’m with you
– Ama seninleyken kendimi biraz daha güvende hissediyorum.
Falling doesn’t feel so bad when I know you’ve fallen this way too
– Bu şekilde düştüğünü bildiğimde düşmek o kadar da kötü hissetmiyor
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.