Woo
– Kur yapmak
Thank you very much
– Çok teşekkür ederim
Thank you
– Teşekkür ederim
Well, I just wanted to, uhm
– Peki, yalnızca, uhm istedim
To take a moment tonight
– Bu gece bir dakikanızı ayırmaya
To thank you all for bring here
– Getirmek için hepinize teşekkür için burada
Thank you for giving us a chance to perform for you
– Bize sizin için gösteri yapma şansı verdiğiniz için teşekkür ederiz
What a treat, thank you
– Ne hoş, teşekkür ederim
Shall we go for it?
– Bunun için gidelim mi?
Mmm-mmm, mhmm
– Mmm-mmm, mmm
Mhmm, mhmm-mhmm-mhmm, mhmm
– Oldu, oldu oldu oldu, oldu
I get wings to fly
– Uçacak kanatlarım var.
Oh, oh, I’m alive (Oh yes)
– Oh, oh, yaşıyorum (Oh evet)
Yeah
– Evet
When you call on me (That’s right)
– Beni çağırdığında (Bu doğru)
When I hear you breathe
– Nefes aldığını duyduğumda
I get wings to fly
– Uçacak kanatlarım var.
I feel that I’m alive (And so are you)
– Yaşadığımı hissediyorum (Ve sen de)
When you look at me
– Bana baktığında
I can touch the sky
– Gökyüzüne dokunabilirim.
I know that I’m alive (Oh yes)
– Hayatta olduğumu biliyorum (Oh evet)
(How you feelin’ tonight?)
– (Bu gece nasıl hissediyorsun?)
(How about over there?)
– Üzerinde hakkında (nasıl?)
(Hey guys how about there?)
– (Hey çocuklar, oraya ne dersiniz?)
(Oh, come on let me hear you all)
– (Oh, hadi hepinizi duyayım)
When you bless the day
– Günü kutsadığın zaman
I just drift away
– Öylece sürüklenip gidiyorum
All my worries die
– Tüm endişelerim ölüyor
I’m glad that I’m alive (Oh yes)
– Hayatta olduğuma sevindim (Oh evet)
You’ve set my heart o fire
– Kalbimi ateşe verdin ey ateş
Filled me with love
– Beni sevgiyle doldurdu
Made me a woman on clouds above
– Beni bulutların üstünde bir kadın yaptı.
(How you doin’ girlfriends?)
– (Nasılsınız kız arkadaşlar?)
I couldn’t get much higher
– Daha yükseğe çıkamadım.
My spirit takes flight (My spirit takes flight)
– Ruhum uçuyor (Ruhum uçuyor)
‘Cause I am alive, oh
– Çünkü yaşıyorum, oh
When you call on me (When you call on me)
– Beni çağırdığında (Beni çağırdığında)
When I hear you breathe (When I hear you breathe)
– Nefes aldığını duyduğumda (Nefes aldığını duyduğumda)
I get wings to fly
– Uçacak kanatlarım var.
I feel that I’m alive (I am alive)
– Yaşadığımı hissediyorum (yaşıyorum)
When you reach for me (When you reach for me)
– Reach for me (Bu benim için ulaştığınızda)
Raising spirits high
– Yüksek ruhları yükseltmek
God knows that
– Tanrı bunu biliyor
That I’ll be the one
– Ben o olacağım
Standing by through good and through trying times
– İyi ve zor zamanlar boyunca beklemede kalın
And it’s only begun
– Ve daha yeni başladı
I can’t wait for the rest of my life
– Hayatımın geri kalanını bekleyemem.
(Gimme fire, yes sir)
– (Ateş verin, evet efendim)
When you call on me (When you call on me)
– Beni çağırdığında (Beni çağırdığında)
When you reach for me (When you reach for me)
– Reach for me (Bu benim için ulaştığınızda)
I get wings to fly
– Uçacak kanatlarım var.
I feel that
– Bunu hissediyorum
When you bless the day (When you bless, you bless the day)
– Günü kutsadığın zaman (Kutsadığın zaman, günü kutsadığın zaman)
I just drift away (I just drift away)
– Sadece sürükleniyorum (sadece sürükleniyorum)
All my worries die
– Tüm endişelerim ölüyor
God knows that I’m alive (Yeah, yeah-yeah-yeah)
– Tanrı hayatta olduğumu biliyor (Evet, evet-evet-evet)
I get wings to fly
– Uçacak kanatlarım var.
God knows that we’re alive
– Tanrı bilir yaşıyoruz.
(We sure are)
– (Kesinlikle öyleyiz)
Céline Dion – I’m Alive İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.