You know I go insane every time you have to catch a flight (ah, ah-ah, ah)
– Her uçağa yetişmek zorunda kaldığında delirdiğimi biliyorsun (ah, ah-ah, ah)
Can I take you to the airport? Make out under the bathroom lights (ah, ah-ah, ah)
– Seni havaalanına götürebilir miyim? Banyo ışıklarının altında öpüşmek (ah, ah-ah, ah)
Put your lips on my lips, I’ll remember your kiss
– Dudaklarını dudaklarıma koy, öpücüğünü hatırlayacağım.
On the nights when I miss you, uh-uh
– Seni özlediğim gecelerde…
Something I can’t forget when I’m restless in bed
– Yatakta huzursuzken unutamayacağım bir şey
Yeah, you got me obsessed, hmm-hmm-mmm
– Evet, beni takıntı haline getirdin, hmm-hmm-mmm
Oh, don’t you leave me this way
– Beni böyle bırakma.
Won’t you wait another hour or two?
– Bir iki saat daha beklemeyecek misin?
You know I need you to stay-ay-ay-ay
– Biliyorsun kalmana ihtiyacım var-ay-ay-ay
Don’t make me beg for you (’cause I’ll beg for you)
– Beni senin için yalvarmaya zorlama (çünkü senin için yalvaracağım)
Yeah, yeah
– Evet, evet
Yeah, uh, yeah
– Evet, ah, evet
Beg for you, beg for you (yeah)
– Senin için yalvarıyorum, senin için yalvarıyorum (evet)
Beg for you, beg for you, mmm (yeah)
– Senin için yalvarıyorum, senin için yalvarıyorum, mmm (evet)
Beg for you, beg for you (yeah)
– Senin için yalvarıyorum, senin için yalvarıyorum (evet)
So don’t you leave me this way (yeah)
– Yani beni bu şekilde bırakma (evet)
You’re like an ocean breeze, coming and going just as you please (ah, ah-ah, ah)
– Bir okyanus esintisi gibisin, istediğin gibi gelip gidiyorsun (ah, ah-ah, ah)
Separated by a degree, hesitating, I’ll lose you so far out of reach (ah, ah-ah, ah)
– Bir derece ile ayrılmış, tereddüt ederek, seni ulaşılamayacak kadar kaybedeceğim (ah, ah-ah, ah)
Oh, put your lips on my lips, I’ll remember your kiss
– Dudaklarını dudaklarıma sok, öpücüğünü hatırlayacağım.
On the nights when I miss you, uh-uh
– Seni özlediğim gecelerde…
Something I can’t forget when I’m restless in bed
– Yatakta huzursuzken unutamayacağım bir şey
Yeah, you got me obsessing now-ow
– Evet, şimdi beni takıntı haline getirdin.
Oh, don’t you leave me this way
– Beni böyle bırakma.
Won’t you wait another hour or two?
– Bir iki saat daha beklemeyecek misin?
You know I need you to stay-ay-ay-ay
– Biliyorsun kalmana ihtiyacım var-ay-ay-ay
Don’t make me beg for you (’cause I’ll beg for you)
– Beni senin için yalvarmaya zorlama (çünkü senin için yalvaracağım)
My heart is aching, my breath, you’ve taken
– Kalbim ağrıyor, nefesim, aldığın
I’ll leave that, just want a taste
– Onu bırakacağım, sadece tadına bakmak istiyorum.
Don’t you leave me this way-ay-ay-ay
– Beni böyle bırakma-ay-ay-ay
Don’t make me beg for you
– Beni senin için yalvarmaya zorlama.
Don’t leave me, don’t leave me this way-ay-ay-ay-ay
– Beni bırakma, beni bu şekilde bırakma-ay-ay-ay-ay
This way-ay-ay-ay-ay
– Bu taraftan-ay-ay-ay-ay
This way
– Bu taraftan
Don’t leave me, don’t leave me this way-ay-ay-ay-ay
– Beni bırakma, beni bu şekilde bırakma-ay-ay-ay-ay
This way-ay-ay-ay-ay
– Bu taraftan-ay-ay-ay-ay
This way
– Bu taraftan
Don’t leave me, don’t leave me this way-ay-ay-ay-ay (don’t you leave me, yeah)
– Beni bırakma, beni bu şekilde bırakma -ay-ay-ay-ay (beni bırakma, evet)
This way-ay-ay-ay-ay-ay (don’t you leave me this way, yeah)
– Bu şekilde -ay-ay-ay-ay-ay (beni bu şekilde bırakma, evet)
This way (don’t you leave me, yeah)
– Bu taraftan (beni bırakma, evet)
Don’t leave me, don’t leave me this way-ay-ay-ay-ay (don’t you leave me, yeah)
– Beni bırakma, beni bu şekilde bırakma -ay-ay-ay-ay (beni bırakma, evet)
This way-ay-ay-ay-ay (don’t you leave me this way, yeah)
– Bu şekilde-ay-ay-ay-ay (beni bu şekilde bırakma, evet)
This way (don’t you leave me, yeah)
– Bu taraftan (beni bırakma, evet)
Don’t you leave me
– Beni bırakma
Yeah, yeah
– Evet, evet
Yeah
– Evet
Charli XCX – Beg For You (feat. Rina Sawayama) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.