Gråter, pratar snabbt
– Ağlamak, hızlı konuşmak
Vänta, hör dig knappt
– Bekle, seni zar zor duyuyorum.
Snälla älskling ta det lugnt
– Lütfen bebeğim sakin ol
Berätta vad han nu gjort
– Bana ne yaptığını söyle.
Klart det är relevant
– Açıkçası bu konuyla ilgili
Var han sov inatt
– Dün gece uyuduğu yerde
Kan du sluta va’ så dum
– Bu kadar aptal olmayı bırakabilir misin
Du borde packat dina saker mitt i natten, ta din väska och gå
– Gecenin bir yarısı eşyalarını toplayıp çantanı alıp gitmeliydin.
Jag kan inte hålla käften när jag innerst inne vet hur du mår
– Derinlerde nasıl hissettiğini bildiğim zaman susamam.
Så ta och packa dina saker, ta en taxi, bara åk därifrån
– Yani alıp, eşyalarını topla, bir taksi, kaldığımız yerden devam edelim
Den där tönten kan va’ ensam, han är ingen riktig kille ändå
– O salak yalnız olabilir, zaten gerçek bir erkek değil.
Han har gjort fel, gör rätt val, lämna han
– Yanlış yaptı, doğru seçimi yaptı, gitti
Vuxen man precis som ett barn, ba’ lämna han
– Tıpkı bir çocuk gibi yetişkin bir adam, onu terk et
Behandlar dig som du är ingenting, huh? Vem är han?
– Sana hiçbir şeymişsin gibi davranıyorsun, ha? Kim o?
Ringer fast du redan vet svar, ba’ lämna han
– Cevabı zaten biliyor olsanız da, ba ‘bırakın onu
Lyssna, lämna han
– Dinle, bırak onu.
Saker har kommit fram
– Her şey gün ışığına çıktı
Jag har hört han träffar nå’n
– Bir şeye çarptığını duydum.
En tjej på röda linjen
– Kırmızı çizgide bir kız
Kanske inte han (va?)
– Belki o değil (ha?)
Hör du på ditt snack
– Konuşmanı dinle.
Han ljuger nog om var han sov
– Muhtemelen nerede uyuduğu konusunda yalan söylemiştir.
Tanja kom förbi inatt
– Tanja bu gece uğradı.
Du låter dig luras av det ni har
– Sahip olduklarınla kendini kandırmana izin veriyorsun.
Till punkten det känns som det är varje dag
– Her gün olduğu gibi hissettirdiği noktaya kadar
Och hur kan du ens vilja stanna kvar?
– Nasıl kalmak isteyebilirsin ki?
När han inte backar dig
– Seni desteklemediği zaman
Du borde packat dina saker mitt i natten, ta din väska och gå
– Gecenin bir yarısı eşyalarını toplayıp çantanı alıp gitmeliydin.
Jag kan inte hålla käften när jag innerst inne vet hur du mår
– Derinlerde nasıl hissettiğini bildiğim zaman susamam.
Så ta och packa dina saker, ta en taxi, bara åk därifrån
– Yani alıp, eşyalarını topla, bir taksi, kaldığımız yerden devam edelim
Den där tönten kan va’ ensam, han är ingen riktig kille ändå
– O salak yalnız olabilir, zaten gerçek bir erkek değil.
Han har gjort fel, gör rätt val, lämna han
– Yanlış yaptı, doğru seçimi yaptı, gitti
Vuxen man precis som ett barn, ba’ lämna han
– Tıpkı bir çocuk gibi yetişkin bir adam, onu terk et
Behandlar dig som du är ingenting, huh? Vem är han?
– Sana hiçbir şeymişsin gibi davranıyorsun, ha? Kim o?
Ringer fast du redan vet svar, ba’ lämna han
– Cevabı zaten biliyor olsanız da, ba ‘bırakın onu
Han har gjort fel, gör rätt val, lämna han
– Yanlış yaptı, doğru seçimi yaptı, gitti
Vuxen man precis som ett barn, ba’ lämna han
– Tıpkı bir çocuk gibi yetişkin bir adam, onu terk et
Behandlar dig som du är ingenting, huh? Vem är han?
– Sana hiçbir şeymişsin gibi davranıyorsun, ha? Kim o?
Ringer fast du redan vet svar, ba’ lämna han
– Cevabı zaten biliyor olsanız da, ba ‘bırakın onu
Säg vad du vill, det är bara sanning men du är så naiv
– İstediğini söyle, bu sadece gerçek ama çok safsın.
Du måste hitta tillbaks till ditt liv
– Hayatına geri dönmenin yolunu bulmalısın.
(Du kommer nog aldrig se det, allt är så jävla enkelt, förstår inte hur du tänker)
– (Muhtemelen asla görmeyeceksin, her şey çok basit, nasıl düşündüğünü anlamıyorum)
Tro vad du vill, han kommer aldrig att ändra sin stil, han kommer aldrig att bli någons prins
– Ne istediğine inan, asla tarzını değiştirmeyecek, asla kimsenin Prensi olmayacak
(Jag svär att du måste se det, allt är så jävla enkelt, förstår inte hur du tänker)
– (Yemin ederim görmek zorundasın, her şey çok basit, nasıl düşündüğünü anlamıyorum)
Du borde packa dina saker mitt i natten ta din väska och gå
– Gecenin bir yarısı eşyalarını toplayıp çantanı al ve git.
Jag kan inte hålla käften när jag innerst inne vet hur du mår
– Derinlerde nasıl hissettiğini bildiğim zaman susamam.
Så ta och packa dina saker, ta en taxi, bara åk därifrån
– Yani alıp, eşyalarını topla, bir taksi, kaldığımız yerden devam edelim
Den där tönten kan va’ ensam, han är ingen riktigt kille ändå
– O salak yalnız olabilir, zaten gerçekten bir erkek değil.
Han har gjort fel, gör rätt val, lämna han
– Yanlış yaptı, doğru seçimi yaptı, gitti
Vuxen man precis som ett barn, ba’ lämna han
– Tıpkı bir çocuk gibi yetişkin bir adam, onu terk et
Behandlar dig som du är ingenting, huh? Vem är han?
– Sana hiçbir şeymişsin gibi davranıyorsun, ha? Kim o?
Ringer fast du redan vet svar, ba’ lämna han
– Cevabı zaten biliyor olsanız da, ba ‘bırakın onu
Nu är det upp till dig, bara upp till dig
– Şimdi her şey sana bağlı, sadece sana bağlı
Nu är det upp till dig, bara upp till dig
– Şimdi her şey sana bağlı, sadece sana bağlı
Nu är det upp till dig, bara upp till dig
– Şimdi her şey sana bağlı, sadece sana bağlı
Bara upp till dig
– Sadece sana kalmış
Bara upp till dig
– Sadece sana kalmış
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.