Chris Jedi, Anuel AA, Chencho Corleone & Ñengo Flow – La Llevo Al Cielo İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Yo siempre la llevo al cielo
– Her zaman cennet onun için alıyorum
Conmigo quema ella a cada rato
– Benimle her seferinde yanıyor.
Se crece y coge vuelo porque yo no la celo
– Büyüyor ve uçuyor çünkü onu ısıtmıyorum.
Y cuando estamos en el cuarto
– Ve odaya girdiğimizde
No tengo que decirle, solita rompe el hielo (Hielo)
– Sana söylememe gerek yok, sadece buzu kır (Buz)
Sabe dónde poner sus mano’
– Ellerini nereye koyacağını biliyor’
Dio con mi punto débil, por eso no la dejo
– Zayıf noktamı buldu, bu yüzden onu terk etmiyorum.
Desde hace tiempo frente al espejo, yo-oh
– Aynanın önünde uzun bir süre, ben-oh

Le doy lo que le hace falta
– Ne istiyorsa verin ben
Dice que la obligo a hacer lo que no debe
– Sizce de öyle değil mi ne onu zorla diyor
Entre parede’ nadie sabe lo que pasa
– Entre parede’ kimse neler olduğunu bilmiyor
Despué’ del primer beso nada la detiene
– İlk öpücükten sonra hiçbir şey onu durduramaz
Soy la razón por la que ella pierde la calma
– Soğukkanlılığını kaybetmesinin sebebi benim.
No se conforma, una noche no e’ suficiente
– Yerleşme, bir gece yeterli değil
A repetir, no, no deja que yo me vaya
– Tekrar ediyorum, hayır, gitmeme izin verme.
Dice que conmigo se siente diferente
– Benimle farklı hissettiğini söylüyor.
Me daña la mente que lo diga así
– Böyle söylemek aklımı acıtıyor.

La que no chiche, quédate en tu casa (Uy)
– Chiche olmayan, evinde kal (Oops)
Bebe y se pone cuatro letra’ como NASA (Uy, uy)
– İçiyor ve ‘beğen’ harfini koyuyor (Oops, oops)
Chingamo’ sin condone’, las plan B nunca fracasan (Brr; yeah)
– Chingamo ‘sin condone’, B planı asla başarısız olmaz (Brr; evet)
Me lo mama a dos mano’ y hasta lo abraza
– Onu elinden havaya uçuruyor ve hatta ona sarılıyor
Ella e’ una hija ‘e puta como Tokio (Uah)
– O benim kızım ve Tokyo gibi fahişe (Uah)
Despué’ que se lo meto la mando pa’ donde el novio
– Koydum sonra ‘sevgilim nerede’ gönderirim
Y le preguntan que si chingo rico y dice: “Obvio”
– Ve ona zengin olup olmadığını soruyorlar ve diyor ki, “Belli.”
Un polvo no e’ un polvo si no jode el matrimonio
– Evliliğin içine etmezse sikişmek sikişmek değildir
Y le gusta chingar arrebatá’ (Arrebatá’)
– Ve arrebata’yı becermeyi seviyor.
Perreando sucio, tú ere’ senda bellaca (Bellaca)
– Pis köpek, senda bellaca (Bellaca) sensin.
Ñengo lo dijo que “chocha con bicho y bicho con nalga” (Eh-eh; eh-eh)
– Ñengo, “böcekli ve kalçalı böcekli chocha” dedi (Eh-eh; eh-eh)
Y si eres chumba, pue’ mueve la falda
– Ve eğer chumba isen, eteğini oynatabilirsin.
Mami, yo no disimulo (Tra; disimulo)
– Anne, saklanmıyorum (Tra; Saklanıyorum)
Que Dios bendiga ese culo (¡Ay, papi!; culo)
– Tanrı o kıçı korusun (Ah, Baba!; kıç)
Te lambo to’a y te enchulo (¡Ay!)
– Seni to’ya lambo ediyorum ve seni büyülüyorum (Ne yazık ki!)
Se va a venir y grita: “¡Bien duro!”
– Gelecek ve bağırıyor: “Çok zor!”

Yo siempre la llevo al cielo
– Her zaman cennet onun için alıyorum
Conmigo quema ella a cada rato
– Benimle her seferinde yanıyor.
Se crece y coge vuelo porque yo no la celo
– Büyüyor ve uçuyor çünkü onu ısıtmıyorum.
Y cuando estamos en el cuarto
– Ve odaya girdiğimizde
No tengo que decirle, solita rompe el hielo (Hielo)
– Sana söylememe gerek yok, sadece buzu kır (Buz)
Sabe dónde poner sus mano’
– Ellerini nereye koyacağını biliyor’
Dio con mi punto débil, por eso no la dejo
– Zayıf noktamı buldu, bu yüzden onu terk etmiyorum.
Desde hace tiempo frente al espejo, yo-oh
– Aynanın önünde uzun bir süre, ben-oh

Le doy lo que le hace falta
– Ne istiyorsa verin ben
Dice que la obligo a hacer lo que no debe
– Sizce de öyle değil mi ne onu zorla diyor
Entre parede’ nadie sabe lo que pasa
– Entre parede’ kimse neler olduğunu bilmiyor
Despué’ del primer beso nada la detiene
– İlk öpücükten sonra hiçbir şey onu durduramaz
Soy la razón por la que ella pierde la calma
– Soğukkanlılığını kaybetmesinin sebebi benim.
No se conforma, una noche no e’ suficiente
– Yerleşme, bir gece yeterli değil
A repetir, no, no deja que yo me vaya
– Tekrar ediyorum, hayır, gitmeme izin verme.
Dice que conmigo se siente diferente
– Benimle farklı hissettiğini söylüyor.
Me daña la mente que lo diga así
– Böyle söylemek aklımı acıtıyor.

Solos tú y yo, viajando por las nube’ y el cielo se cayó
– Sadece sen ve ben, bulutların arasından geçerken gökyüzü düştü
Dame tu cuerpecito, ya la bomba estalló
– Bana küçük bedenini ver, bomba çoktan patladı.
Tú sabe’ que yo estoy pa’ ti
– Senin için olduğumu biliyorsun.
Te voy a hacer pose’ diferente’ y no te olvidarás de mí
– Seni ‘farklı’ poz vermeye zorlayacağım ve beni unutmayacaksın
Contigo a las altura’, mami, elévame
– Sen zirvedeyken, anne, kaldır beni
Si sabe’ lo que hace’, pue’ enamórame
– Eğer ‘ne yaptığını’ biliyorsan, ‘bana aşık olabilirsin
Yo sé que ya tu cuerpo está pidiendo sexo
– Zaten vücudunun seks istediğini biliyorum.
Fuego y beso’
– Ateş ve öp’
Lo de lo tuyo y mío es un desafío
– Seninki ve benimki bir meydan okuma
A veces maquino solo y cuando me acuerdo me río
– Bazen tek başınayım ve hatırladığımda gülüyorum.
Las veces que a tu casa le he llaga’o amaneci’o
– Şafak sökerken evine çarptığım zamanlar
Y he brinca’o los portone’ por el monte y en tu cama te he parti’o
– Ve ben dağın kenarındaki kapılardan atladım ve senin yatağında sana katıldım
Toma, que este blunt ‘tá encendi’o
– İşte, bu küt açık
Mami, ponte ready, hijo ‘e puta como yo, no te ha comi’o
– Anne, hazırlan, benim gibi orospu çocuğu, seni yemedi
El perfume que regaste por tu cuello me enredó con tu cabello
– Boynuna döktüğün parfüm beni saçınla karıştırdı.
Y tengo gana’ de lamberte como un sello
– Ve gana’m var lamberte’den damga olarak

Cua-Cua-Cuando la tengo me dice: “Jálame el pelo”
– Cua-Cua-Ona sahip olduğumda bana şöyle diyor: “Saçımı çek”
Grita: “¡Qué rico!, ¡me gusta!” como mil vece’
– Diye bağırıyor: “Yum! Beğendim!”bin kere falan”
Nos devoramo’ sin decir “amor, te quiero”
– “Aşk, seni seviyorum” demeden yuttuk.
Pero sabemo’ que las gana’ crecen y crecen
– Ama biliyoruz ki ‘bu kazanır’ büyür ve büyür
Cuando la tengo me dice: “Jálame el pelo”
– Ona sahip olduğumda bana “Saçımı çek” diyor.
Grita: “¡Qué rico!, ¡me gusta!” como mil vece’
– Diye bağırıyor: “Yum! Beğendim!”bin kere falan”
Nos devoramo’ sin decir “amor, te quiero”
– “Aşk, seni seviyorum” demeden yuttuk.
Pero sabemo’ que las gana’ crecen y crecen
– Ama biliyoruz ki ‘bu kazanır’ büyür ve büyür

Yo siempre la llevo al cielo (Al cielo)
– Onu her zaman cennete götürürüm.
Conmigo ella quema a cada rato
– Benimle her seferinde yanıyor.
Se crece y coge vuelo porque yo no la celo (Oh, oh)
– Büyüyor ve uçuyor çünkü onu ısıtmıyorum (Oh, oh)
Y cuando estamos en el cuarto
– Ve odaya girdiğimizde
No tengo que decirle, solita rompe el hielo (Hielo)
– Sana söylememe gerek yok, sadece buzu kır (Buz)
Sabe dónde poner sus manos
– Ellerini nereye koyacağını biliyor.
Dio con mi punto débil, por eso no la dejo
– Zayıf noktamı buldu, bu yüzden onu terk etmiyorum.
Desde hace tiempo frente al espejo, yo-oh
– Aynanın önünde uzun bir süre, ben-oh

Le doy lo que le hace falta
– Ne istiyorsa verin ben
No se conforma, una noche no e’ suficiente
– Yerleşme, bir gece yeterli değil
A repetir, no, no deja que yo me vaya
– Tekrar ediyorum, hayır, gitmeme izin verme.
Dice que conmigo se siente diferente
– Benimle farklı hissettiğini söylüyor.
Cuando te llevo al cielo
– Seni cennete götürdüğümde




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın