Christina Aguilera Feat. Demi Lovato – Fall In Line İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Little girls, listen closely
– Küçük kızlar, iyi dinleyin
‘Cause no one told me
– Çünkü kimse bana söylemedi.
But you deserve to know
– Ama bilmeye hakkın var
That in this world, you are not beholden
– Bu dünyada, sen borçlu değilsin
You do not owe them
– Onlara borçlu değilsiniz
Your body and your soul
– Bedeniniz ve ruhunuz

All the youth in the world will not save you from growing older
– Dünyadaki tüm gençler sizi yaşlanmaktan kurtarmayacak
And all the truth in a girl is too precious to be stolen from her
– Ve bir kızdaki tüm gerçekler ondan çalınamayacak kadar değerlidir

It’s just the way it is
– Böyle işte
And maybe it’s never gonna change
– Ve belki de asla değişmeyecek
But I got a mind to show my strength
– Ama gücümü göstermek için bir aklım var
And I got a right to speak my mind
– Ve fikrimi söylemeye hakkım var
And I’m gonna pay for this
– Ve bunun bedelini ödeyeceğim
They’re gonna burn me at the stake
– Beni kazıkta yakacaklar.
But I got a fire in my veins
– Ama damarlarımda bir yangın var
I wasn’t made to fall in line
– Sıraya girmek zorunda değildim.
No, I wasn’t made to fall in line, no
– Hayır, sıraya girmedim, hayır

Show some skin, make him want you
– Biraz deri göster, seni istemesini sağla
‘Cause God forbid you
– Çünkü Tanrı seni korusun
Know your own way home
– Kendi yolunu bil
Ask yourself why it matters
– Kendinize neden bu kadar önemli olduğunu sorun
Who it flatters
– Kim gururlandırıyor
You’re more than flesh and bones
– Etten ve kemikten daha fazlasısın

All the youth in the world will not save you from growing older
– Dünyadaki tüm gençler sizi yaşlanmaktan kurtarmayacak
And all the truth in a girl is too precious to be stolen from her
– Ve bir kızdaki tüm gerçekler ondan çalınamayacak kadar değerlidir

It’s just the way it is
– Böyle işte
And maybe it’s never gonna change (no)
– Ve belki de asla değişmeyecek (hayır)
But I got a mind to show my strength (my strength)
– Ama gücümü göstermek için bir aklım var (gücüm)
And I got a right to speak my mind (my mind)
– Ve aklımı konuşma hakkım var (aklım)
And I’m gonna pay for this (pay)
– Ve bunun için ödeme yapacağım (ödeme)
They’re gonna burn me at the stake (stake)
– Beni kazıkta yakacaklar (kazık)
But I got a fire in my veins (veins)
– Ama damarlarımda bir ateş var (damarlar)
I wasn’t made to fall in line
– Sıraya girmek zorunda değildim.
No, no, I wasn’t made to fall in line
– Hayır, hayır, sıraya girmedim.
No, we weren’t made to fall in line, oh
– Hayır, sıraya girmedik, oh

Yeah, two, three
– Evet, iki, üç
Right, two, three
– Doğru, iki, üç
Shut your mouth
– Kapa çeneni
Stick your ass out for me
– Benim için kıçını dışarı sopa
March, two, three
– Mart, iki, üç
Two, three
– İki, üç
Who told you you’re allowed to think?
– Düşünmene izin verildiğini kim söyledi?

Yea, two, three
– Evet, iki, üç
Right, two, three
– Doğru, iki, üç
Shut your mouth
– Kapa çeneni
Stick your ass out for me
– Benim için kıçını dışarı sopa
March, two, three
– Mart, iki, üç
Two, three
– İki, üç
Who told you you’re allowed to think?
– Düşünmene izin verildiğini kim söyledi?

It’s just the way it is
– Böyle işte
And maybe it’s never gonna change
– Ve belki de asla değişmeyecek
But I got a mind to show my strength (my strength)
– Ama gücümü göstermek için bir aklım var (gücüm)
And I got a right to speak my mind (my mind)
– Ve aklımı konuşma hakkım var (aklım)
And I’m gonna pay for this (I’m gonna pay for this)
– Ve bunun için ödeyeceğim (bunun için ödeyeceğim)
They’re gonna burn me at the stake
– Beni kazıkta yakacaklar.
But I got a fire in my veins
– Ama damarlarımda bir yangın var
‘Cause I wasn’t made to fall in line
– Çünkü sıraya girmek zorunda değildim.
But I got a fire in my veins
– Ama damarlarımda bir yangın var
I’m never gonna fall in line, oh
– Asla sıraya girmeyeceğim, oh

Yea, two, three
– Evet, iki, üç
Right, two, three
– Doğru, iki, üç
Shut your mouth
– Kapa çeneni
Stick your ass out for me
– Benim için kıçını dışarı sok
March, two, three
– Mart, iki, üç
Two, three
– İki, üç
Who told you you’re allowed to think?
– Düşünmene izin verildiğini kim söyledi?

Yea, two, three
– Evet, iki, üç
Right, two, three
– Doğru, iki, üç
Shut your mouth
– Kapa çeneni
Stick your ass out for me
– Benim için kıçını dışarı sok
March, two, three
– Mart, iki, üç
Two, three
– İki, üç
Who told you you’re allowed to think?
– Düşünmene izin verildiğini kim söyledi?




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın