Souffle saccadé
– Sarsıntılı nefes
Voilà qui laisse deviner
– Geriye tahmin kalıyor.
Que tout se décide-cide-cide
– Her şeye karar verilsin-cide-cide
Tout se décide-cide-cide
– Her şeye karar verildi-cide-cide
Maquillé comme à la craie
– Tebeşir gibi yapılmış
Tout détonne et tout me plaît
– Her şey patlıyor ve her şey beni memnun ediyor
Les mains sont livides-vides-vides
– Elleri boş boş mosmor olur
Mains sont livides-vides-vides
– Elleri boş boş mosmor olur
Un seul de tes poignets est tatoué
– Bileklerinden sadece biri dövmeli.
Défiguré par ta manche
– Kol tarafından sakat
Le lion ne sourit qu’à moitié
– Aslan sadece yarısı gülümsüyor
À mes solitudes immenses
– Benim büyük solitudes için
Ton visage ne s’ra jamais entier
– Yüzün asla bütün olmayacak
Comme tu regardes au-dehors
– Dışarıya bakarken
J’emporte un portrait dévoré
– Yanımda yutulmuş bir portre çekiyorum.
Douleur destin bord à bord
– Acı kader kenardan kenara
Here’s my station
– İşte benim istasyonum.
Here’s my station
– İşte benim istasyonum.
Ouuh ouuh
– Vay vay vay
But if you say just one word I’ll stay with you
– Ama tek kelime edersen seninle kalacağım.
Ouuh
– Whooh
Here’s my station
– İşte benim istasyonum.
Here’s my station
– İşte benim istasyonum.
Ouuh
– Whooh
But if you say just one word I’ll stay with you
– Ama tek kelime edersen seninle kalacağım.
Ouuh
– Whooh
La belle attitude
– Güzel tavır
Que l’impatience comme certitude
– Kesinlik olarak bu sabırsızlık
Collier à trois fils-fils-fils
– Üç telli kolye-oğul-oğul
Liés à trois fils-fils-fils
– Üç oğul-oğul-oğul ile ilgili
Tu seras j’espère, fidèle au violences qui opèrent
– Umarım operasyon yapan insanlara sadık kalırsınız.
Dès que tu respires-pires-pires
– Nefes almak gibi kötü-kötü
Que tu respires-pires-pires
– Nefes alman -daha kötü-daha kötü
D’ordinaire cette ville n’offre rien
– Genellikle bu şehir hiçbir şey sunmaz
Qu’une poignée d’odeurs tenaces
– Sadece bir avuç inatçı koku
Que cette ville est morte
– Bu şehrin öldüğünü
Je sais bien, toi seul gardes de l’audace
– İyi biliyorum, küstahlığı sadece sen saklıyorsun.
Il faudrait que tu la portes loin
– Onu götürmelisin.
Alors que d’autres renoncent
– Diğerleri pes ederken
Je descends deux enfers plus loin
– İki cehennem daha aşağı iniyorum
Pour que l’orage s’annonce
– Böylece fırtına yaklaşıyor.
Here’s my station
– İşte benim istasyonum.
Here’s my station
– İşte benim istasyonum.
Ouuh ouuh
– Vay vay vay
But if you say just one word
– Ama tek kelime edersen
I’ll stay with you
– Seninle kalacağım
Ouuh ouuh
– Vay vay vay
Here’s my station
– İşte benim istasyonum.
Here’s my station
– İşte benim istasyonum.
Ouuh ouuh
– Vay vay vay
But if you say just one word I’ll stay with you
– Ama tek kelime edersen seninle kalacağım.
Ouuh ouuh
– Vay vay vay
Pour que l’orage s’annonce
– Böylece fırtına yaklaşıyor.
Pour que l’orage s’annonce
– Böylece fırtına yaklaşıyor.
Pour que l’orage s’annonce
– Böylece fırtına yaklaşıyor.
Pour que l’orage s’annonce
– Böylece fırtına yaklaşıyor.
We are so lonely
– Çok yalnızız
In this part of town (Pour que l’orage s’annonce)
– Şehrin bu bölümünde (Böylece fırtına geliyor)
Pour que l’orage s’annonce
– Böylece fırtına yaklaşıyor.
We are so lonely
– Çok yalnızız
Pour que l’orage s’annonce
– Böylece fırtına yaklaşıyor.
We are so lonely
– Çok yalnızız
Pour que l’orage s’annonce
– Böylece fırtına yaklaşıyor.
Christine And The Queens – Saint Claude Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.