Everything feels so strange 바뀐 일상 속에
– Değişen bir rutinde her şey çok garip geliyor
문을 닫고 맘을 닫고 everything now has changed
– Kapıyı kapat, zihni kapat, şimdi her şey değişti
고립된 공간에 홀로 남겨진 채
– Yalıtılmış bir alanda yalnız kaldı
Lost in the maze, now I’m insane, 계속된 hide and seek
– Labirentte kayboldum, şimdi deliyim, saklambaç aramaya devam ettim
Stuck with you 반복되는
– Seninle takıldım Tekrarladı
힘겨운 유희 긴 겨울같이
– Uzun bir kış gibi sert seks
숨 막히게 번져간 blue
– Nefes nefese Yanan mavi
A little too soon
– Biraz erken
It’s killing me, killing me, 기나긴 터널인 매일이
– Beni öldürüyor, beni öldürüyor, her gün uzun tünel
또 끝없이 이어진 어둠에 지쳐간 내 모습이
– Ve sonsuz karanlıktan bıktım.
It’s killing me, killing me, killing me, oh-oh-oh-oh
– Beni öldürüyor, beni öldürüyor, beni öldürüyor, oh-oh-oh-oh
잃어버린 듯해 희미한 기억 끝에 (그리워해)
– Zayıf bir hafızadan sonra kaybolmuş hissediyorum (özledim)
It’s killing me, killing me, 이젠 날 놓아줘 baby
– Beni öldürüyor, beni öldürüyor, şimdi gitmeme izin ver bebeğim
또 잊혀진 일상에, 멈춰진 시간에
– Unutulmuş bir rutinde, durmuş bir zamanda
When does it end? Try to pretend 이제는 익숙해
– Ne zaman bitecek? Şimdi alışmış gibi davranmaya çalış
Something just fell apart, 떨어진 broken heart
– Bir şey parçalandı, kalbi kırıldı
갇혀진 채 무너진 미래, 모든 건 너 땜에
– Kapana kısılmış ve çökmüş bir gelecek, tek yapman gereken bunu yapacak kişinin sen olduğundan emin olmak.
Stuck with you 반복된 spin
– Seninle takıldım Tekrarlanan dönüş
어디쯤인지? 어딜 가는지?
– Neredesin? Nereye gidiyorsun?
숨 막히는 불빛은 blue
– Nefes nefese ışıklar mavi
A little too soon
– Biraz erken
It’s killing me, killing me, 기나긴 터널인 매일이 (매일이)
– Beni öldürüyor, beni öldürüyor, uzun tünel, her gün (her gün)
또 끝없이 이어진 어둠에 지쳐간 내 모습이 (내 모습이)
– Ve sonsuz karanlıktan yoruldum (görünüşüm)
It’s killing me, killing me, killing me, oh-oh-oh-oh (killing me, babe)
– Beni öldürüyor, beni öldürüyor, beni öldürüyor, oh-oh-oh-oh (beni öldürüyor bebeğim)
잃어버린 듯해 희미한 기억 끝에, oh (그리워해)
– Zayıf bir anıdan sonra, oh (bayan)
It’s killing me, killing me, 이젠 날 놓아줘, baby
– Beni öldürüyor, beni öldürüyor, şimdi bırak beni bebeğim
또 끝없이 이어진 어둠에 지쳐간 내 모습이
– Ve sonsuz karanlıktan bıktım.
It’s killing me, killing me, killing me, oh-oh-oh-oh
– Beni öldürüyor, beni öldürüyor, beni öldürüyor, oh-oh-oh-oh
잃어버린 듯해 희미한 기억 끝에 (그리워해)
– Zayıf bir hafızadan sonra kaybolmuş hissediyorum (özledim)
It’s killing me, killing me, 이젠 날 놓아줘, baby
– Beni öldürüyor, beni öldürüyor, şimdi bırak beni bebeğim
저 멀리 비춰오는 새 계절같이 아름다운 빛
– Uzakta parlayan yeni bir sezon gibi güzel ışık
따스했던 온기 모두 꿈같아, it’s true
– Sıcak sıcaklık bir rüya gibidir, doğrudur
It’s killing me, killing me, 기나긴 터널 끝, baby
– Beni öldürüyor, beni öldürüyor, uzun tünel sonu bebeğim
더 눈 부신 햇살에 기억을 따라서, let me be free
– Daha fazla göz adrenal güneş ışığında anılarınızı takip edin, özgür olmama izin verin
It’s killing me, killing me, killing me, oh-oh-oh-oh
– Beni öldürüyor, beni öldürüyor, beni öldürüyor, oh-oh-oh-oh
Miss the future so bad, I wish that we could go back (we can go back)
– Geleceği çok özlüyorum, keşke geri dönebilseydik (geri dönebiliriz)
It’s killing me, killing me, killing me, let me be, baby
– Beni öldürüyor, beni öldürüyor, beni öldürüyor, olmama izin ver bebeğim
Let me be free, let me be free
– Beni özgür bırak, beni özgür bırak
Let me be free, let me be free
– Beni özgür bırak, beni özgür bırak
Let me be free, let me be free
– Beni özgür bırak, beni özgür bırak
Let me be free
– Özgür olmama izin ver
It’s killing me, killing me, 이젠 날 놓아 줘, baby
– Beni öldürüyor, beni öldürüyor, şimdi bırak beni bebeğim
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.