Clean Bandit – Rockabye (feat. Sean Paul & Anne-Marie) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Call it love and devotion
– Buna sevgi ve bağlılık deyin
Call it a mom’s adoration (foundation)
– Bir annenin hayranlığı (foundation)
A special bond of creation, hah
– Özel bir yaratılış bağı, hah
For all the single moms out there, going through frustration
– Dışarıdaki tüm bekar anneler için, hayal kırıklığı yaşıyor
Clean Bandit, Sean-da-Paul, Anne-Marie
– Temiz Haydut, Sean-da-Paul, Anne-Marie
Sing, make them hear
– Şarkı söyle, duymalarını sağla

She works at nights, by the water
– Geceleri çalışıyor, su kenarında
She’s gone astray, so far away
– Yoldan çıktı, çok uzaklarda
From her father’s daughter
– Babasının kızından
She just wants a life for her baby
– Sadece bebeği için bir hayat istiyor
All on her own, no one will come
– Kendi başına, kimse gelmeyecek
She’s got to save him (daily struggle)
– Onu kurtarmak zorunda (günlük mücadele)

She tells him, “Ooh, love, no one’s ever gonna hurt you, love”
– Ona, “Ooh, aşkım, kimse sana zarar vermeyecek, aşkım” der.
“I’m gonna give you all of my love”
– “Sana tüm sevgimi vereceğim.”
“Nobody matters like you” (stay up there, stay up there)
– “Kimse senin gibi önemli değil” (orada kal, orada kal)
She tells him, “Your life ain’t gon’ be nothing like my life” (straight!)
– Ona, “Senin hayatın benim hayatım gibi olmayacak” diyor (düz!)
“You’re gonna grow and have a good life”
– “Büyüyeceksin ve iyi bir hayatın olacak.”
“I’m gonna do what I’ve got to do” (stay up there, stay up there)
– “Yapmam gerekeni yapacağım” (orada kal, orada kal)

So, rockabye, baby, rockabye
– Yani, rockabye, bebeğim, rockabye
I’m gonna rock you
– Seni sallayacağım
Rockabye, baby, don’t you cry
– Rockabye, bebeğim, ağlama
Somebody’s got you
– Biri seni yakaladı.
Rockabye, baby, rockabye
– Rockabye, bebeğim, rockabye
I’m gonna rock you
– Seni sallayacağım
Rockabye, baby, don’t you cry
– Rockabye, bebeğim, ağlama
Ah, rockabye, no
– Ah, rockabye, hayır

Rockabye, rocka-rocka-rocka-bye (oh)
– Rockabye, rocka-rocka-rocka-güle güle (oh)
Rockabye (yeah, yeah)
– Rockabye (evet, evet)
Rockabye, rocka-rocka-rocka-bye
– Rockabye, rocka-rocka-rocka-güle güle

Single mum, how’re you doing out there?
– Bekar anne, dışarıda nasılsın?
Facing the hard life, without no fear (yeah)
– Zor hayatla yüzleşmek, korkmadan (evet)
Just so you know that you really care
– Sadece gerçekten umursadığını bil diye
‘Cause any obstacle come, you’re well-prepared (oh, no)
– Çünkü herhangi bir engel gelirse, iyi hazırlanmışsındır (oh, hayır)
And no, mama, you never shed tear
– Ve hayır anne, hiç gözyaşı dökmedin
‘Cause you have to shed things year after year (na, na, na, na)
– Çünkü her yıl bir şeyler dökmek zorundasın (na, na, na, na)
And you give the yout love beyond compare (yeah)
– Ve sen karşılaştırılamayacak kadar sevgini veriyorsun (evet)
You find his school fee and the bus fare (yeah)
– Okul ücretini ve otobüs ücretini bulursun (evet)
Mmh, all when di pops disappear
– Dı pops ortadan kaybolduğunda
Inna rum bar, can’t find him nowhere
– Inna rum bar, onu hiçbir yerde bulamıyorum
Steadily your workflow, heavily you know
– Sürekli iş akışınız, yoğun bir şekilde biliyorsunuz
So your non-stop, no time, no time for ya dear
– Yani senin hiç durmadan, zaman yok, senin için zaman yok canım

Now she got a six-year-old
– Şimdi altı yaşında bir çocuğu var.
Trying to keep him warm
– Onu sıcak tutmaya çalışıyorum
Trying to keep out the cold
– Soğuktan uzak durmaya çalışıyorum
When he looks in her eyes
– Gözlerine baktığında
He don’t know he is safe
– Güvende olduğunu bilmiyor.

When she says, “Ooh, love no one’s ever gonna hurt you, love”
– “Ooh, aşk” dediğinde kimse sana zarar vermeyecek, aşkım.
“I’m gonna give you all of my love”
– “Sana tüm sevgimi vereceğim.”
“Nobody matters like you”
– “Kimse senin gibi önemli değil”

So, rockabye, baby, rockabye
– Yani, rockabye, bebeğim, rockabye
I’m gonna rock you
– Seni sallayacağım
Rockabye, baby, don’t you cry
– Rockabye, bebeğim, ağlama
Somebody’s got you
– Biri seni yakaladı.
Rockabye, baby, rockabye
– Rockabye, bebeğim, rockabye
I’m gonna rock you
– Seni sallayacağım
Rockabye, baby, don’t you cry (badda-bang-bang-bang, alright then)
– Rockabye, bebeğim, ağlama (badda-bang-bang-bang, tamam o zaman)
Ah, rockabye, no
– Ah, rockabye, hayır

Rockabye, rocka-rocka-rocka-bye (oh-oh)
– Rockabye, rocka-rocka-rocka-güle güle (oh-oh)
Rockabye (yeah, yeah)
– Rockabye (evet, evet)
Rockabye, rocka-rocka-rocka-bye
– Rockabye, rocka-rocka-rocka-güle güle
Rockabye, don’t bother cry
– Rockabye, ağlamaya zahmet etme
Lift up your head, lift it up to the sky, yo
– Kafanı kaldır, gökyüzüne kaldır, yo
Rockabye, don’t bother cry
– Rockabye, ağlamaya zahmet etme
Angels surround you, just dry your eye
– Melekler seni çevreliyor, sadece gözlerini kurut

Now she got a six-year-old
– Şimdi altı yaşında bir çocuğu var.
Trying to keep him warm
– Onu sıcak tutmaya çalışıyorum
Trying to keep out the cold
– Soğuktan uzak durmaya çalışıyorum
When he looks in her eyes
– Gözlerine baktığında
He don’t know he is safe when she says
– O söylediğinde güvende olduğunu bilmiyor.

She tells him, “Ooh, love, no one’s ever gonna hurt you, love”
– Ona, “Ooh, aşkım, kimse sana zarar vermeyecek, aşkım” der.
“I’m gonna give you all of my love”
– “Sana tüm sevgimi vereceğim.”
“Nobody matters like you” (stay up there, stay up there)
– “Kimse senin gibi önemli değil” (orada kal, orada kal)
She tells him, “Your life ain’t gon’ be nothing like my life” (straight!)
– Ona, “Senin hayatın benim hayatım gibi olmayacak” diyor (düz!)
“You’re gonna grow and have a good”
– “Büyüyeceksin ve iyi olacaksın.”
“I’m gonna do what I got to do” (yeah)
– “Yapmam gerekeni yapacağım” (evet)

So, rockabye, baby, rockabye (rockabye, rocka-rocka-rocka-bye)
– Yani, rockabye, bebeğim, rockabye (rockabye, rocka-rocka-rocka-güle güle)
I’m gonna rock you
– Seni sallayacağım
Rockabye, baby, don’t you cry (rockabye, rocka-rocka-rocka-bye)
– Rockabye, bebeğim, ağlama (rockabye, rocka-rocka-rocka-güle güle)
Somebody’s got you
– Biri seni yakaladı.
Rockabye, baby, rockabye (rockabye-rocka-rocka-rocka-bye)
– Rockabye, bebeğim, rockabye (rockabye-rocka-rocka-rocka-güle güle)
I’m gonna rock you
– Seni sallayacağım
Rockabye, baby, don’t you cry (badda-bang-bang-bang, alright then)
– Rockabye, bebeğim, ağlama (badda-bang-bang-bang, tamam o zaman)
Ah, rockabye
– Ah, rockabye

Rockabye, don’t bother cry
– Rockabye, ağlamaya zahmet etme
Lift up your head, lift it up to the sky (ah, rockabye)
– Başını kaldır, gökyüzüne kaldır (ah, rockabye)
Rockabye, don’t bother cry (yeah)
– Rockabye, ağlamaya zahmet etme (evet)
Angels surround you, just dry your eye (yeah, ah, rockabye)
– Melekler seni çevreliyor, sadece gözünü kurut (evet, ah, rockabye)
Rockabye, don’t bother cry (no)
– Rockabye, ağlamaya zahmet etme (hayır)
Lift up your head, lift it up to the sky (oh, rockabye)
– Başını kaldır, gökyüzüne kaldır (oh, rockabye)
Rockabye, don’t bother cry
– Rockabye, ağlamaya zahmet etme
Angels surround you, just dry your eye
– Melekler seni çevreliyor, sadece gözlerini kurut




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın