Vieles war so schwer, trotzdem so leicht
– Birçok şey çok zordu, ama yine de çok kolaydı
Denn du warst immer dabei
– Çünkü her zaman oradaydın.
Wir waren so broke, doch ging’n so steil
– Çok kırıldık, ama çok dikti.
Ja, ja
– Evet, Evet.
Vieles war so schwer, manches so leicht
– Birçok şey çok zordu, bazı şeyler çok kolaydı
Irgendwie warst du immer dabei
– Her zaman oradaydın.
Wir waren so broke, doch ging’n so steil
– Çok kırıldık, ama çok dikti.
Mit dir hatte ich die beste Zeit
– Seninle en iyi zaman geçirdim.
Wir brauchten nur uns beide und ‘n Platz zum Pennen
– Sadece ikimize ve kalacak bir yere ihtiyacımız vardı.
Kein’ Fünf-Sterne-Bunker, nur ‘n alten Minivan
– Beş yıldızlı bir sığınak değil, sadece eski bir Minivan.
Hing’ auf der Straße, kein Geld für Parties
– Sokakta asılı, partiler için para yok
Und wir rannten vor den Nazis
– Ve Nazilerden kaçtık.
Und dann meine erste Show, zwanzig Mann in ‘ner Bar
– Ve sonra ilk Şovum, bir barda yirmi adam
Keine Sau interessiert ‘s, aber du warst da
– Kimse umursamıyor, ama sen oradaydın.
Wir waren wie Ollie und Stan, McCartney und Lennon
– Ollie ve Stan, McCartney ve Lennon gibiydik.
Dre und Em, keiner konnte uns trenn’
– Dre ve Em, kimse bizi ayıramadı.
Wir hab’n alles geteilt, zusamm’ gelacht und geweint
– Her şeyi paylaştık, güldük ve ağladık.
Auch ohne Worte zu sagen, wusstest du gleich, was ich mein’
– Kelimeler söylemeden bile, ne demek istediğimi hemen biliyordun.
Und du saßt draußen vor der Tür mit ‘nem Bier als Trostpflaster
– Ve sen dışarıda bir bira ile kapıda Oturuyordun.
Als es bei mir Zuhause g’rade krass war
– Evimde g’rade çılgın olduğunda
Vieles war so schwer, trotzdem so leicht
– Birçok şey çok zordu, ama yine de çok kolaydı
Denn du warst immer dabei
– Çünkü her zaman oradaydın.
Wir waren so broke, doch ging’n so steil
– Çok kırıldık, ama çok dikti.
Ja, ja
– Evet, Evet.
Vieles war so schwer, manches so leicht
– Birçok şey çok zordu, bazı şeyler çok kolaydı
Irgendwie warst du immer dabei
– Her zaman oradaydın.
Wir waren so broke, doch ging’n so steil
– Çok kırıldık, ama çok dikti.
Mit dir hatte ich die beste Zeit
– Seninle en iyi zaman geçirdim.
Wenn wir uns wiedersehen fühlt es sich so an
– Bir daha karşılaştığımızda …
Als wär ich g’rade eben nur kurz aus dem Raum gegangen
– Sanki g’rade odadan çıkmışım gibi.
Und manchmal schreib ich dir total verkatert
– Ve bazen sana akşamdan kalma yazıyorum
Dicker, ich denk grad an damals
– Şişko, şu an düşünüyorum.
Mit ‘m Skateboard unterm Arm, gedrehte Kippen rauchen
– Kolunun altında bir kaykay var, sigara içmek için eğildi
Joints bauen lernen und Mercedessterne klauen
– Eklemleri inşa etmeyi ve Mercedessterne’yi çalmayı öğrenin
Das erste Mal verknallt, heulen bis das Kissen klebt
– İlk kez aşık, yastığa yapışana kadar uluyan
Frauen kamen und gingen, du hast alles miterlebt
– Kadınlar geldi ve gitti, her şeye tanık oldun
Vieles war so schwer, trotzdem so leicht
– Birçok şey çok zordu, ama yine de çok kolaydı
Denn du warst immer dabei
– Çünkü her zaman oradaydın.
Wir waren so broke, doch ging’n so steil
– Çok kırıldık, ama çok dikti.
Ja, ja
– Evet, Evet.
Vieles war so schwer, manches so leicht
– Birçok şey çok zordu, bazı şeyler çok kolaydı
Irgendwie warst du immer dabei
– Her zaman oradaydın.
Wir waren so broke, doch ging’n so steil
– Çok kırıldık, ama çok dikti.
Mit dir hatte ich die beste Zeit
– Seninle en iyi zaman geçirdim.
Alles hingeschmissen, nur um unsern Traum zu leben
– Sadece Hayalimizi yaşamak için her şeyi terk etti
Ohne dich hätte ich wahrscheinlich aufgegeben
– Sen olmasaydın muhtemelen vazgeçerdim.
Es war so schwer, trotzdem so leicht
– Çok zordu, ama yine de çok kolaydı
Denn du warst immer dabei
– Çünkü her zaman oradaydın.
Du warst immer dabei
– Her zaman oradaydın.
Du warst immer dabei
– Her zaman oradaydın.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.