Uh, yeah
– Evet
Yeah, yo, yo
– Evet, yo, yo
A weh dem a seh?
– A weh dem a seh?
Yow Cochise, a weh dem a seh? (Yeah, uh, yeah)
– Yow Cochise, a weh dem a seh? (Evet, Ah, evet)
Nigga better turn me, huh
– Zenci beni çevirse iyi olur, ha
Nigga better turn me, uh, yeah
– Zenci beni çevirse iyi olur, uh, Evet
Nigga better turn me, uh, yeah
– Zenci beni çevirse iyi olur, uh, Evet
Yeah (yeah), yeah (yeah)
– Evet (Evet), Evet (Evet)
Nigga better turn me up, huh
– Zenci beni açsa iyi olur, ha
Nigga better turn me up (yeah)
– Zenci beni açsa iyi olur (Evet)
Nigga better turn me up
– Zenci beni açsa iyi olur.
Nigga better turn me up (yeah)
– Zenci beni açsa iyi olur (Evet)
Nigga better turn me up (yeah)
– Zenci beni açsa iyi olur (Evet)
Nigga better turn me up (huh?)
– Zenci beni açsa iyi olur (ha?)
Nigga better turn me up
– Zenci beni açsa iyi olur.
Up (yeah), up, up (yeah), up
– Yukarı (Evet), Yukarı, Yukarı (Evet), Yukarı
Up, up, up (yeah), up
– Yukarı, Yukarı, Yukarı (Evet), Yukarı
Up (huh?), up (huh?), up (huh?), up (huh?)
– Yukarı (ha?), Yukarı (ha?), Yukarı (ha?), Yukarı (ha?)
Up (yeah), up, up, up, up (say yeah)
– Yukarı (Evet), Yukarı, Yukarı, Yukarı ,Yukarı (evet de)
Who you foolin’? (Who you foolin’?) What we doin’? (What we doin’?)
– Yemiyor musun kim? (Kendimi affedemiyorum seni’kim?) İşler ne? (Ne yapıyoruz?)
Call up bro (call up bro), What we doin’? (Like, what we doin’?)
– Ara kardeşim (Ara kardeşim), ne yapıyoruz? (Örneğin, ne yapıyoruz?)
Okay, shawty addin’ up, I want her friend (want her friend)
– Tamam, shawty ekliyor, arkadaşını istiyorum (arkadaşını istiyorum)
I might pull up (I might pull up) in a Benz (in a Benz)
– Bir Benz’de (bir Benz’de) Yukarı çekebilirim (Yukarı çekebilirim)
Tell ’em, “What’s up?” (Tell ’em, “What’s up?”)
– Söyle onlara, ” n’aber?”(Onlara söyle, ” naber?”)
Tell ’em it’s on (tell ’em it’s on)
– (Açık söyle)var onu söyle
Tell ’em, “What’s up?” (Tell ’em, “What’s up?”)
– Söyle onlara, ” n’aber?”(Onlara söyle, ” naber?”)
Tell ’em it’s on (tell ’em it’s on)
– (Açık söyle)var onu söyle
Tell ’em, “What’s up?” (Tell ’em, “What’s up?”)
– Söyle onlara, ” n’aber?”(Onlara söyle, ” naber?”)
Tell ’em it’s on (tell ’em it’s on)
– (Açık söyle)var onu söyle
Tell ’em, “What’s up?” (Tell ’em, “What’s up?”)
– Söyle onlara, ” n’aber?”(Onlara söyle, ” naber?”)
Tell ’em it’s on (bullet!)
– Onlara açık olduğunu söyle (mermi!)
Yeah, yeah
– Evet, Evet
Nigga better turn me up (up)
– Zenci beni Yukarı kaldırsa iyi olur.
Nigga better turn me up (up)
– Zenci beni Yukarı kaldırsa iyi olur.
Nigga better turn me up (up)
– Zenci beni Yukarı kaldırsa iyi olur.
Nigga better turn me up (up, up)
– Zenci beni Yukarı kaldırsa iyi olur (Yukarı, Yukarı)
Nigga better turn me up (up, up)
– Zenci beni Yukarı kaldırsa iyi olur (Yukarı, Yukarı)
Nigga better turn me up (up, up)
– Zenci beni Yukarı kaldırsa iyi olur (Yukarı, Yukarı)
Nigga better turn me up (up), let’s go
– Zenci beni Yukarı kaldırsa iyi olur, Hadi gidelim
I tell my shawty we lit (yeah), niggas, they pull up with sticks (sticks)
– Ben yaktı benim shawty söyle (Evet), zenciler, onlar sopa ile çekin (sopa)
Me and my niggas we hit, niggas stay packin’ weak shit (shit)
– Ben ve zencilerim vurduk, zenciler zayıf bok toplamaya devam ediyor (bok)
Okay, shawty in my head, uh, I don’t do no rest
– Tamam, shawty kafamda, uh, dinlenmiyorum
Told her, “Hop up in this bed,” heard that nigga he a fed
– Zenci, o bir federal ona dedim ki, “bu yatakta otur,” duydum
Feel it in my system, coming to my head (yeah)
– Sistemimde hissediyorum, kafama geliyor (Evet)
In this life of mine, I just wanna see you dead (haha)
– Bu hayatımda, sadece seni ölü görmek istiyorum (haha)
Making all this money on my boss shit (yeah)
– Tüm bu parayı patronumun bokuna yatırıyorum (Evet).
Yeah, everything I do, I keep a profit (go, go!)
– Evet, yaptığım her şey, kar tutuyorum (git, git!)
Niggas act like hoes, tryna gossip (man, what you talkin’ about?)
– Ne demek kadınlar gibi zenciler hareket, hassas, duygusal ve kırılgan dedikodu (adam?)
Meet me outside, tryna mosh pit (bitch)
– Dışarıda buluşalım, tryna Mosh pit (kaltak)
Bro, I got the stick, tryna blick shit (boo, boo, boo, boo)
– Kardeşim, sopayı aldım, tryna blick bok (boo, boo, boo, boo)
Body on the ground, it’s a wig split (huh?)
– Yerde vücut, bir peruk bölünmüş (ha?)
Yeah, ride around the town with a cooler kit (haha)
– Evet, bir soğutucu kiti ile şehir etrafında binmek (haha)
Yeah, they can’t fuck with me, the choppa hit your block (fuck)
– Evet, benimle dalga geçemezler, choppa bloğuna çarptı (lanet olsun)
Ooh, talkin’ shit, we fuck around and get you popped (pew, pew, pew, pew)
– Ooh, boktan konuşuyoruz, etrafta dolaşıyoruz ve seni patlatıyoruz (pew, pew, pew, pew)
Yeah, pick him up and throw him, watch his body drop (hahaha, fuck that nigga)
– Evet, onu al ve fırlat, vücudunun düşmesini izle (hahaha, o zenciyi siktir et)
Cappin’ bout them blicks (blicks), sticks (sticks), mix (mix), tips (tips), dips (skips)
– Cappin ‘ bout them blicks (blicks), sticks (sticks), mix (mix), ipuçları (ipuçları), dips (atlar)
Whatever (ever), baby, I’m getting this cheddar (cheddar)
– Ne olursa olsun (hiç), bebeğim, bu kaşarı alıyorum (kaşar)
Now it don’t matter the weather (weather)
– Şimdi hava durumu önemli değil (hava durumu)
I’m in the goal like a header (header)
– Bir başlık (başlık)gibi hedefteyim.
I thank God, he made me better (yeah)
– Tanrıya şükür, beni daha iyi yaptı (Evet)
That’s your shawty, come and get her (yeah, yeah, yeah)
– Bu senin shawty, gel ve onu al (Evet, Evet, Evet)
Come and get her (yeah, yeah, yeah)
– Gel ve onu al (Evet, Evet, Evet)
Come and get her (yeah, yeah, yeah)
– Gel ve onu al (Evet, Evet, Evet)
Come and get her (yeah, yeah, yeah)
– Gel ve onu al (Evet, Evet, Evet)
Turn me up, yeah
– Beni aç, Evet
Nigga better turn me up (yeah)
– Zenci beni açsa iyi olur (Evet)
Nigga better turn me up (yeah)
– Zenci beni açsa iyi olur (Evet)
Nigga better turn me up (yeah)
– Zenci beni açsa iyi olur (Evet)
Nigga better turn me up (yeah)
– Zenci beni açsa iyi olur (Evet)
Yeah, tell ’em, “What’s up?” (Tell ’em, “What’s up?”)
– Evet, söyle onlara, ” n’aber?”(Onlara söyle, ” naber?”)
Tell ’em it’s on (tell ’em it’s on)
– (Açık söyle)var onu söyle
Tell ’em, “What’s up?” (Tell ’em, “What’s up?”)
– Söyle onlara, ” n’aber?”(Onlara söyle, ” naber?”)
Tell ’em it’s on (tell ’em it’s on)
– (Açık söyle)var onu söyle
Tell ’em, “What’s up?” (Tell ’em, “What’s up?”)
– Söyle onlara, ” n’aber?”(Onlara söyle, ” naber?”)
Tell ’em it’s on (tell ’em it’s on)
– (Açık söyle)var onu söyle
Tell ’em, “What’s up?” (Tell ’em, “What’s up?”)
– Söyle onlara, ” n’aber?”(Onlara söyle, ” naber?”)
Tell ’em it’s on
– Söyle başlıyor
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.