Cochise – POCKET ROCKET İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Pocket watchin’ heard that boy, he pocket watchin’ (yo, Cochise, a weh dem a seh?)
– Cep saati o çocuğu duydu, cep saati (yo, Cochise, a weh dem a seh?)
I pull up with the pocket rocket
– Cep roketiyle yukarı çekiyorum.
Heard that boy talkin’ ’bout robbin’, stop it
– O çocuğun robbin hakkında konuştuğunu duydum, kes şunu.
I be gettin’ mil’ like rocket, rocket
– Roket gibi olacağım, roket gibi
Fold that boy like a wallet, a wallet
– O çocuğu cüzdan gibi katla, cüzdan gibi
I’m gettin’ this money, I’m poppin’, I’m poppin’ (yeah)
– Gettin’ bu para benim, kaptığım ben, (Evet)kaptığım ben
Baby, I’m hotter than Taki’s, Taki’s
– Bebeğim, Taki’ninkinden daha ateşliyim, Taki’ninkinden

I run up again and they pocket watchin’
– Tekrar koştum ve ceplerini kolladılar.
Heard that boy, he pocket watchin’
– O çocuğu duydum, cep gözetliyor.
I pull up with the pocket rocket
– Cep roketiyle yukarı çekiyorum.
Heard that boy talkin’ ’bout robbin’, stop it
– O çocuğun robbin hakkında konuştuğunu duydum, kes şunu.
I be gettin’ mil’ like rocket, rocket
– Roket gibi olacağım, roket gibi
Fold that boy like a wallet, a wallet
– O çocuğu cüzdan gibi katla, cüzdan gibi
I’m getting this monеy, I’m poppin’, I’m poppin’ (yeah)
– Bu parayı alıyorum, patlıyorum, patlıyorum (evet)
Baby, I’m hotter than Taki’s, Taki’s (yeah)
– Bebeğim, Taki’ninkinden daha ateşliyim, Taki’ninkinden (evet)

I don’t pop no Pеrc’ (Perc’)
– Ben Perc yok’ (perc’)
JoJo on my shirt (shirt)
– Gömleğimde JoJo (gömlek)
We gon’ make it work (work)
– İşe yaramasını sağlayacağız.
Diamonds on me twerk (twerk)
– Elmaslar üzerimde twerk (twerk)
Bet I got that work (work)
– Bahse girerim o işi aldım (iş)
Slippin’ like I’m Kurt (Kurt)
– Sanki Kurt’muşum gibi kayıyorum.
Come and get your girl (girl)
– Gel ve kızını al (kız)
She be tryna flirt (flirt)
– Flört etmeye çalışıyor (flört ediyor)

So I told her wait (wait), woah (woah)
– Bu yüzden ona bekle (bekle), woah (woah) dedim.
Wait (wait), woah (woah)
– Bekle (bekle), woah (woah)
Wait (wait), woah (woah)
– Bekle (bekle), woah (woah)

And she like, “It don’t matter”
– Ve “Önemli değil” dedi.
Ever since a nigga gettin’ money, gettin’ fatter
– Bir zenci para kazanıp şişmanladığından beri
Call me Fat Joe, lean back with the pattern
– Bana Şişko Joe de, desenle arkana yaslan.
I’m like hey, uh, I know it’s okay (‘kay)
– Hey gibiyim, sorun olmadığını biliyorum (‘kay)
Sweet like Baby Ray’s (Ray’s)
– Bebek Ray’inki gibi tatlı.
Pull it to your face
– Yüzüne çek
Finna pull up to your place (place)
– Finna senin yerine çek (yer)

Fallin’ for the race
– Yarış için düşüyorum
Leavin’ it open, like a case
– Açık bırakmak, bir dava gibi
Benz in the back and it look like ayy
– Benz arkada ve ayy gibi görünüyor
I’ma come run on that beat like yeah
– Evet gibi o ritimle koşmaya geleceğim.
I got it’s all on my neck
– Hepsi boynumda.
Drip, yeah, it’s on me, I’m comin’ through wet
– Damla, evet, üzerimde, ıslanmaktan geçiyorum.
Racks on my body, it came with my pack
– Vücudumdaki raflar, çantamla birlikte geldi.
I’m gettin’ money, I ran up a check
– Gettin’ para veriyorum, bir de baktın ben

God on my side, I ain’t doin’ no hacks
– Tanrı benim tarafımda, hack falan yapmıyorum.
Shawty been on it, she touchin’ the packs
– Shawty üzerindeydi, paketlere dokunuyordu.
I tear this shit up and get me a sack
– Bu boku yırtıp bir çuval alacağım.
I tear this shit up and get me these racks (yeah)
– Bu boku yırtıyorum ve bana bu rafları alıyorum (evet)
Uh, yeah, uh, hey, hey, bitch, bitch
– Evet, hey, hey, kaltak, kaltak
Baby, this a two-door, swervin’ like I’m Meek, Meek
– Bebeğim, bu iki kapılı, uysalmışım gibi sallanıyor, Uysal
She know I love anime, she think I’m a geek, geek
– Anime’yi sevdiğimi biliyor, benim bir inek olduğumu düşünüyor, inek
Mama said she proud of me, she see me on TV (hit it)
– Annem benimle gurur duyduğunu, beni televizyonda gördüğünü söyledi.

Wait (wait), woah (woah)
– Bekle (bekle), woah (woah)
Hey (hey), no (no)
– Hey (hey), hayır (hayır)
Hey (hey), ho (ho)
– Hey (hey), ho (ho)

Yeah, but you ain’t even matter (matter)
– Evet, ama sen önemli bile değilsin.
Ever since a nigga gettin’ money, gettin’ fatter (fatter)
– Bir zenci para kazandığından beri, şişmanladığından beri
Call me Fat Joe, lean back with the pattern
– Bana Şişko Joe de, desenle arkana yaslan.
When I pull up to the spot, everybody start to scatter
– Ben o noktaya geldiğimde herkes dağılmaya başlar.
Tear that money automatic (ayy)
– Parayı otomatik olarak yırt (ayy)
Heard that nigga want the static (ayy)
– Zencinin statik istediğini duydum (ayy)
No, no, I don’t do no average, uh (I don’t do no average)
– Hayır, hayır, ortalama yapmıyorum, uh (ortalama yapmıyorum)
(No, no, no, i don’t do average, yeah, I don’t do no average)
– (Hayır, hayır, hayır, ortalama yapmıyorum, evet, ortalama yapmıyorum)

Pocket watchin’
– Cep saati
Heard that boy, he pocket watchin’
– O çocuğu duydum, cep gözetliyor.
I pull up with the pocket rocket
– Cep roketiyle yukarı çekiyorum.
Heard that boy talkin’ ’bout robbin’, stop it
– O çocuğun robbin hakkında konuştuğunu duydum, kes şunu.
I be gettin’ mil’ like rocket, rocket
– Roket gibi olacağım, roket gibi
Fold that boy like a wallet, a wallet
– O çocuğu cüzdan gibi katla, cüzdan gibi
I’m getting this money, I’m poppin’, I’m poppin’ (yeah)
– Bu parayı alıyorum, patlıyorum, patlıyorum (evet)
Baby, I’m hotter than Taki’s, Taki’s
– Bebeğim, Taki’ninkinden daha ateşliyim, Taki’ninkinden

Wait, woah, wait, woah
– Dur, dur, dur, dur, woah
Wait, woah, wait, woah
– Dur, dur, dur, dur, woah
Wait, woah, wait, woah
– Dur, dur, dur, dur, woah
Wait, woah, wait
– Bekle, woah, bekle




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın