È quasi sempre bello se dal buio arriva il giorno
– Karanlıktan gün gelirse neredeyse her zaman güzeldir.
È bello se le nuvole sono solo un contorno
– Bulutlar sadece bir taslak ise harika
A volte è bello avere diciott’anni
– Bazen on sekiz yaşında olmak güzeldir.
È bello se mi chiami, è bello se rimani
– Beni araman güzel, kalman güzel
È bello se rimandi un po’ quando stai per venire
– Gelmek üzereyken biraz ertelersen iyi olur.
Ha un fascino più forte tutto ciò che può finire
– Sona erebilecek daha güçlü bir cazibesi var
“Li hai visti i nuovi euro da 20?” Boh, che dire?
– “Yeni 20 Euro’yu gördünüz mü?”Boh, ne diyebilirim ki?
I soldi sono sempre belli, erano belle anche le lire
– Para her zaman güzeldir, Liralar da güzeldi
È bella questa stanza pure se ci sto da solo
– Bu oda yalnız kalsam bile çok güzel.
È bello questo hangover visto che oggi non lavoro
– Bugün çalışmadığım için bu akşamdan kalma güzel.
È bello se scopiamo al buio e invece fuori è giorno
– Eğer karanlıkta sevişmeyi iyi değil ve bunun yerine gün dışında
È sempre bello averti intorno
– Her zaman burada olman çok güzel
Oggi voglio andare al mare
– Bugün denize gitmek istiyorum.
Anche se non è bello
– Güzel olmasa bile
Oggi sai che voglio fare
– Bugün ne yapmak istediğimi biliyorsun.
Fare come quando piove e io mi scordo l’ombrello
– Yağmur yağdığında ve şemsiyeyi unuttuğumda olduğu gibi
Capisci i sentimenti quando te li fanno a pezzi
– Onları parçaladıklarında duyguları anlıyorsun.
È bello rimettere insieme i pezzi
– Parçaları tekrar bir araya getirmek güzel.
Vedere che alla fine stanno in piedi anche da soli
– Sonunda tek başlarına bile ayakta durduklarını gör
È bello stare insieme, saper stare da soli
– Birlikte olmak güzel, yalnız olmayı bilmek
È bello essere il primo, bello andare lontano
– İlk olmak güzel, uzaklara gitmek güzel
Stamattina col sole era bella anche Milano
– Bu sabah güneşle Milan da güzeldi.
E tu che abbassi gli occhi quando dico che sei sempre più bella
– Ve her zaman daha güzel olduğunu söylediğimde gözlerini alçaltan sensin.
Sei sempre più bella
– Sen her zaman daha güzelsin.
Oggi voglio andare al mare
– Bugün denize gitmek istiyorum.
Anche se non è bello
– Güzel olmasa bile
Oggi sai che voglio fare
– Bugün ne yapmak istediğimi biliyorsun.
Fare come quando piove e io mi scordo l’ombrello
– Yağmur yağdığında ve şemsiyeyi unuttuğumda olduğu gibi
Ma fuori com’è?
– Ama dışarısı nasıl?
Come lo volevi
– Bunu nasıl istedin
Dietro le serrande il sole
– Panjurların arkasında Güneş
Ma fuori com’è?
– Ama dışarısı nasıl?
Con me e te
– Sana ve bana
Quasi sempre bello eppure
– Neredeyse her zaman güzel ama
Oggi voglio andare al mare
– Bugün denize gitmek istiyorum.
Anche se non è bello
– Güzel olmasa bile
Oggi sai che voglio fare
– Bugün ne yapmak istediğimi biliyorsun.
Fare come quando piove e io mi scordo l’ombrello
– Yağmur yağdığında ve şemsiyeyi unuttuğumda olduğu gibi
Oggi voglio andare al mare
– Bugün denize gitmek istiyorum.
Anche se non è bello
– Güzel olmasa bile
Oggi sai che voglio fare
– Bugün ne yapmak istediğimi biliyorsun.
Fare come quando piove e io mi scordo l’ombrello
– Yağmur yağdığında ve şemsiyeyi unuttuğumda olduğu gibi
Là fuori com’è?
– Orası nasıl bir şey?
Come me e te
– Sen ve ben gibi
Non sempre bello eppure
– Henüz her zaman güzel değil
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.