¿Aló?
– Merhaba?
El día tiene veinticuatro horas
– Günün yirmi dört saati var
Y yo te dedicaría veintiséis
– Ve sana yirmi altı adamak istiyorum
Lo que pasa es que yo no puedo
– Ben sadece
Me encantaría que me pudieras entender
– Beni anlayabilseydin çok sevinirdim.
Lamentablemente en nuestra historia se interpone mi mujer
– Ne yazık ki tarihimizde karım engel oluyor.
Y yo estoy claro que en el transcurso tu corazón se ha lastimado
– Ve eminim ki bu sırada kalbin incinmiştir.
Pero tú estuviste de acuerdo, no me pongas como el malo
– Ama kabul ettin, beni kötü adam yapma.
Adiós, estoy llegando a casa, mañana te llamo
– Hoşçakal, eve geliyorum, seni yarın ararım.
Ya lo sé desde hace mese’
– Bir aydır biliyorum.
Que no ere’ lo que parece
– Göründüğü gibi değilsin.
Sé que tú no me merece’
– Beni hak etmediğini biliyorum.
Y yo no estoy pa’ que me quieran a vece’
– Ve bazen sevilmeyeceğim.
Yo me voy y tú aparece’
– Ben gidiyorum ve sen geliyorsun.
Diciéndome estupidece’
– Aptal bana’
Sé que tú no me merece’
– Beni hak etmediğini biliyorum.
Y yo no estoy pa’ que me quieran a vece’
– Ve bazen sevilmeyeceğim.
A vece’, a vece’
– Bir vece’, bir vece’
Yo no estoy pa’ que me quieran a vece’
– Bazen sevilmeyeceğim.
A vece’, a vece’
– Bir vece’, bir vece’
Yo no estoy pa’ que me quieran (oye, mami)
– Sevilmeyeceğim (hey, anne)
Tú va’ a tener que buscarte un novio
– Kendine bir erkek arkadaş bulman gerekecek.
Que tenga todo el tiempo, como tú (ajá)
– Senin gibi her zaman sahip olduğum (aha)
Que sea un vago porque, mami linda, es obvio
– Onu bir serseri yap çünkü anne linda, bu çok açık
Que un hombre como yo no puede bregar con tu actitu’ (no)
– Benim gibi bir adamın senin davranışlarınla baş edemeyeceğini (hayır)
Y ahora míranos aquí, ¿quién lo diría? (Chica)
– Şimdi bize bak, kim bilebilirdi ki? (Kız)
Según tú, yo soy el malo y me faltó la hombría (normal)
– Sana göre, ben kötü adamım ve erkeklikten yoksundum (normal)
¿Qué ha pasado con tus amistades hablando porquerías? (Bla, bla)
– Saçma sapan konuşan arkadaşlarına ne oldu? (Saçmalamak)
Solo dando tu versión, pero aquí está la mía (voy yo)
– Sadece senin versiyonunu veriyorum, ama işte benimki (gidiyorum)
Cuando te conocí tú tenías un novio (¿te acuerdas?)
– Seninle tanıştığımda bir erkek arkadaşın vardı (hatırladın mı?)
No digas que lo hiciste sin saber (¿cómo es que se llamaba?)
– Bilmeden yaptığını söyleme (ne deniyordu?)
Y pa’ que veas cómo da vueltas la vida
– Ve hayat ne kadar tahrik ettiğini göreceksiniz
No te quejes, que alguna vez también tú fuiste infiel, bye
– Şikayet etme, bir zamanlar sen de sadakatsizdin, hoşçakal
Y si lo nuestro se acabó, ponle punto final
– Eğer aramızdaki her şey bittiyse, buna bir son ver.
Cuando toca, toca y ya no es opcional
– Dokunduğunda, dokunur ve artık isteğe bağlı değildir
De lejos sabía, no iba a funcionar
– Bildiğim kadarıyla işe yaramayacaktı.
Lo que digas ya me da igual
– Ne söylediğin umurumda değil.
Por eso tu número bloqueé pa’ que no entren tu’ llamada’
– Bu yüzden araman gelmesin diye numaranı engelledim.
¿Qué tú te creías? ¿Que yo no sabía nada?
– Ne düşünüyorsun? Hiçbir şey bilmediğimi mi?
Por ti mejor si nunca me enteraba
– Daha iyi ya hiç bilseydim seni
Pero tranquilo, que el que la hace hoy, mañana la paga
– Ama merak etme, bugün yapan yarın ödeyecek.
Tú siempre tuviste más de lo que merece’
– Her zaman hak ettiğinden fazlasına sahiptin.’
Esto ya murió, no vuelvo ni que rece’
– Bu öldü, geri dönmeyeceğim ya da dua etmeyeceğim’
Yo no estoy pa’ a vece’
– Ben orada değilim
Y, bebé, recuerda que en el mar sobran lo’ pece’
– Ve bebeğim, denizde çok fazla ‘pece’ olduğunu unutma.
Corina Smith
– Corina Smith
Ya lo sé desde hace mese’
– Bir aydır biliyorum.
Que no ere’ lo que parece
– Göründüğü gibi değilsin.
Sé que tú no me merece’
– Beni hak etmediğini biliyorum.
Y yo no estoy pa’ que me quieran a vece’
– Ve bazen sevilmeyeceğim.
Yo me voy y tú aparece’
– Ben gidiyorum ve sen geliyorsun.
Diciéndome estupidece’
– Aptal bana’
Sé que tú no me merece’
– Beni hak etmediğini biliyorum.
Y yo no estoy pa’ que me quieran a vece’
– Ve bazen sevilmeyeceğim.
A vece’, a vece’
– Bir vece’, bir vece’
Yo no estoy pa’ que me quieran a vece’
– Bazen sevilmeyeceğim.
A vece’, a vece’
– Bir vece’, bir vece’
Yo no estoy pa’ que me quieran a vece’
– Bazen sevilmeyeceğim.
Austin, baby (mm-mm)
– Austin, bebeğim.
It’s me (ah, ah)
– Benim (ah, ah)
Siempre te dije que
– Bunu sana her zaman söyledim
El futuro es brillante (yo no estoy pa’ que me quieran a vece’)
– Gelecek parlak (Ben öyle değilim ‘bazen beni istiyorlar’)
El futuro es ahora
– Gelecek şimdi
El futuro es La Marizon (yo no estoy pa’ que)
– Gelecek Marizon (Ben bunun için değilim)
Austin, baby (y ya lo ves)
– Austin, bebeğim (ve görüyorsun)
Arcángel, pa’ (yo no estoy pa’ que, ah-ah)
– Başmelek, baba ‘(Ben baba değilim, ah-ah)
It’s Flow Factory
– Bu Akış Fabrikası
Ehxx The Professor (yo no estoy pa’ que me quieran a vece’)
– Ehxx Profesör (yo no está pa’ que me queren a vece’)
Corina Smith
– Corina Smith
Es Corina, bebé
– Bu Corina, bebeğim.
Alex Gargolas
– Bay Liuhuabing
Lord Alexander Gargolas (yo no estoy pa’ que me quieran a vece’)
– Lord Alexander Gargolas (Ben öyle değilim ‘bazen beni istiyorlar’)
Corina Smith & Arcángel – A Veces İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.