Bah ouais, bah ouais, bah ouais, eh
– Bah evet, bah evet, bah evet, eh
J’raconte ma sale vie, j’bois, j’fume, j’fais que de maigrir
– Kirli hayatımı anlatırım, içerim, sigara içerim, sadece kilo veririm
Le passé m’a rattrapé, j’croyais que j’l’avais largué
– Geçmiş beni yakaladı, onu terk ettiğimi sandım.
La vie c’est moche, faut que j’oublie dans ses cuisses
– Hayat çirkin, onun kalçalarını unutmalı mıyım
J’voulais faire le tour du monde, maintenant c’est le moment
– Dünyayı dolaşmak istedim, şimdi zamanı
Tu veux me tuer, j’suis dans les îles, on se dit à dans un mois
– Beni öldürmek istiyorsan, adalardayım, bir ay içinde söyleriz.
L’euro changera tout, croyez-moi
– Euro her şeyi değiştirecek, inan bana
J’suis patient et j’crois en Dieu donc j’attends mon tour
– Sabrediyorum ve Tanrı’ya inanıyorum bu yüzden sıramı bekliyorum
Bloqué dans l’escalier, j’les vois dans l’ascenseur
– Merdivenlerde sıkışıp kaldım, onları asansörde görüyorum.
J’vais me faire baiser par la censure
– Sansürle sikişeceğim
Faut que j’le fasse pour mes frères, pour mes frères avant tout
– Bunu kardeşlerim için yapmalıyım, her şeyden önce kardeşlerim için
Puisque personne croyait en nous
– Kimse bize inanmadığından beri
Y’a pas de cigarillo sans boîte, pas de garage
– Bir tane puro kutusu olmadan hiçbir şey, hiçbir garaj
Du ramadan, pas carême, Maman m’en veut, c’est pas carré
– Ramazan, lent değil, annem bana kızıyor, kare değil
Avant j’me bagarrais, ils savent D.A c’est un vaillant
– Kavga etmeden önce D.A’nın bir yiğit olduğunu biliyorlar.
Maintenant ça tue sans dire que c’est la rre-gue
– Şimdi bu rre-gue olduğunu söylemeden öldürüyor
J’peux mourir pour le gang
– Çete için ölebilirim.
Le gros il te dira, ça va plus loin que le rap
– Büyük olan sana söyleyecektir, rap’ten daha ileri gider
On a dit vrai de vrai parce qu’on croyait en nous
– Doğru dedik çünkü bize inandık.
Là j’suis foncedé sous Grey Goose
– İşte Gri Kazın altında karanlıktayım.
J’fais trop de mal, même l’aveugle il a vu (il a vu)
– Gördüğü köre bile çok fazla zarar veriyorum.
La drogue dure, tu sais pas qui la vend (qui la vend)
– Sert uyuşturucular, kimin sattığını bilmiyorsun (kim satıyor)
J’ai mal au cœur, t’sais à qui j’en veux (qui j’en veux)
– Kalbimi incittim, kimi suçladığımı biliyorsun (kimi suçluyorum)
La vraie vie, c’est qui qui la veut? Qui la veut?
– Kim gerçek hayat ister? Bunu kim istiyor?
Le soir tard, j’repense à avant, nique avant
– Gece geç saatlerde, eskiye geri dönüyorum, daha önce siktir et
J’suis défoncé, j’ai mélangé le shit et la beuh
– Kafam güzel, bok ve ot karıştırdım.
Armé de peine, j’étais sur le banc, sur le banc
– Acıyla donanmış, banktaydım, banktaydım
Ils m’ont pété, j’suis aux arrivants, ouais fin d’eux
– Beni osurdular, ben geliyorum, evet onların sonu
J’fais trop d’mal, même l’aveugle il a vu (il a vu)
– Gördüğü köre bile çok fazla zarar veriyorum.
La drogue dure, tu sais pas qui la vend (qui la vend)
– Sert uyuşturucular, kimin sattığını bilmiyorsun (kim satıyor)
J’ai mal au cœur, t’sais à qui j’en veux (qui j’en veux)
– Kalbimi incittim, kimi suçladığımı biliyorsun (kimi suçluyorum)
La vraie vie, c’est qui qui la veut? Qui la veut?
– Kim gerçek hayat ister? Bunu kim istiyor?
Le soir tard, j’repense à avant, nique avant
– Gece geç saatlerde, eskiye geri dönüyorum, daha önce siktir et
J’suis défoncé, j’ai mélangé le shit et la beuh
– Kafam güzel, bok ve ot karıştırdım.
Armé de peine, j’étais sur le banc, sur le banc
– Acıyla donanmış, banktaydım, banktaydım
Ils m’ont pété, j’suis aux arrivants, ouais fin d’eux
– Beni osurdular, ben geliyorum, evet onların sonu
Et j’me perds dans des histoires inarrêtables
– Ve durdurulamaz hikayelerde kayboluyorum
C’est lequel qui va te tuer pour 10 balles?
– Hangisi seni 10 kurşunla öldürecek?
Lendemain d’hôpital, personne saura où tu dors
– Hastaneden bir gün sonra kimse nerede uyuduğunu bilmeyecek.
La vie c’est moche comme les toilettes au mitard
– Hayat mitarddaki tuvalet kadar çirkin
Et c’est pas important, j’m’en sors j’ai pas mon portable
– Ve önemli değil, dışarıdayım Cep telefonum yok.
Les amis deviennent des connaissances, j’suis choqué par ça
– Arkadaşlar tanıdık olur, bundan şok oldum
Un Real-Barça, Inch’Allah que j’fais le Bercy
– Gerçek bir Barça, İnç’allah Bercy yaparım
J’suis trop dans la rue, ils me parlent comme si j’ai percé
– Çok fazla sokaktayım, sanki delmişim gibi konuşuyorlar benimle.
J’vais faire ma vie sans toi, tu me verras de loin
– Sensiz hayatımı kuracağım, beni uzaktan göreceksin.
J’veux devenir une star comme Alain Delon (c’est sûr)
– Alain Delon gibi bir yıldız olmak istiyorum (bu kesin)
Moi j’suis resté vrai, j’ai pas donné de nom
– Sadık kaldım, isim vermedim.
L’argent vaudra jamais la parole d’un homme
– Para asla bir erkeğin sözüne değmez
On fait tous des fautes, qui les reconnaît?
– Hepimiz hata yaparız, onları kim tanır?
Qui se prend pour un autre? J’sors et j’recommence
– Kim olduğunu sanıyor? Dışarı çıkıp yeniden başlıyorum.
Ça pète j’ouvre un commerce, à la caisse y’a ma sœur
– Osuruyor, bir iş açıyorum, kasada kız kardeşim var.
Une villa pour ma mère, j’suis comme ton grand frère
– Annem için bir villa, senin ağabeyin gibiyim.
J’fais trop de mal, même l’aveugle il a vu (il a vu)
– Gördüğü köre bile çok fazla zarar veriyorum.
La drogue dure, tu sais pas qui la vend (qui la vend)
– Sert uyuşturucular, kimin sattığını bilmiyorsun (kim satıyor)
J’ai mal au cœur, t’sais à qui j’en veux (qui j’en veux)
– Kalbimi incittim, kimi suçladığımı biliyorsun (kimi suçluyorum)
La vraie vie, c’est qui qui la veut? Qui la veut?
– Kim gerçek hayat ister? Bunu kim istiyor?
Le soir tard, j’repense à avant, nique avant
– Gece geç saatlerde, eskiye geri dönüyorum, daha önce siktir et
J’suis défoncé, j’ai mélangé le shit et la beuh
– Kafam güzel, bok ve ot karıştırdım.
Armé de peine, j’étais sur le banc, sur le banc
– Acıyla donanmış, banktaydım, banktaydım
Ils m’ont pété, j’suis aux arrivants, ouais fin d’eux
– Beni osurdular, ben geliyorum, evet onların sonu
J’fais trop d’mal, même l’aveugle il a vu (il a vu)
– Gördüğü köre bile çok fazla zarar veriyorum.
La drogue dure, tu sais pas qui la vend (qui la vend)
– Sert uyuşturucular, kimin sattığını bilmiyorsun (kim satıyor)
J’ai mal au cœur, t’sais à qui j’en veux (qui j’en veux)
– Kalbimi incittim, kimi suçladığımı biliyorsun (kimi suçluyorum)
La vraie vie, c’est qui qui la veut? Qui la veut?
– Kim gerçek hayat ister? Bunu kim istiyor?
Le soir tard, j’repense à avant, nique avant
– Gece geç saatlerde, eskiye geri dönüyorum, daha önce siktir et
J’suis défoncé, j’ai mélangé le shit et la beuh
– Kafam güzel, bok ve ot karıştırdım.
Armé de peine, j’étais sur le banc, sur le banc
– Acıyla donanmış, banktaydım, banktaydım
Ils m’ont pété, j’suis aux arrivants, ouais fin d’eux
– Beni osurdular, ben geliyorum, evet onların sonu
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.