I’ve got a record player that was made in 2014
– 2014’te yapılmış bir plak çalarım var.
Dyed my hair blue, it came out a seasick sort of green
– Saçımı maviye boyadım, deniz tutmuş bir çeşit yeşil çıktı
I like vintage dresses when they fall just below my knees
– Dizlerimin hemen altına düştüklerinde vintage elbiseleri severim.
I pretend I scraped them climbing in the trees
– Onları ağaçlara tırmanırken kazımış gibi yapıyorum.
I’ve got a record player that was made in 2014
– 2014’te yapılmış bir plak çalarım var.
Dyed my hair blue, it came out a seasick sort of green
– Saçımı maviye boyadım, deniz tutmuş bir çeşit yeşil çıktı
I like vintage dresses when they fall just below my knees
– Dizlerimin hemen altına düştüklerinde vintage elbiseleri severim.
I pretend I scraped them climbing in the trees
– Onları ağaçlara tırmanırken kazımış gibi yapıyorum.
I’m in an elevator, it’s goin’ down, down, down
– Asansörde kaldım, aşağı gidiyor, Aşağı, Aşağı
I spent forever with my feet on the ground
– Sonsuza dek ayaklarım yerde kaldım.
But not now (not now)
– Ama şimdi değil (şimdi değil)
‘Cause I don’t wanna do the wrong thing
– Çünkü yanlış bir şey yapmak istemiyorum.
Guess I gotta go and get famous for doin’ nothing
– Sanırım gidip hiçbir şey yapmadığım için ünlü olmalıyım.
Da-da-da-da-da
– Da-da-da-da-da
Crack a smile, crack a smile
– Bir gülümseme çatlak, çatlak bir gülümseme
Da-da-da-da-da
– Da-da-da-da-da
Stay a while, stay a while
– Bir süre kal, bir süre kal
Da-da-da-da-da
– Da-da-da-da-da
Am I holdin’ for applause?
– Alkış için’ kızıyor muyum?
Is it gone? (Gone) Is this on?
– Gitti mi? Bu açık mı?
I’ve got a record player that was made in 2014
– 2014’te yapılmış bir plak çalarım var.
Dyed my hair blue, it came out a seasick sort of green
– Saçımı maviye boyadım, deniz tutmuş bir çeşit yeşil çıktı
I like vintage dresses when they fall just below my knees
– Dizlerimin hemen altına düştüklerinde vintage elbiseleri severim.
I pretend I scraped them climbing in the trees
– Onları ağaçlara tırmanırken kazımış gibi yapıyorum.
I’ve got a record player that was made in 2014
– 2014’te yapılmış bir plak çalarım var.
Dyed my hair blue, it came out a seasick sort of green
– Saçımı maviye boyadım, deniz tutmuş bir çeşit yeşil çıktı
I like vintage dresses when they fall just below my knees
– Dizlerimin hemen altına düştüklerinde vintage elbiseleri severim.
I pretend I scraped them climbing in the trees
– Onları ağaçlara tırmanırken kazımış gibi yapıyorum.
I’m in the simulator, I’m doin’ a-okay
– Simülatördeyim, iyiyim.
But every day is just rewind and replay
– Ama her gün sadece geri sar ve tekrarla
Not today (ah)
– Bugün değil (ah)
I’ll head out to Monterey
– Ben çıkıyorum Monterey için
Throw my phone into the waves
– Telefonumu dalgalara at
Can you see it in my eyes? Am I finally awake?
– Gözlerimde görebiliyor musun? Sonunda uyandım mı?
Da-da-da-da-da
– Da-da-da-da-da
Crack a smile, crack a smile (da-da-da-da-da)
– Gülümse, gülümse (da-da-da-da-da)
Stay a while, stay a while (da-da-da-da-da)
– Bir süre kal, bir süre kal (da-da-da-da-da)
I think the best is yet to come
– O zaman daha iyi olacak sanırım
So drink up and good luck
– Öyleyse iç ve iyi şanslar
I’ve got a record player that was made in 2014
– 2014’te yapılmış bir plak çalarım var.
Dyed my hair blue, it came out a seasick sort of green
– Saçımı maviye boyadım, deniz tutmuş bir çeşit yeşil çıktı
I like vintage dresses when they fall just below my knees
– Dizlerimin hemen altına düştüklerinde vintage elbiseleri severim.
I pretend I scraped them climbing in the trees
– Onları ağaçlara tırmanırken kazımış gibi yapıyorum.
I’ve got a record player that was made in 2014
– 2014’te yapılmış bir plak çalarım var.
Dyed my hair blue, it came out a seasick sort of green
– Saçımı maviye boyadım, deniz tutmuş bir çeşit yeşil çıktı
I like vintage dresses when they fall just below my knees
– Dizlerimin hemen altına düştüklerinde vintage elbiseleri severim.
I pretend I scraped them climbing in the trees
– Onları ağaçlara tırmanırken kazımış gibi yapıyorum.
Sometimes I think all I’m ever doin’ is
– Bazen tek yaptığım şeyin
Tryin’ to convince myself I’m alive
– Kendimi hayatta olduğuma ikna etmeye çalışıyorum.
Sometimes I think all I’m ever doin’ is
– Bazen tek yaptığım şeyin
Tryin’ to convince myself I’m climbing in the trees
– Kendimi ağaçlara tırmandığıma ikna etmeye çalışıyorum.
Daisy the Great & AJR – Record Player İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.