Yeah
– Evet
Ok
– tamam
Ouais
– Evet
Tell me all the track (ouais)
– Bana tüm parçayı söyle (evet)
Dis moi la vérité, rien que la vérité
– Bana doğruyu söyle, sadece doğruyu
Est-ce que t’aimes vraiment la meuf avec qui t’es?
– Birlikte olduğun kızdan gerçekten hoşlanıyor musun?
Ou juste par habitude t’oses plus la quitter?
– Yoksa alışkanlıktan mı vazgeçtin artık onu terk etmeye cesaret edemiyor musun?
Tu fumais pour fuir, maintenant fuis pour fumer
– Kaçmak duman, şimdi duman çalıştırmak için kullanılır
Mon inspiration n’aime pas trop l’industrie
– İlhamım endüstriyi çok fazla sevmiyor
Car l’industrie veut toujours plus consommer
– Çünkü endüstri her zaman daha fazla tüketmek istiyor
J’te vois rapper, rapper jusqu’à faire de la merde
– Seni rap yaparken görüyorum, sıçarken
Jusqu’à qu’on écrive pour toi comme J.Hallyday
– J.Hallyday gibi senin için yazana kadar
Mon renoi protège toi de la célébrité
– Renoi’m seni ünlülerden koruyor.
Elles t’aimeront plus si t’sais plus faire c’que tu fais
– Daha fazla ne yapmalıyım nasıl biliyorsanız sevemezler
Elles t’aimeront plus si t’sais même plus faire de blé
– Buğday yapmayı bile bilmiyorsan seni daha çok sevecekler.
Elles t’aimeront plus surtout si tu t’fais doublé
– Özellikle iki katına çıkarsan seni daha çok sevecekler.
Tu parles de lambo mais tu prends le métro
– Lambo’dan bahsediyorsun ama metroya biniyorsun.
T’as fait qu’un album mais c’tait l’album de trop
– Sadece bir albüm yaptın ama bir albüm çok fazla
J’marque l’histoire à chaque fin de ceau-mor
– Her günün sonunda tarih yazarım.
Le sorcier est vrai c’n’est pas du gryffondor
– Büyücü gryffindor olmadığı doğru.
L’amour d’une mère peut faire plus de mal que d’bien
– Bir annenin sevgisi iyiden çok zarar verebilir.
Le sida se transmet aussi par le sein
– AIDS de meme yoluyla bulaşır
Un bateau pirate dans un océan noir
– Kara okyanusta bir korsan gemisi
Plus le ch’min est long plus les routes se séparent
– Artık ch olan mü’min, daha yollar ayrı
J’ai foncé craché sans r’garder où j’allais
– Koştum, tükürdüm ve nereye gittiğimi bilmiyordum.
Ta beauté m’cachait ton hépatite C
– Güzelliğin hepatit C’yi benden sakladı.
J’ai pris des couleurs et je crie de douleur
– Renkleri aldım ve acı içinde çığlık atıyorum
Et je prie à toute heure même si j’sais où j’irai
– Nereye gideceğimi bilsem bile her saat başı dua ederim.
J’ai fermé des gueules j’en ai cassé d’autres
– Bazı ağızları kapattım diğerlerini kırdım
J’t’ai dis j’suis ni des leurs j’suis ni des vôtres
– Sana onların olmadığımı söylemiştim Senin değilim
Dis pas que j’viens d’la rue parce que ça c’est des couilles
– Sokaktan geldiğimi söyleme çünkü bu çok taşaklı.
Quand tu vendais de la drogue j’allais a l’école
– Sen uyuşturucu satarken ben okula giderdim.
Mais l’école a fini par m’mettre à la rue
– Ama okul beni sokağa attı.
Et la rue a fini par m’faire vendre de la drogue
– Ve sokak beni uyuşturucu satmaya zorladı.
Y’a ceux qui font que c’qu’on leur demande
– Kendilerine sorulanı yapanlar var.
Et ceux qui s’demandent si y’a des choses à faire
– Ve yapacak bir şey olup olmadığını merak edenler
Matraque dans l’anus on se demande
– Anüste baton merak ediyor
Si bavures policières sont réglementaires
– Polis çapakları düzenleyici ise
J’suis la craie qui grince sur le tableau
– Tahtada gıcırdayan tebeşirim.
J’suis le mot dans l’dico qui vient d’l’argot
– Ben dıco’da argodan gelen kelimeyim.
Les niquer est ma seule obligation
– Onları becermek benim tek yükümlülüğüm
La pression à chaque publication
– Her yayındaki baskı
Toutes les femmes ne sont pas pareilles c’est vrai
– Bütün kadınlar aynı değil, bu doğru.
Mais le diable parle à travers elles de la même façon
– Ama şeytan onlarla aynı şekilde konuşuyor.
Dem’s (dem’s, dem’s, dem’s, dem’s)
– Dem (dem, dem, dem, dem)
CQFD (CQFD, CQFD, CQFD)
– CQFD (CQFD, CQFD, CQFD)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.