Somos fichas de ajedrez en un juego de poder
– Biz bir güç oyununda satranç fişleriyiz
Es necesario aprender a vivir en armonía
– Uyum içinde yaşamayı öğrenmek gerekir
Porque mientras unos mueren de hambre
– Çünkü bazıları açlıktan ölürken
Otros derrochan dinero y tiempo en cosas sin sentido, eso es claro
– Diğerleri anlamsız şeylere para ve zaman harcıyor, bu açık
Esto es un llamado, y abúsate que se acaba el tiempo
– Bu bir çağrı ve zamanın tükenmekte olduğunu kötüye kullanma
Suéltalo
– Bırak gitsin.
Mira bien
– İyi bak
Todo va mal y todo está al revés
– Her şey yanlış ve her şey ters
Y tal vez no haya una segunda vez
– Ve belki ikinci kez olmayacak
Para mirar las rosas rojas del Edén (Oye brother)
– Cennetin kırmızı güllerine bakmak için (oye kardeşim)
Mira bien
– İyi bak
Que se abre el suelo bajo nuestros pies
– Bu ayaklarımızın altındaki zemini açar.
Y caerás, no importa donde estés
– Ve bir yere düşme, başka bir husustur
Sobre las ruinas de la torre de Babel
– Babil Kulesi’nin kalıntıları üzerinde
De nuestro trato ya no queda nada
– Anlaşmamızdan geriye hiçbir şey kalmadı.
No te hemos dado lo que tú esperabas
– Beklediğin şeyi sana vermedik.
Roto el corazón, ahora sangra de dolor
– Kırık kalp, şimdi acıyla kanıyor
Por timonel un grupo de invidentes
– Dümenci tarafından bir grup kör insan
Que se ha encallado en este mar de gente
– Bu insanlar denizinde karaya oturmuş
Nada importa ya, nada tiene su lugar
– Artık hiçbir şeyin önemi yok, hiçbir şeyin yeri yok
Se pueden respirar
– Nefes alabiliyor musun
Tanta desolación
– Çok fazla ıssızlık
De lágrimas al viento
– Gözyaşlarından rüzgara
Y va una cruz en medio de la procesión
– Ve alayın ortasında bir haç var
Mira bien
– İyi bak
Todo va mal y todo esta al revés
– Her şey yanlış ve her şey ters
Y tal vez no haya una segunda vez
– Ve belki ikinci kez olmayacak
Para mirar las rosas rojas del Edén
– Cennetin kırmızı güllerine bakmak için
Mira bien
– İyi bak
Que se abre el suelo bajo nuestros pies
– Bu ayaklarımızın altındaki zemini açar.
Y caerás, no importa donde estés
– Ve bir yere düşme, başka bir husustur
Sobre las ruinas de la torre de Babel
– Babil Kulesi’nin kalıntıları üzerinde
Es necesario que te hable del tema
– Seninle bunun hakkında konuşmam gerek.
Están pasando problemas
– Zahmete giriyorlar.
O te salvas o te condenas
– Ya kendini kurtarırsın ya da kendini kınarsın
Algunos en el alcohol ahogan las penas
– Bazıları alkolde acıları boğuyor
Otros en el barrio se destrozan las venas
– Mahalledeki Diğerleri damarlarını yırtıyor.
Rema, o el barco se te quema
– Kürek Çek yoksa tekne yanar
Yo veo sangre en la escena
– Olay yerinde kan görüyorum.
Yo que tu acepto a Jesucristo y me pongo el emblema
– İsa Mesih’i kabul ettiğini ve amblemi taktığımı
Me recojo y cambio el sistema
– Sistemi alıp değiştiriyorum.
Sólo tu decides tu final
– Sonunu sadece sen belirlersin.
Te quiero hablar
– Seninle konuşmak istiyorum
Sólo resta llorar
– Geriye kalan tek şey ağlamak
El mundo anda mal
– Dünya yanlış
No te quiero engañar
– Seni kandırmak istemiyorum.
Sólo detente a pensar
– Sadece dur ve düşün
Tenemos que reaccionar
– Tepki vermek lazım
El tiempo se está acabando
– Zaman tükeniyor
Ciegos, entupidos e indiferentes
– Kör, aptal ve kayıtsız
Masa febril de ricos e indigentes
– Zengin ve yoksul ateşli kitle
Pasto de cortar, que no sabe a donde va
– Çim biçiyor, nereye gittiğini kim bilmiyor
Somos fichas de un ajedrez siniestro
– Biz uğursuz bir satrancın damalarıyız.
Para apostar en pleno a nuestros muertos
– Ölülerimize tam olarak bahse girmek için
Juego de poder, sembrar fuego por doquier
– Güç oyunu, her yerde ateş
Los hombres de razón
– Akıl adamları
Especie en extinción
– Nesli
Ha muerto la conciencia
– Vicdan öldü
Y solo queda el eco de la decepción
– Ve sadece hayal kırıklığının yankısı kalır
Agúzate que se te acaba el tiempo
– Zamanın tükeniyor.
De abrir los ojos antes del abismo
– Uçurumdan önce gözlerini açmak için
Te da lo mismo mi sufrimiento
– Acılarımı umursamıyorsun.
Porque eres prisionero de tu egoísmo
– Çünkü sen bencilliğinin esirisin.
No des la espalda al llanto de la gente
– İnsanların çığlıklarına sırtını dönme.
Que lo que mata es ser indiferente
– Öldüren şey kayıtsız kalmaktır
No des la vuelta a la tormenta
– Fırtınayı tersine çevirme.
Porque al final serás quien pague la cuenta
– Çünkü sonunda faturayı ödeyen sen olacaksın.
Quiero, cielo transparente, en el mundo entero
– İstiyorum, şeffaf gökyüzü, tüm dünyada
A veces sufrir, te enseña a vivir
– Bazen acı çeker, sana yaşamayı öğretir
Deja de fingir, no esperes a morir
– Numara yapmayı bırak, ölmeyi bekleme.
En esta selva de cemento hay que resistir
– Bu beton ormanda direnmeliyiz
Empieza a brindar para recibir
– Almak için tost yapmaya başla
Sólo tu decides tu final
– Sonunu sadece sen belirlersin.
Te quiero hablar
– Seninle konuşmak istiyorum
Sólo resta llorar
– Geriye kalan tek şey ağlamak
El mundo anda mal
– Dünya yanlış
No te quiero engañar
– Seni kandırmak istemiyorum.
Sólo detente a pensar
– Sadece dur ve düşün
Tenemos que reaccionar
– Tepki vermek lazım
El tiempo se está acabando
– Zaman tükeniyor
Mira bien
– İyi bak
Todo va mal y todo esta al revés
– Her şey yanlış ve her şey ters
Y tal vez no haya una segunda vez
– Ve belki ikinci kez olmayacak
Para mirar las rosas rojas del Edén
– Cennetin kırmızı güllerine bakmak için
Mira bien
– İyi bak
Que se abre el suelo bajo nuestros pies
– Bu ayaklarımızın altındaki zemini açar.
Y caerás, no importa donde estés
– Ve bir yere düşme, başka bir husustur
Sobre las ruinas de la torre de Babel
– Babil Kulesi’nin kalıntıları üzerinde
Oye despierta, y defiende tus valores, bro
– Uyan ve değerlerin için ayağa kalk kardeşim.
No dejes que tus sentimientos mueran y enfócate en hacer el bien
– Duygularının ölmesine izin verme ve iyilik yapmaya odaklanma
España en un junto para la historia
– İspanya tarih için ortak bir noktada
W con Yandel, David Bisbal
– Yandel, David Bisbal ile birlikte
David Bisbal – Torre De Babel (Wisin & Yandel Remix) İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.