Demi Lovato – Dancing With The Devil İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Ooh, oh, oh
– Oh, oh, oh

It’s just a little red wine, I’ll be fine
– Sadece biraz kırmızı şarap, iyi olacağım.
Not like I wanna do this every night
– Bunu her gece yapmak istediğim gibi değil
I’ve been good, don’t I deserve it?
– İyiydim, bunu hak etmiyor muyum?
I think I earned it, feels like it’s worth it
– Sanırım hak ettim, buna değer gibi geliyor
In my mind, mind
– Aklımda, zihin

Twisted reality, hopeless insanity
– Sapkın gerçeklik, umutsuz delilik
I told you I was okay, but I was lying
– İyi olduğumu söylemiştim ama yalan söylüyordum.

I was dancing with the devil
– Şeytan ile dans ediyordum
Out of control
– Kontrolden çıktı
Almost made it to heaven
– Neredeyse cennete gidiyordum.
It was closer than you know
– Bildiğinden daha yakındı.
Playing with the enemy
– Düşmanla oynamak
Gambling with my soul
– Ruhumla kumar oynamak
It’s so hard to say no
– Hayır demek çok zor
When you’re dancing with the devil
– Şeytanla dans ederken
Ooh, ooh, ooh, ooh
– Ooh, ooh, ooh, ooh
Yeah, yeah
– Evet, Evet

It’s just a little white line, I’ll be fine
– Sadece küçük bir beyaz çizgi, iyi olacağım
But soon that little white line is a little glass pipe
– Ama yakında o küçük beyaz çizgi küçük bir cam boru
Tin foil remedy almost got the best of me
– Kalay folyo çare neredeyse beni en iyi var
I keep praying I don’t reach the end of my lifetime, mm
– Dua etmeye devam ediyorum, hayatımın sonuna ulaşamıyorum, mm

Twisted reality, hopeless insanity
– Sapkın gerçeklik, umutsuz delilik
I told you I was okay, but I was lying
– İyi olduğumu söylemiştim ama yalan söylüyordum.

I was dancing with the devil
– Şeytan ile dans ediyordum
Out of control
– Kontrolden çıktı
Almost made it to heaven
– Neredeyse cennete gidiyordum.
It was closer than you know
– Bildiğinden daha yakındı.
Playing with the enemy
– Düşmanla oynamak
Gambling with my soul
– Ruhumla kumar oynamak
It’s so hard to say no
– Hayır demek çok zor
When you’re dancing with the devil
– Şeytanla dans ederken

Thought I knew my limit, yeah
– Sınırımı bildiğimi sanıyordum, Evet
I thought that I could quit it, yeah
– Bunu bırakabileceğimi düşündüm, Evet
I thought that I could walk away easily
– Kolayca çekip gidebileceğimi düşündüm.
But here I am, falling down on my knees
– Ama işte buradayım, dizlerimin üzerine düşüyorum
Praying for better days to come and wash this pain away
– Daha iyi günler için dua etmek ve bu acıyı yıkamak
Could you please forgive me?
– Lütfen beni affeder misin?
Lord, I’m sorry for dancing with the devil
– Tanrım, şeytanla dans ettiğim için özür dilerim.
Oh, yeah, yeah
– Oh, evet, evet

Dancing with the devil
– Şeytanla dans
Out of control
– Kontrolden çıktı
Almost made it to heaven
– Neredeyse cennete gidiyordum.
It was closer than you know (closer than you know)
– Bildiğinden daha yakındı (bildiğinden daha yakın)
Playing with the enemy (oh)
– Düşmanla oynamak (oh)
Gambling with my soul
– Ruhumla kumar oynamak
It’s so hard to say no
– Hayır demek çok zor
When you’re dancing with the devil
– Şeytanla dans ederken

Mm, yeah, mm
– Mm, Evet, mm




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın