She don’t want it, she don’t want it
– O istemezse, o istemiyor bunu
She don’t want it
– – O istemiyor bunu
Get in your bag, stay in your bag (she don’t want it)
– Çantana gir, çantanda kal (istemiyor)
Get in your bag, stay in your bag (yeah, yeah, yeah, yeah)
– Çantana gir, çantanda kal (evet, evet, evet, evet)
She don’t want my love, I guess I gotta move on
– Aşkımı istemiyor, sanırım devam etmeliyim.
Yeah, oh yeah (oh yeah), oh yeah (oh nah, woah)
– Evet, oh evet (oh evet), oh evet (oh hayır, woah)
Oh, but, if she don’t want my love, I guess I gotta move on
– Ama, eğer aşkımı istemiyorsa, sanırım devam etmeliyim.
Oh yeah, oh no (come on)
– Oh evet, oh hayır (hadi)
If she don’t want my love, I’m guessin’ I gotta move on, I guess
– Eğer aşkımı istemiyorsa, sanırım devam etmeliyim, sanırım
I guess, I guess, I came a little too strong, I guess
– Sanırım, sanırım, biraz fazla güçlü geldim, sanırım
She don’t want my love, I guess I got move on, I guess (gotta move on)
– Aşkımı istemiyor, sanırım devam etmeliyim, sanırım (devam etmeliyim)
Yeah
– Evet
I tried, I tried to give it all to you, baby
– Denedim, hepsini sana vermeye çalıştım bebeğim
Brand-new Mercedes, a newborn baby, yeah
– Yepyeni Mercedes, yeni doğmuş bir bebek, evet
And I told you your love too lazy, damn
– Ve sana aşkının çok tembel olduğunu söyledim, lanet olsun
All you had to do was love me, baby, yeah
– Tek yapman gereken beni sevmekti bebeğim, evet
Man, it gets so frustrating, yeah
– Dostum, çok sinir bozucu oluyor, evet
Why you wanna go and test me, baby? Yeah
– Neden gidip beni test etmek istiyorsun bebeğim? Evet
Degrade me and tell me I’m failing, yeah
– Beni aşağıla ve başarısız olduğumu söyle, evet
Keep tellin’ me things like
– Bana şöyle şeyler söylemeye devam et
You done tryin’ with me, done fightin’ with me, yeah
– Benimle uğraşmayı bıraktın, benimle dövüşmeyi bıraktın, evet
Gave you a ring, I was goin’ off the deep end, yeah
– Sana bir yüzük vermiştim, en derinden gidiyordum, evet
Oh, DeLeón, my drink for the weekend
– DeLeón, hafta sonu içkim
Sent you some things, yeah, when I was done drinkin’, like
– Sana bazı şeyler yolladım, evet, içmeyi bitirdiğimde, mesela
Girl, he with you for the wrong reasons ’cause you was with me
– Kızım, o seninle yanlış sebeplerden dolayı çünkü sen benimleydin.
Uh, tell him, “Stop reachin’” (stop reachin’)
– Ah, söyle ona, “Dur ulaşamıyor’” (stop ulaşamıyor’)
Guess that’s just the jealous in me
– Sanırım bu sadece içimdeki kıskançlık.
I’m salty, I need it, my wounds keep bleeding
– Tuzluyum, ihtiyacım var, yaralarım kanamaya devam ediyor.
You found a new man, so I gotta move on
– Yeni bir adam buldun, o yüzden devam etmeliyim.
Guess you got a new agenda, with someone you barely know, I won’t
– Sanırım yeni bir gündemin var, zar zor tanıdığın biriyle, yapmayacağım
Say you’re wrong, guess you had to move on
– Yanıldığını söyle, sanırım devam etmek zorundaydın.
On, on, on, on, said she
– Üzerinde, üzerinde, üzerinde, üzerinde söyledi
If she don’t want my love, I’m guessin’ I gotta move on, I guess
– Eğer aşkımı istemiyorsa, sanırım devam etmeliyim, sanırım
I guess, I guess, I came a little too strong, I guess
– Sanırım, sanırım, biraz fazla güçlü geldim, sanırım
She don’t want my love, I guess I got move on, I guess (gotta move on)
– Aşkımı istemiyor, sanırım devam etmeliyim, sanırım (devam etmeliyim)
I guess I gotta move on, I guess
– Sanırım devam etmeliyim, sanırım
We goin’ up, we goin’ live
– Yukarı çıkıyoruz, canlı yayındayız
Can’t stop, won’t stop, told y’all, uh
– Duramıyorum, durmayacağım, hepinize söyledim, uh
See me pull up, no problem (wash it)
– Yukarı çektiğimi gör, sorun değil (yıka)
I can never ever be no one option (watch it)
– Asla tek seçenek olamam (izle)
Pull up on me but no blogs (no blogs)
– Beni çek ama blog yok (blog yok)
Now you wanna say you wanna talk (wanna talk)
– Şimdi konuşmak istediğini söylemek istiyorsun (konuşmak istiyorsun)
Now you wanna say you wanna talk (wanna talk)
– Şimdi konuşmak istediğini söylemek istiyorsun (konuşmak istiyorsun)
Now you wanna say you wanna, hol’ up
– Şimdi istediğini söylemek istiyorsun, hol’ up
Get in your bag, stay in your bag
– Çantana bin, çantanda kal.
Get in your bag, stay in your bag (yeah, that’s right)
– Çantana gir, çantanda kal (evet, bu doğru)
Get in your bag, stay in your bag (ooh yeah)
– Çantana bin, çantanda kal (ooh evet)
Get in your bag, stay in your bag
– Çantana bin, çantanda kal.
Gotta move on
– Gerek hareket halinde
Find peace
– Huzur bul
Serenity
– Huzur
Diddy & Bryson Tiller – Gotta Move On İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.