Everybody’s got a problem, so do I
– Herkesin bir sorunu var, benim de var
But we ain’t gonna solve ’em on a Saturday night
– Ama onları cumartesi gecesi çözemeyiz.
I just put a paycheck in the bank
– Bankaya maaş çeki koydum.
And I ain’t hit the town in a minute to drink
– Ve bir dakikalığına içki içmek için kasabaya gelmedim.
You had one of them, one of those weeks
– Bu hafta, biri vardı
Stuck on repeat, I’ll save you a seat
– Tekrar ediyorum, sana yer ayırırım.
Come on down
– Aşağı gel
Swing on by
– Tarafından salıncak
Bring whatever’s been on your mind
– Aklından geçenleri getir.
Locals on tap
– Musluktaki yerliler
And bottles on ice
– Ve buzlu şişeler
Livin’ on feel good standard time
– Feel good standard time’da yaşamak
My card’s on the bar
– Kartım barda.
You’ve got nowhere to be
– Olacak bir yerin yok
If you don’t come through
– Eğer gelmezsen
Buddy, that’s on you
– Dostum, bu senin suçun.
‘Cause the beer’s on me
– Çünkü bira benden.
Yeah, the beer’s on me
– Evet, bira benden.
(Ain’t that right, HARDY?)
– (Öyle değil mi, HARDY?)
Yeah, I’ma get a round or two for all I want
– Evet, istediğim kadar bir iki tur alacağım.
Just a-bustin’ your back while you’re cussin’ the sun
– Güneşe küfrederken sırtını yırtıyorsun.
And if your girl don’t love you no more
– Ve eğer kızın artık seni sevmiyorsa
Well, here’s a tall boy to cry in and it’s been paid for
– İşte ağlayacak uzun boylu bir çocuk ve parası ödendi.
And if you’re short on cash, say cheers
– Ve eğer paranız azsa, şerefe deyin
Don’t sweat it, leave the sweatin’ to the beer and
– Terlemeyin, terlemeyi biraya bırakın ve
Come on down
– Aşağı gel
Swing on by
– Tarafından salıncak
Bring whatever’s been on your mind
– Aklından geçenleri getir.
Locals on tap
– Musluktaki yerliler
And bottles on ice
– Ve buzlu şişeler
Livin’ on feel good standard time
– Feel good standard time’da yaşamak
My card’s on the bar
– Kartım barda.
You’ve got nowhere to be
– Olacak bir yerin yok
If you don’t come through
– Eğer gelmezsen
Buddy, that’s on you
– Dostum, bu senin suçun.
‘Cause the beer’s on me
– Çünkü bira benden.
Yeah, the beer’s on me
– Evet, bira benden.
(Drink it down)
– (İç şunu)
I like my drinks like my roof, on the house
– İçkilerimi evin çatısı gibi severim.
We turnin’ up, got double cups, the sun’s goin’ down
– Yukarı dönüyoruz, duble bardaklarımız var, güneş batıyor
With lagers, I’m a boxer, yeah, I need ’bout 12 rounds
– Lager’larla, ben boksörüm, evet, 12 raund lazım
And I could be your sponsor if you like how that sounds
– Kulağa nasıl geldiğini beğenirsen sponsorun olabilirim.
Tell me what you’re drinkin’, buckets for a Lincoln
– Bana ne içtiğini söyle, Lincoln kovaları
I could cover you and me and everyone you’re bringin’
– Seni, beni ve getirdiğin herkesi koruyabilirim.
Come on down
– Aşağı gel
Swing on by
– Tarafından salıncak
Bring whatever’s been on your mind
– Aklından geçenleri getir.
Locals on tap
– Musluktaki yerliler
And bottles on ice
– Ve buzlu şişeler
Livin’ on feel good standard time
– Feel good standard time’da yaşamak
My card’s on the bar
– Kartım barda.
You’ve got nowhere to be
– Olacak bir yerin yok
If you don’t come through
– Eğer gelmezsen
Buddy, that’s on you
– Dostum, bu senin suçun.
‘Cause the beer’s on me
– Çünkü bira benden.
Yeah, the beer’s on me
– Evet, bira benden.
The beer’s on me
– Biralar benden
Gonna save you a seat
– Kurtaracak bir koltuk
‘Cause the beer’s on me
– Çünkü bira benden.
Come get a Bud heavy, Busch Light
– Gel ağır bir Tomurcuk al, Busch Light
Kill a cold Miller, Blue Moon, Red Stripe
– Soğuk bir Değirmenciyi öldür, Mavi Ay, Kırmızı Şerit
Naturday don’t matter to me
– Naturday benim için önemli değil
‘Cause don’t nothing taste better than free
– Çünkü hiçbir şey bedavadan daha lezzetli olamaz.
Yeah, the beer’s on me
– Evet, bira benden.
Dierks Bentley Feat. Breland & Hardy – Beers On Me İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.