É o GM no beat emplacando mais uma
– GM, beat emplacando’da bir tane daha mı
Diretamente
– Doğruca
Studios Love Funk (Studios Love Funk)
– Stüdyolar Aşk Funk (Stüdyolar Aşk Funk)
Apontei pro céu, na esperança do dia chegar
– Gelecek günü umarak gökyüzüne işaret ettim.
Escrevi no papel que a minha estrela um dia vai brilhar
– Kağıda yıldızımın bir gün parlayacağını yazdım.
Vi minha mãe chorar por não ter uma condição melhor
– Annemin daha iyi bir durumu olmadığı için ağladığını gördüm.
Meu pai se esforçar, com determinação e suor
– Babam azimle ve terle çabalıyor
Vou ser campeão, mostrar pro mundão quem que sou eu
– Şampiyon olacağım, dünyaya kim olduğumu göstereceğim.
Sou motivação e a superação pra quem sofreu
– Acı çekenler için motivasyon ve üstesinden geliyorum
Quero um torpedão, com a sensação de saber que é meu
– Benim olduğunu bilme duygusuyla bir torpido istiyorum.
Vou nessa missão, e aqueles que duvidou correu
– Bu göreve gidiyorum ve şüphe edenler kaçtı.
Vários olhou no meu fracasso, poucos colou pra dar um abraço
– Bazıları başarısızlığıma baktı, birkaçı sarılmak için yapıştırıldı
Esses eu nunca deixei de lembrar, não deixei de lembrar
– Bunları hatırlamaktan asla vazgeçmedim, hatırlamaktan asla vazgeçmedim
E quando eu me perdi no lago, eu vi vários pular do barco
– Gölde kaybolduğumda, birkaç kişinin tekneden atladığını gördüm.
E mesmo assim não deixei de remar
– Ve o zaman bile kürek çekmeyi bırakmadım
Que é só ter pé no chão, só ter fé e andar com Deus
– Bu sadece yerde bir ayağın olması, sadece inancın olması ve Tanrı ile yürümektir
Que a vez dele chegou, pode pá, o próximo é eu
– Onun sırası geldi, Dostum, Sıradaki benim.
É só ter pé no chão, só ter fé e andar com Deus
– Sadece yere ayak basmak, sadece iman etmek ve Tanrı ile yürümektir
Um brinde aos merecedor, os menor ralé venceu
– Hak edene kadeh kaldıralım, en az ayaktakımı kazansın
É só ter pé no chão, só ter fé e andar com Deus
– Sadece yere ayak basmak, sadece iman etmek ve Tanrı ile yürümektir
Que a vez dele chegou, pode pá, o próximo é eu
– Onun sırası geldi, Dostum, Sıradaki benim.
É só ter pé no chão, só ter fé e andar com Deus
– Sadece yere ayak basmak, sadece iman etmek ve Tanrı ile yürümektir
Um brinde aos merecedor, os menor ralé venceu
– Hak edene kadeh kaldıralım, en az ayaktakımı kazansın
(Foi na fé)
– (İmanlıydı)
(Oh, fé! Oh, fé!)
– (Ah, inanç! Oh, inanç!)
Apontei pro céu, na esperança do dia chegar
– Gelecek günü umarak gökyüzüne işaret ettim.
Escrevi no papel que a minha estrela um dia vai brilhar
– Kağıda yıldızımın bir gün parlayacağını yazdım.
Vi minha mãe chorar por não ter uma condição melhor
– Annemin daha iyi bir durumu olmadığı için ağladığını gördüm.
Meu pai se esforçar, com determinação e suor
– Babam azimle ve terle çabalıyor
Vou ser campeão, mostrar pro mundão quem que sou eu
– Şampiyon olacağım, dünyaya kim olduğumu göstereceğim.
Sou motivação e a superação pra quem sofreu
– Acı çekenler için motivasyon ve üstesinden geliyorum
Quero um torpedão, com a sensação de saber que é meu
– Benim olduğunu bilme duygusuyla bir torpido istiyorum.
Vou nessa missão, e aqueles que duvidou correu
– Bu göreve gidiyorum ve şüphe edenler kaçtı.
Vários olhou no meu fracasso, poucos colou pra dar um abraço
– Bazıları başarısızlığıma baktı, birkaçı sarılmak için yapıştırıldı
Esses eu nunca deixei de lembrar, não deixei de lembrar
– Bunları hatırlamaktan asla vazgeçmedim, hatırlamaktan asla vazgeçmedim
E quando eu me perdi no lago, eu vi vários pular do barco
– Gölde kaybolduğumda, birkaç kişinin tekneden atladığını gördüm.
E mesmo assim não deixei de remar
– Ve o zaman bile kürek çekmeyi bırakmadım
Que é só ter pé no chão, só ter fé e andar com Deus
– Bu sadece yerde bir ayağın olması, sadece inancın olması ve Tanrı ile yürümektir
Que a vez dele chegou, pode pá, o próximo é eu
– Onun sırası geldi, Dostum, Sıradaki benim.
É só ter pé no chão, só ter fé e andar com Deus
– Sadece yere ayak basmak, sadece iman etmek ve Tanrı ile yürümektir
Um brinde aos merecedor, os menor ralé venceu
– Hak edene kadeh kaldıralım, en az ayaktakımı kazansın
É só ter pé no chão, só ter fé e andar com Deus
– Sadece yere ayak basmak, sadece iman etmek ve Tanrı ile yürümektir
Que a vez dele chegou, pode pá, o próximo é eu
– Onun sırası geldi, Dostum, Sıradaki benim.
É só ter pé no chão, só ter fé e andar com Deus
– Sadece yere ayak basmak, sadece iman etmek ve Tanrı ile yürümektir
Um brinde aos merecedor, os menor ralé venceu
– Hak edene kadeh kaldıralım, en az ayaktakımı kazansın
(Foi na fé)
– (İmanlıydı)
(Oh, fé! Oh, fé!)
– (Ah, inanç! Oh, inanç!)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.