Day to night to morning
– Geceden gündüze
Keep with me in the moment
– Benimle anı yaşa
I’d let you had I known it
– Bildiğim için sana izin veririm
Why don’t you say so?
– Neden söylemedin?
Didn’t even notice
– Fark etmedim bile
No punches there to roll with
– Burada yuvarlanılacak yumruklar yok
You got to keep me focused
– Beni odakta tutmalısın
You want it? Say so
– Istiyor musun? O zaman söyle
Day to night to morning
– Geceden gündüze
Keep with me in the moment
– Benimle anı yaşa
I’d let you had I known it
– Bildiğim için sana izin veririm
Why don’t you say so?
– Neden söylemedin?
Didn’t even notice
– Fark etmedim bile
No punches there to roll with
– Burada yuvarlanılacak yumruklar yok
You got to keep me focused
– Beni odakta tutmalısın
You want it? Say so
– Istiyor musun? O zaman söyle
It’s been a long time since you (Fell in love)
– Üstünden çok zaman geçti (Aşık olduğundan beri)
You ain’t coming out your cell
– Hücrelerinden çıkamıyorsun
You really ain’t been yourself
– Sen gerçekten kendin değilsin
Tell me, what must I do (Do tell, my love)
– Söyle bana , ne yapmalıyım (söyle, aşkım)
‘Cause luckily I’m good at reading
– Çünkü neyse ki okumada iyiyim
I wouldn’t bug him, but he won’t stop cheesin’
– Onu rahatsız etmem, ama neşelenmeyi bırakmaz
And we can dance all day around it
– Ve bütün gün onun etrafında dans edebiliriz
If you frontin’, I’ll be bouncing
– Eğer cepheye bakarsan, zıplayacağım
If you want it scream and shout it, babe
– Eğer istiyorsan çığlık at ve bağır bebeğim
Before I leave you dry
– Seni kuru bırakmadan önce
Day to night to morning
– Geceden gündüze
Keep with me in the moment
– Benimle anı yaşa
I’d let you had I known it
– Bildiğim için sana izin veririm
Why don’t you say so?
– Neden söylemedin?
Didn’t even notice
Fark etmedim bile
No punches there to roll with
Burada yuvarlanılacak yumruklar yok
You got to keep me focused
Beni odakta tutmalısın
You want it? Say so
Istiyor musun? O zaman söyle
Day to night to morning
Geceden gündüze
Keep with me in the moment
Benimle anı yaşa
I’d let you had I known it
Bildiğim için sana izin veririm
Why don’t you say so?
Neden söylemedin?
Didn’t even notice
Fark etmedim bile
No punches there to roll with
Burada yuvarlanılacak yumruklar yok
You got to keep me focused
– Beni odakta tutmalısın
You want it? Say so
– Istiyor musun? O zaman söyle
Let me check my chest, my breath right quick (Ha)
– Göğsümü kontrol etmeme izin ver, nefesim doğru hızda
He ain’t never seen her in a dress like this (Ah)
– Onu hiç böyle giyinmişken görmemişti
He ain’t never even been impressed like this,
– Hiç böyle etkilenmemişti
Prolly why I got him quiet on the set like zip
– Muhtemelen onu ağzı fermuarlanmış gibi susturdum
Like it, love it, need it, bad
– Sev, aşık ol, ihtiyaç duy, fena
Take it, own it, steal it, fast
– Al, sahip ol, çal, hızlı
Boy, stop playing, grab my ass
– Oğlum oynamayı kes, popomu tut
Why you actin’ like you shy?
– Neden utangaç davranıyorsun?
Shut it, save it, keep it, push
– Kapat, sakla, it, çek
Why you beating ’round the bush?
– Neden çalının etrafında dövüyorsun
Knowin’ you want all this woman
– Bütün istediğinin bu kadın olduğu biliniyor
Never knock it ’til you try (Yah, yah)
– Deneyene kadar asla vurma (Yah, yah)
All of them bitches hating I have you with me
– Bütün o sürtükler seni yanımda görünce nefret ediyor
All of my niggas saying you mad committed
– Tüm zencilerim senin delirdiğini iddia ediyor
Realer than anybody you had, and pretty
– Sahip olduğun herkesten daha güzelsin ve tatlısın
All of that body-ody, the ass and titties
– Bütün bu vücut-cut, göt ve memeler
Day to night to morning
– Geceden gündüze
Keep with me in the moment
– Benimle anı yaşa
I’d let you had I known it
– Bildiğim için sana izin veririm
Why don’t you say so?
– Neden söylemedin?
Didn’t even notice
– Fark etmedim bile
No punches there to roll with
– Burada yuvarlanılacak yumruklar yok
You got to keep me focused
– Beni odakta tutmalısın
You want it? Say so
– Istiyor musun? O zaman söyle
Day to night to morning
– Geceden gündüze
Keep with me in the moment
– Benimle anı yaşa
I’d let you had I known it
– Bildiğim için sana izin veririm
Why don’t you say so?
– Neden söylemedin?
Didn’t even notice
– Fark etmedim bile
No punches there to roll with
– Burada yuvarlanılacak yumruklar yok
You got to keep me focused
– Beni odakta tutmalısın
You want it? Say so
– Istiyor musun? O zaman söyle
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.