Yeah, uh
– Evet, ah
Yeah
– Evet
You my treacherous lil’ twin, and you know that we locked in
– Sen benim hain küçük ikizimsin ve biliyorsun ki içeri kilitlendik
And I love you like my kin, it’s whatever for you
– Ve seni akrabalarım gibi seviyorum, senin için her neyse
I go up and down that road, I go anywhere you go
– O yoldan yukarı ve aşağı gidiyorum, gittiğin her yere gidiyorum
When you tell me life is good, I want better for you (Yeah)
– Bana hayatın güzel olduğunu söylediğinde, senin için daha iyisini istiyorum (Evet)
You my twin
– Sen benim ikizimsin
You my twin, you my treacherous lil’ twin
– Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin
You my twin, you my treacherous lil’ twin
– Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin
You my twin, you my treacherous lil’ twin
– Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin
Yeah, fuck what they say say
– Evet, söylediklerini siktir et
Fuck what they— (Uh, yeah) Fuck what they— (Uh, yeah)
– Siktir et ne yaptıklarını — (Uh, evet) Siktir et ne yaptıklarını- (Uh, evet)
Fuck what they say
– Ne dediklerini siktir et
Five hundred million out the face, feel like KayKay
– Yüzünden beş yüz milyon, Kayk gibi hisset
And I know the city that we from not a safe place
– Ve şehri biliyorum ki biz güvenli bir yerden değiliz
But I know you ridin’ with your twin ’til we fade away
– Ama biliyorum ki biz yok olana kadar ikizinle gidiyorsun.
We used to have nothin’ to our names, still had great days
– Eskiden isimlerimizle ilgili hiçbir şeyimiz yoktu, hala harika günler geçiriyorduk.
Always kept me umbrellaed up when the rain came
– Yağmur yağdığında hep şemsiyemi kaldırırdım.
You tell me you want somethin’, I’ma tell you, “Same, same”
– Sen bana bir şey istediğini söyle, ben de sana “Aynı, aynı” diyeyim.
Now when we come through inside this bitch they gotta make way
– Şimdi bu sürtüğün içine girdiğimizde yol açmaları gerekiyor.
Twistin’ up my fingers for my twin
– İkizim için parmaklarımı büküyorum
You was always on go for the drama, dawg
– Sen her zaman drama için hareket halindeydin, dostum
I would toe tag somebody for your mama, dawg
– Annen için birini parmakla etiketlerdim, dostum.
And they block disappeared, that’s some karma, dawg
– Ve ortadan kayboldular, bu biraz karma, dostum
You say you a dawg, then ruff, nigga, I’m a dawg
– Sen bir ahbap diyorsun, sonra ruff, zenci, ben bir ahbapım
When I need a friend, you my best friend
– Bir arkadaşa ihtiyacım olduğunda, sen benim en iyi arkadaşımsın
When I need a friend, you my only friend (Yeah)
– Bir arkadaşa ihtiyacım olduğunda, sen benim tek arkadaşımsın (Evet)
You my twin
– Sen benim ikizimsin
You my twin, you my treacherous lil’ twin
– Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin
You my twin, you my treacherous lil’ twin
– Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin
You my twin (What?)
– Sen benim ikizimsin (Ne?)
When I need a friend, you my only friend (Mhm)
– Bir arkadaşa ihtiyacım olduğunda, sen benim tek arkadaşımsın (Mhm)
Who can I depend on like you? No one (What?)
– Senin gibi kime güvenebilirim? Hiç kimse (Ne?)
In the bed, she get wicked, with her parents she be wholesome (Woah)
– Yatakta kötüleşir, ailesiyle birlikte sağlıklı olur (Woah)
I don’t show ID at clubs, ’cause they know that I’m 21 (Woah, 21)
– Kulüplerde kimlik göstermiyorum çünkü 21 yaşında olduğumu biliyorlar (Woah, 21)
Who would do the things we do for each other? Nigga, no one (Woah)
– Birbirimiz için yaptığımız şeyleri kim yapardı? Zenci, kimse (Woah)
Would you die for me?
– Benim için ölür müsün?
Would you go at niggas necks like a tie for me?
– Benim için kravat gibi zencilerin boynuna gider misin?
Do the time for a crime you didn’t do for me?
– Benim için yapmadığın bir suçun zamanı geldi mi?
Or do a crime at a time when it was loose for me?
– Yoksa benim için gevşek olduğu bir zamanda suç mu işliyorsun?
I wanna tell you how I feel when I’m loaded (Oh)
– Sana doluyken nasıl hissettiğimi söylemek istiyorum (Oh)
I would lay somethin’ down for you
– Senin için bir şeyler hazırlardım.
I would clear a whole town for you
– Senin için bütün bir kasabayı temizlerdim.
Spray the whole hundred round for you
– Tüm yüz turunu senin için püskürtün
Twistin’ all my fingers for my dawg
– Dostum için tüm parmaklarımı büküyorum
You my treacherous lil’ twin, and you know that we locked in
– Sen benim hain küçük ikizimsin ve biliyorsun ki içeri kilitlendik
And I love you like my kin, it’s whatever for you
– Ve seni akrabalarım gibi seviyorum, senin için her neyse
I go up and down that road, I go anywhere you go
– O yoldan yukarı ve aşağı gidiyorum, gittiğin her yere gidiyorum
When you tell me life is good, I want better for you (Yeah)
– Bana hayatın güzel olduğunu söylediğinde, senin için daha iyisini istiyorum (Evet)
You my twin
– Sen benim ikizimsin
You my twin, you my treacherous lil’ twin
– Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin
You my twin, you my treacherous lil’ twin
– Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin
You my twin, you my treacherous lil’ twin
– Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.